“Şehir Merkezinden Uzak Olmamıza Rağmen Kentin Her Noktasına Dokunuyoruz”

Arkitera Kampüste projesi kapsamında kent-mimarlık ilişkisi ve mimarlık eğitim mekanlarına dair sorularımızı Maltepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden Yrd.Doç.Dr. Demet Mutman'a yönelttik.

Arkitera: Mimarlık eğitiminizin bulunduğunuz kentle ilişkisini nasıl kurarsınız? Kentin eğitiminize katkıları ya da eğitiminizin kente katkıları var mı?

Demet Mutman: Benim kişisel inancım ve eğitim anlayışım gereği mimarlığın kentle mutlaka bir ilişkisi olmalıdır. Mimarlık doğası gereği son derece kentle ilgili bir meslek olduğu için eğitiminin de kentle bağlantı kurularak her aşamasında, hem teorik dersler hem stüdyolarda kente referans veren işlerle yürümesinden yanayız fakat bizim şöyle bir dezavantajımız var. Belki de bu bir avantajdır, bilmiyoruz. Kentten uzak bir yerleşkedeyiz. Hatta pencereden baktığınızda çiftlikleri görebiliyorsunuz. Ama hem verdiğimiz ödevlerle, yaptığımız ziyaretlerle hem de kent parçalarını çalıştırarak kentle mutlaka ilişki kuruyoruz. Yani mesela bir önceki projemiz Karaköy’dü. Bu sene Şişli bölgesinde çalışıyorlar. Yani kentin her noktasına dokunuyoruz. Ayrıca müze ziyaretleri, sergileri, tasarım faaliyetleri izlemeye ve izlettirmeye gayret ediyoruz.

Geleceğin daha yaratıcı ve özgürleştirici mekansal karşılıkları mimarlık eğitiminde nasıl karşılık bulabilir? Şu anda sahip olduğunuz eğitim mekanlarınızı dönüştürebilir misiniz?

Mekanın eğitimi, eğitiminde mekanı karşılıklı olarak etkilediğini düşünüyorum. Şöyle ki standartlaşmış mekanlarda verilen eğitim de bir anlamda standartlaşmış oluyor. Bir takım kalıpları aşmak için mekanı dönüştürmek gerekiyor. Bizim her ne kadar stüdyolarımız falan yeterince geniş olsa da çok mimarca, mimarlık eğitimi için planlanmış değil; ama biz bu mekanları geniş olmaları nedeniyle bir miktar dönüştürebiliyoruz. Yeterli mi? Değil tabii. Ama ek mekanlarımız var. Mesela bir hangarımız var. Orada bir takım etkinlikler oluyor ve oradaki işlerle standart stüdyolarda yapılmış işler arasında da bir takım farklar oluyor. O hangar çok daha döküp saçmaya, esnek olmaya, serbest olmaya müsait bir yer.

Türkiye’deki mimarlık eğitimine karşılık gelen stüdyolar derslikler genel olarak yeterli mi? Buradaki mekanlar yeterli mi, ihtiyacınız doğrultusunda dönüştürülebilir mi?

Yani metrekare olarak yeterli olabilir ama mekan anlayışı olarak çok yeterli olduğunu düşünmüyorum. Daha mimarca olmalı, daha mimarlık eğitimine uygun olmalı.

Etiketler

Bir yanıt yazın