“Finlandiya’da Kamu İhalelerinde Öncelikli Olan Projelerinizin ve Referanslarınızın Niteliğidir”

Avrupa'daki yarışma sistemlerini incelediğimiz gezi kapsamında Finlandiya'lı genç ofis ALA Architects'in ortaklarından Samuli Woolston ile görüştük.

AE: 2012 yılında sponsorumuz Seranit Yapı Grubu desteğiyle başlattığımız Yarışmayla Yap projesi kapsamında Helsinki’deyiz. Projemiz Türkiye’deki tasarım yarışmaların sayısını ve niteliğini arttırmayı amaçlıyor. Ana hedefimiz kamu kurumlarının projelerini yarışmayla elde etmesi. Bu kapsamda Avrupa’yı dolaşıyoruz ve diğer ülkelerdeki yarışma sistemlerini inceliyoruz. Tükiye’de yılda ortalama 8-9 yarışma açıldığı gerçeğini vurgulamak isterim. Amacımız bu sayıyı mümkün olduğunca arttırmak.

Samuli Woolston: Bu yarışmalar açık mı yoksa davetli mi?

AE: Bu sayı açık, ulusal yarışmalar için. Türkiye’de kamu kuruluşları davetli yarışma düzenleyemiyor. Yönetmelikler gereği kamu kurumları davetli yarışma açamıyor. Bize biraz Finlandiya’daki sistemden bahseder misiniz? Finlandiya’da kamu kuruluşları davetli yarışma açabiliyorlar mı? Ya da yarışmalarda uluslararası olma zorunluluğu var mı?

SW: Mimarlar Birliği’nin yarışma komitesine birkaç yıl boyunca başkanlık yapmıştım. Davetli yarışmalar genellikle özeldir ve müteahhitler vb. kişiler tarafından organize edilir. Açık yarışmalar kamunun açtığı yarışmalardır. Açık ihaleleri olmak zorundadır ve çoğunlukla mimarlar birliğinden yardım alınır. Kendi kuralları ve yönetmelikleri var. Ayrıca Mimarlar Birliği (SAFA) finalistlerin ödüllerinden %7 pay alırlar.

AE: Türkiye’de de aynı uygulama söz konusu.

SW: Eğer Finlandiya’da yılda kaç tane açık yarışma olduğunu soracak olursanız 10’dan az olduğunu söyleyebilirim, belki 6 tane. Fakat çok fazla ihale yarışması yapılıyor. Örneğin bir şehre yeni bir anaokulu yapılma talebi varsa bunun için bir ihale yarışması organize edilir.

AE: İhale yarışması nedir, biraz açıklayabilir misiniz?

SW: Genellikle ilk aşamada referanslarınızı yollamanız gerekir. Sonra onlar bu referanslardan yaklaşık 10 adet ofis seçerler. Daha sonra da bu insanlar binaları için ne kadar fiyat istediklerini belirtirler.

AE: Bizdeki ihale sistemi sadece en düşük fiyat üzerine, kalite üzerine değil.

SW: Burada kalitenin önemi büyük. %60-70 civarı etkili faktör kalitedir, %30-40’da fiyat.

Canan Erten: Peki Finlandiya’daki ihale sisteminin iyi işlediğini düşünüyor musunuz?

SW: Ben açık mimari yarışmaları daha ilgi çekici buluyorum, fakat bunların işlemeyeceği durumlar da var. Birçok durumda müşteriyle sürekli temas kurmanız gerekiyor, fakat açık yarışmada temas kurmanıza izin verilmiyor bu yüzden her zaman en iyi yol bu değil. Çoğu durumda fikrinizi tasarlamanız için iyi bir yöntem yarışmalar.

AE: Finlandiya’daki projelerin çoğunluğu yarışma ihaleleriyle mi yoksa yarışmayla mı inşa ediliyor peki?

SW: Kesinlikle ihale. Açık yarışmalar sadece merkezi kütüphane, müzik merkezi gibi büyük kamusal projelerde ya da önemli bir metro istasyonu gibi projelerde açılıyor.

CE: Bu da sormak istediğimiz başka bir soruydu. Yarışmaların kazanan projeleri inşa ediliyor mu?

SW: Evet, genellikle. Eğer bir fikir yarışması değilse inşa ediliyorlar. Fikir projeleri farklı bir kategoride. Fakat tabi ki kent planlama yarışmasıysa inşa edilmez, plancıların plan yapması için bir başlangıç noktasıdır. Mimari proje yarışmalarında genellikle inşa ediliyor diyebilirim.

CE: Bu noktada Türkiye’den ayrılıyor. Türkiye’de birçok proje inşa edilmiyor ve bunun sebebi çoğunlukla ekonomik nedenler.

SW: Bazen projenin inşaatına başlanması uzun bir zaman alıyor, Helsinki Müzik Merkezi (Musiikitalo) örneğinde olduğu gibi. Sanırım yarışma 2001’deydi ve müzik merkezi 2011’de açıldı. 10 yıl aldı. Ama bu bir istisnaydı. Hatta 6 yıl hiçbir şey yapmadan beklediler.

AE: Bize biraz da yakın zamandaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

SW: En güncel olarak Helsinki Merkezi Kütüphane yarışmasını kazandık. Şu anda müzakere süreci için sabırsızlanıyoruz.


Helsinki Merkez Kitaplığı Uluslararası Mimari Proje Yarışması, 1. Ödül

AE: Süreci biraz anlatabilir misiniz?

SW: Temel olarak, nasıl bir tasarım yapacağımızı, hangi fiyata yapacağımızı ve zaman çizelgesinin ne olacağı gibi konularda şehir ile (Belediye) anlaşmaya varacağız. Diğer tasarımcılar için de ihale açıldı. Yani mühendisler için normal ihale süreci izleniyor şu anda. Fakat Finlandiya’da bugüne kadar yaz tatili vardı. Bugün görüşeceğimiz kişi ofise döndü ve müzakerelere başlayabiliriz. Yani henüz bir şey yapmadık diyebilirim. Örneğin bu iki aşamalı, uluslararası ve açık bir yarışmaydı. 500’den fazla katılım oldu.

AE: İlk aşama bir fikir yarışması mıydı?

SW: Hayır, aslında bir fikir yarışması değildi. Açık bir mimari yarışmaydı, fakat daha sonra teknik olan ikinci aşama ile devam ettiler. Yapı mühendislerimiz, elektrik mühendislerimiz ve sürdürülebilirlik uzmanlarımız vardı. Bütün bir paket hazırlanarak teknik olarak düzenlenmişti. Tabi ki böyle olması inşa edilip edilemeyeceğini anlamalarını ve bütçeye uygun olup olmadığını görmelerini kolaylaştırdı. Yani yarışmanın önemli bir kısmının bütçe sınırları içinde olup olmadığını test etmek ve inşa edilebilir bir sonuç elde etmekti.

AE: Kaç katılımcı ikinci aşamaya geçebildi?

SW: Altı.

AE: Altı finalist. Peki ya diğer finalistlerin çalışmaları?

S: Biz birincilik ödülünü kazandık fakat ikincilik ödülü bile verilmedi. Sanırım bölünmüş bir üçüncülük ödülü verildi. Bunu da Verstas ve Playa kazandı. Bu ofisler de bizim yaşımızda. Yani Helsinki’nin genç kuşağı büyük ödülleri topladı diyebiliriz.

AE: Yarışmayı açan kurum ile anlaşmaya varamamanız durumunda ne oluyor?

SW: Bu pek olanaklı değil çünkü herkes bu inşaatı istiyor. Bir anlaşmaya varmalıyız, fiyatlarımız kabul edilebilir ölçüde.

AE: Türkiye’de birinci ödül sahibiyle bir anlaşmaya varılamazsa ikinci ödül sahibiyle müzakere edilebiliyor, fakat üçüncüyle değil. Burada da böyle bir durum geçerli mi?

SW: Finlandiya’da gerek kalırsa sıradan son ödüle kadar gidebiliyorlar. Herhangi bir sınırlama yok. Fakat bir ikincilik ödülü vermemiş olmaları projeyi bizim almamızı istediklerini gösteriyor.


Helsinki Merkez Kitaplığı Uluslararası Mimari Proje Yarışması, 1. Ödül

CE: Yarışmalar ulusal mı oluyor uluslararası mı?

SW: Uluslararası. Fakat bazıları Fince oluyor. Bu da diğer milletler için işi zorlaştırıyor. Fakat bu yarışma Fince ve İngilizce’ydi, yani her iki dilde de katılım olabiliyordu. Fakat jüri Fince’yi görünce Finlerin dahil olduğunu anlayabiliyordur. Bu yarışmaların hepsi Avrupa Birliği sitesinden anons ediliyor. Sadece bilgiler Fince. Fakat tabii ki Avrupa Birliği’nde sadece Finlandiyalı mimarlar yok.

AE: Yani aslında uluslararası katılıma açık fakat ulusal ölçekte kalması tercih edilen yarışmalar da oluyor.

SW: Sadece Avrupa Birliği içinde yapılabilir. Fakat Finlandiya’da genellikle uluslararası. Dünya’daki herkes katılabilir ve her zaman anonimdir. Bazı yönetmeliklere göre yarışmaya katılanların projeyi alabilmesi için mimar olması gerekir.

CE: Peki ya jüri üyeleri? Onlar da mı uluslararası kişilerden oluşuyor?

SW: Bazen uluslararası üyeler oluyor.

AE: Örneğin merkez kütüphaneyi yarışma ihalesiyle yapmak mümkün olur muydu?

SW: Evet, mümkün olabilirdi fakat anıtsal bir bina istedikleri için açık bir yarışma düzenlediler. Eğer normal bir tasarım süreciyle yola çıkılsaydı standart bir projeye ulaşılırdı.

AE: Norveç’teki Kilden Konser Salonu projesini de kazanmıştınız. Bu yarışmanın öncesi ve sonrasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?

SW: O da uluslararası açık bir yarışmaydı. Henüz mezun olmuştuk ve yarışmalara katılıyorduk. Bu yarışmaya katılmaya karar verdik, epey pahalıydı. Yarışma dökümanlarını satın almanız ve maketi yapmanız gerekiyordu. Büyük bir riskti fakat başardık. Ödül töreninden sonra hep Norveççe konuşmaya başladılar. Bizim de bir an önce Norveççe konuşmamız gerekti. 8 yılımızı aldı projenin inşa edilmesi. İlk iki yıl bizi deniyorlardı yapabilecek miyiz diye, binayı tekrar tekrar yeniden tasarlamamızı istediler. Sonuç yarışmada teslim ettiğimizin neredeyse aynısıydı.


Kilden Konser Salonu Uluslararası Yarışma Projesi, 1. Ödül

AE: Yani inşa edilen ilk binanız Kilden Konser Salonu.

SW: Evet, ofisimizi bu şekilde kurduk.

AE: Kaç mimarla birlikte çalışıyorsunuz?

SW: Şu anda 25 kişiyiz.

CE: Stüdyonuzun işlerinin büyük bir kısmını yarışmalar oluşturuyor diye niteleyebilir misiniz?

SW: Pek değil, fakat yeni kazandığımız kütüphane yarışması bizim için büyük bir efordu. Neredeyse 3000 saat çalıştık ve kazanma garantisi yoktu. Şu andaki ana projelerimiz 5-6 metro istasyonu ve 2 tiyatro binası. Bunları ihale yarışmalarıyla kazandık. Projemizin kalitesi ve bütçe üzerinden puan aldık. En düşük teklifi veren ofis kesinlikle değildik, kalite önemli bir kriterdi bu ihale yarışmalarında.

AE: Burada ihale sistemi bizimkinden çok farklı. Sadece para değil kalite de önemli.

SW: Normalde %60-70 kalite, %40-30 fiyat önemli. Bunun için bir formülleri var denebilir. Bu Mimarlar Birliğinin bir tavsiyesi.

AE: Türkiye’de yarışmalar yönetmeliği çok kısıtlayıcı. Örneğin yarışmanın en az 60 gün açık olma zorunluluğu var.

CE: Bazı kurumlar bunu çok uzun buluyor.

SW: Bence bu konuya göre değişir. Eğer küçük bir bina tasarlıyorsanız bu kadar zamana gerek yok, ama daha karmaşık bir binayla uğraşıyorsanız daha çok zamana ihtiyacınız var. Burada mimarlar birliği bu zaman çizelgelerini tartışıyor. Ayrıca farklı yarışmaların teslim tarihlerini aynı güne koymamaya ve hepsini organize edip zamana yaymaya çalışıyorlar.

AE: Mimari yarışmalar hakkında genel görüşünüz nedir? Proje üretmenin en iyi yolu olduğunu düşünüyor musunuz?

SW: Aslında çok iyi bir sistem, özellikle de büyük kamusal projeler için. Fakat iki aşamadan oluşan yarışma tek aşamalıya göre daha iyi. Çünkü ikinci aşama için daha çok şey hazırlayabilirsiniz ve ilki daha çok eskiz seviyesinde bırakılabilir. Böylelikle 500 ekip 2000 saatlik iş ve kaynak harcamamış olur. İkinci aşamada da daha detaylı ve hesaplanmış bir proje için ödenek alırsınız. İlk aşama herkese açık, ikinci aşama davetli gibi.

AE, CE: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

SW: Ben teşekkür ederim.

Etiketler

Bir yanıt yazın