“Biçimsel Olandan Değil, Paylaşılabilecek Fikirlerden Bahsediyoruz”

İspanya'dan Pich Aguilera Mimarlık kurucusu Felipe Pich Aguilera ve 2010'da İstanbul'da gerçekleştirilmiş olan "Türkiye-İspanya Mimarlık Toplantısı"na katılmış olan mimar Miguel Angel Romero ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Pınar Koyuncu: Öncelikle Türkiye’ye hoşgeldiniz. İlk olarak ofisinizle ilgili bir soru sormak istiyorum. “Pich Aguilera Mimarlık” ne zaman ve nasıl kuruldu? Ofisinizde kaç kişi çalışıyor?

Felipe Pich Aguilera: Ofisimiz 25 yıl önce kuruldu. Şu an toplamda 20 kişi çalışıyoruz ve çalışanların çoğu Barselona’dan mimarlar.

Miguel Angel Romero: Ofis dışında da çalışmalarımız var. Avrupa’da Fransa, Almanya, İsveç’te ve Güney Amerika’da da çeşitli projeler sürdürmeye çalışıyoruz.

PK: Çalışanların hepsi mimar mı, yoksa iç mimarlık, kent planlama veya peyzaj mimarlığı gibi farklı disiplinlerden çalışanlarınız da var mı? Disiplinlerarası tasarım hakkında neler düşünüyorsunuz?

FPA: Günümüzde disiplinlerarası çalışma çok önemli bir konu haline geldi. Ofisimizde temel olarak mimarlar ve iç mimarlar ile inşaat mühendisleri çalışıyor. Fakat çoğunlukla ofis dışında, üniversiteler veya diğer profesyonellerle ortaklıklar gerçekleştiriyoruz. Bunlar kent plancıları ve çoğunlukla da araştırma grupları oluyor. Bu tür iş birlikleri ile projelerimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

MAR: Projelerimizi çevresel faktörler, ekolojik tasarım, enerji performansı ve modellemeleri üzerine uzman kişilerle çalışarak yürütüyoruz ve geliştiriyoruz. Ortaklığımız olmasa da bu disiplinlerden profesyonelleri gerektiği zaman projelere dahil ediyoruz. Yaratıcılıkta gerekli olan geniş bilgi birikimini bu şekilde bir araya getiriyoruz.

PK: Biraz projelerinizden bahseder misiniz? Ne tür projeler yürütüyorsunuz, gelecekte nasıl projeleriniz olacak? Bina ölçeğinden ziyade daha çok kentsel ölçekte mi çalışıyorsunuz? Bir bina tasarımında veya uygulamasında kriterleriniz neler?

FPA: Özel konut projeleriyle işe başladık ve hala da bu tarz projeler yapıyoruz. Fakat her zaman projelerimizi nasıl daha da büyütebileceğimizi ve geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. Şu anda projelerimizin neredeyse tamamı kentsel ölçekte çalışmalar. Çünkü ekoloji ve mimarlık konusuna odaklanıyoruz, sürdürülebilirlikle uğraşıyoruz ve bu konularda yapılabilecek şeyler çok geniş bir yelpazeye yayılıyor. Kentsel planlama ve kent ölçeği, karar almada bizim için her zaman en önemli ve güçlü bakış açısı oldu.

MAR: Sürdürülebilirlik ilkesine gelecek olursak, enerji verimliliği ve ekolojik yaklaşımlarla çevresel faktörler üzerine odaklanıyoruz. Bu konular su, malzemeler, yenilenebilir malzemeler, geri dönüşüm gibi pek çok konuyu da kapsıyor. Bunlarla ilgili bütün konular sürdürülebilirlik şemsiyesi altında toplanıyor.

PK: Türkiye’ye gelmeden önce Türk mimarisi hakkında bir bilginiz var mıydı? Neden özellikle İstanbul ve Türkiye ilginizi çekiyor?

MAR: Çok detaylı bilgi sahibi değildik, ama biraz fikrimiz vardı. Geçen sene Türk ve İspanyol mimarlık ofislerini, atölyeleri ve inşaat firmalarını bir araya getiren bir davet üzerine Türkiye’ye geldik. Çok iyi tepkiler aldık, Türk mimarlar bizimle çok ilgilendi. Dolayısıyla biz de tekrar gelmeye ve daha çok bilgi alışverişinde bulunmaya karar verdik.

FPA: Yabancılar olarak Türkiye’ye ve özellikle de İstanbul’a vardığımızda gördük ki mimarlık her yerde ve burada da bizim aşina olduğumuz bir mimari dil var. Buranın mimarlık için gerçekten çok güzel bir yer olduğunu düşünüyorum.

PK: Türk mimarlardan tanıdıklarınız var mı? Türkiye’de kimlerle iş birliği içindesiniz?

MAR: Birçok farklı türde ve ölçekte mimarlık ofisi gördük ve bazı saygın mimarlarla görüştük. Pek çok farklı proje de gördük. İyi ilişkiler kurmaya başladık ve ileride kendileriyle ilişkilerimizi geliştirmeyi çok istiyoruz.

FPA: Ofisimiz kuruluşundan beri Barselona’da. Amacımız ofisler kurmak ve yayılmak değil, yerel ofislerle çalışıp deneyimlerimizi paylaşabilmek.

MAR: Olasılıkları ve fırsatları değerlendirmeye ve bilgiyi bir araya getirmeye çalışıyoruz.

PK: Gelecek için planlarınız neler? İstanbul’da veya Türkiye’nin başka bir kentinde projeler yürütmeyi düşünüyor musunuz?

MAR: Buradaki mimarlarla beraber işler yapmak istiyoruz tabi. Fırsatları değerlendiriyoruz ve sürdürülebilir yaklaşımlı teknik bilgimizle Türk mimarların burası hakkındaki bilgi birikimini bir araya getirerek beraber projeler üretmek istiyoruz.

FPA: Belki farklı türde anlaşmalar da yapabiliriz. Örneğin Barselona’dan ofisler İstanbul’a gelebilir ve İstanbul’dan da Barselona’ya gidilir. Böylece her iki kentin mimarlık ofislerinin birbirleri hakkında daha çok fikir sahibi olmasını sağlayabiliriz.

MAR: İstanbul’a birkaç toplantı ve buluşma gerçekleştirmek üzere üçüncü kez geldik. Tabi yapmak istediklerimiz İstanbul ile sınırlı değil. İstanbul’u Türkiye için ilk adımımız olarak görebiliriz belki.

PK: Türk ve İspanyol mimarisi arasında benzerlikler veya farklılıklar var mı sizce? İspanyol veya Türk mimarisinin ortak bir noktada buluştuğunu düşünüyor musunuz? Veya çalışmalarınız farklılıklara mı dayanıyor?

FPA: Bence Türkiye ile İspanya arasında güzel bir hissiyat var. Her iki ülke aynı iklimin etkisi altında ve aynı zamanda her iki ülke de güney ve kuzeyin sınırlaması altında bulunuyor. Bu da bir çeşit ortaklık kuruyor diye düşünüyorum, birbirimizi iyi anlayabiliyoruz. Paylaştığımız bir kültür de var, fakat tabi ki ortak bir tarzımız yok, tarzları pek sevmiyoruz. Çünkü biz biçimsel olandan değil, paylaşabileceğimiz fikirlerden bahsediyoruz. Getireceğimiz şey mimari bir değer ve bilgi birikimimiz olacak.

MAR: Ben de ortak bir dilimiz olmamasına rağmen, kişisel ve profesyonel anlamda çok kolay iletişim kurduğumuzu ve kendimizi burada iyi ifade edebileceğimizi düşünüyorum. Kendimizi burada çok rahat hissediyoruz ve geleceği karmaşık değil, ulaşılabilir olarak görüyoruz. İki ülke arasındaki deneyimlerin paylaşılması güzel sonuçlar doğuracak.

PK: Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

FPA: İstanbul’da havanın bu kadar soğuk olacağını tahmin etmemiştik!

MAR: Durum İspanya’da da aynı, kendimizi ülkemizde hissediyoruz. En kısa zamanda geri geleceğiz.

PK: Çok teşekkürler.

FPA, MAR: Biz teşekkür ederiz.

Etiketler

Bir yanıt yazın