Türkiye Endüstriyel Üretim Müzesi

Türkiye Endüstriyel Üretim Müzesi

İstanbul Gedik Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, MİM 302 Tasarım Stüdyosunda; Öğr.Gör. Gökay Savaş yürütücülüğünde Metin Erişmiş tarafından tasarlanan Türkiye Endüstriyel Üretim Müzesi projesi.

Müze tasarlanırken çevresel analizler yapılmış ana girişin toplu taşıma durakları da göz önüne alınarak Büyükdere Caddesi’nden olması karar verilip, araç girişinin ise yoğunluğu ana caddeye göre daha az olan tali yoldan olmasına karar verilmiştir.

Müze tasarımının çıkış noktası hemen karşısındaki kimliksiz gökdelenlere bir tepki verirken, yanı başındaki belirli bir dönemin uslubunu ve mimari özelliklerini gösteren Levent’e saygı göstermeliydi.

Levent kent dokusunu referans alarak iki sirkülasyon aks oluşturulmuştur, bu akslara fonksiyonlarına göre müze sergi ve atölyeleri ve kültürel kent mekanları yerleştirilmiştir.

Bu sirkülasyon akslarını girişte zeminden olmak üzere birbirine bağlayan iki sirkülasyon aksı ile bağlanmıştır. Böylelikle iç avlu oluşturarak doğal mekanlar ortaya çıkarılmıştır.

Müzenin taşıyıcıları açığa çıkartılıp brütalist bir etki yaratılmak istenmiştir. iç sirkülasyon alanları bu üslup devam ettirilerek işlevselli arkatlar oluşturulup ziyaretçilere müzenin her alanında geniş bir perspektif sunmuştur.

Arazi eğimi de kullanılarak oluşturulan aksların sonunda ziyaretçiler Levent Mahallesi geniş bir açıdan seyredilmektedir böylelikle, Girişte plazalardan geçip modern ve planlı yerleşim olan mahalleyi görüp etkileşimli bir müze deneyimi yaşayacaklardır.

Müzenin konusu; SALT Galata da sergilenen TEK ve ÇOK sergisinin konusu baz alınmıştır. (Tek ve Çok” sergisi; tüketimden ziyade üretime odaklanıyor, Türkiye’nin 1955 – 1995 dönemini otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik endüstrilerinden kurumların desteğiyle nesne ve hikâyeler üzerinden inceliyor. Türkiye’de bu dönemdeki seri üretim ortamındaki sosyo kültürel değişimi birlikte anlatıyor)

Müze arsası; Türkiye’de 50’li yıllarda planlanan toplu konut alanları içinde ilk örneklerden biri olan Prof.Y. Mimar Kemal Ahmet Aru, ve Y. Mimar Rebii Gorbon tarafından planlanan Levent Mahallesi’ndeki T.C. Merkez Bankası arazisi seçilmiştir. (2007 yılında ilk toplu konut örneklerinden olması, planlama düzeni ve modeli açısından Türkiye’de daha sonra yapılan çalışmalara örnek oluşturmuş olması, yapıların mimari ve biçimsel özelliklerini bilinçli olarak sade ve gösterişsiz seçilmiş olmaları nedeniyle oluşan belirgin karakteri, günümüzde artık kullanılmayan bir yapım sistemi ile gerçekleştirilmiş olmaları, kentin bu bölgesinde meydana gelen gelişme çerçevesinde bozulma ve niteliğini kaybetme riski altında bulunmaları, gerek mimari gerekse planlama açısından bütünlük, süreklilik ve niteliğini hala devam ettirmesi” nedeniyle kentsel sit alanı olarak görülmüştür.)

Tasarım ilkeleri; çağdaş müzecilik anlayışı ile teşhir alanlarında eserin sağlıklı şekilde korunmasını sağlayan vitrinlerin aynı zamanda eseri tüm haşmetiyle sergileyebilmesi, görselliğin niteliğini artırmıştır. Rehberli geziler, dikkat çekici bilgilendirme levhaları, elektronik rehberlik (audio guide) sistemleri, müze gezicilerine hitap eden sürekli-geçici müze sergileri, dia-film gösterileri, seminerler ve atölye faaliyetleri, izleyiciyi aktif öğrenme sürecine dahil etmiştir.

Alışagelmiş müzecilik anlayışının yerine her kültürden insanın, her yaştan insanın, farklı ilgi alanlarına sahip insanın canlı bir mekan oluşturup, kentsel bir sosyalleşme mekanı taslamak amaçlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın