Satınalma (Turgut Uyar Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

Satınalma (Turgut Uyar Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

PROJE RAPORU

Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının değdiği yerde bir gökyüzü

Geyikli Gece
Turgut Uyar
1959

/

Sokakları, kaldırımları, uzun gemileri,
kırık bardakları, akşam güneşlerini, asfaltı, serin rüzgarları, lokantaları, dalyanları, otobüsleri, ağaçları, şehirleri anlatırken ustalıklı bir söz diziminin veya şairane olanın peşinde değildir Turgut Uyar. Şiir öncelikle bir “yaşama çabası”dır. Kirli ve tozlu, kırık ve dökük, eksik ve gedik olanı gündelik yaşamın içinde bulur çıkarır, acemice.

“Efendimiz Acemilik” metninin onu belki de en iyi tarif eden satırlarında şöyle diyor :

“Oysa acemilik. Efendimiz acemilik. Bir taş alacaksınız. Yontmaya başlayacaksınız.
Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. Bir başka taş, bir başka daha. Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. Belki başkaları sever tamamlar. Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. Başaramamak kaygısının zevkiyle çalışacaksınız. Gelin böyle yapın demiyorum. Durduğum yerde kalmaktan korkuyorum. Şiir bir sanat olayı değildir. Bir yaşama çabasıdır önce yaşadığımıza tanıklık eder. Her gün yeni bir dünya içinde, her gün yeniden ve başka etkilerle duygulanan insan, her gün bunları yeni biçimlerle söylemelidir.”

Sorun bir şiir sorunu değildir Turgut Uyar için yaşama sorunudur elbet. Şiir ve hayat ayrı düşmez. Epik veya hamasi değildir. Gündelik olana dair bir çabanın şiiridir.

/

Peki, şiiri tümüyle bir yaşama çabası olarak gören bu duruşun, bakışın şairi Turgut Uyar’ın mezarı nasıl olmalı ?

Mezarlıklar matemin ve yasın, ağıtların, ölüm yıl dönümlerinin, anma konuşmalarının mekânlarıdır çoğu zaman Türkiye’de. Kamusallığın bir parçası, gündelik hayatın bir uzantısı olmakta zorlanan ve hayatımıza uzak tuttuğumuz yerlerdir aynı zamanda. Şairleri, yazarları, aktörleri, toplumun el üstünde tuttuğu simaları hak ettikleri yere yerleştirebilmesini beklediğimiz bellek duraklarıdır.

Turgut Uyar’ın özünü, duruşunu, düşüncesini anlatmanın, onu tekrar kurgulamanın bir nesnesi olmak yerine bunların ötesinde Turgut Uyar’ın Mezarı ; yerine yöresine, kente, mezarlığa, kuşlara, ağaçlara, yağmura, çamura, geceye gündüze bir dokunuş olabilmeli belki de sadece.

Sözünü büyütmeden hayata doğru eğilen, gündelik hayatın hay huyuna katılan, ona dokunan.

/

Bu öneri bu bağlamda mezarlıklarda sıklıkla gördüğümüz sulukları mezarın doğal bir parçası olarak kabul eder ve koca gökyüzünü – kuşları, ağaçları, yağmuru, yaprakları, bulutları ve güneşi onun kalbinin merkezine yerleştirir.

Öneri, mevcut mezar kotunun üzerine yerleşen 100/210/50 cm’lik prizmatik yerinde dökme mozaik bir beton kütlenin kalbine yerleşen suyla dolu bir konkav bir kesiden oluşan ana kaide ve bu kaideden tümüyle kopuk yine brüt beton bir istinat duvarı ile tamamlanır.

Etiketler

Bir yanıt yazın