Katılımcı, Expo 2016 Antalya Expo Kulesi Mimari Proje Yarışması

Katılımcı, Expo 2016 Antalya Expo Kulesi Mimari Proje Yarışması

Mimari Açıklama Raporu:

GÖK-KULE

EXPO 2016 Antalya’nın en önemli hedefi olan etkinlik sonrasında kalıcı olmak ve kente artı değer katmayı sürdürmek fikrinden yola çıkarak tasarlanan GÖK-KULE organizasyonun temsil ettiği değerleri sürekli olarak kullanıcılara aktarmayı amaçlar. Kule tasarımı EXPO’ya dair düşünceleri sürekli olarak üreten “gelecek” düşüncesi üzerine kurgulanmıştır. EXPO organizasyonunun süresiyle sınırlı kalmamak, kente sürekli değer katmak ve kentliler ile özellikle çocuklarla olan bağı sürekli kılmak üzere “gelecek” düşüncesiyle biçimlenen kule zaman üstü geçerliliğe sahip yalın Platonik formlar ile transparan, opak ve kapalı yüzeylerin kombinasyonundan oluşmaktadır.

Kendini sürekli olarak gelecekteki farklı bağlamlarda kurmayı hedefleyen mekânsal senaryo içerisinde kulenin güncelliğini koruması ancak mimari dil, mekan kurgusu ve ekolojik tasarım bakımlarından zaman üstü değerleri taşımasıyla mümkün olacaktır. Bu değerleriyle kule bugün – gelecek ilişkisini sürekli sorgulamayı ve bu ilişkinin kalıplaşmış doğrusallığını ters yüz etmeyi hedefler. Bugün penceresinden geleceğe bakmak yerine geleceğin penceresinden bugüne bakmak için mekânlar oluşturmak ana hedeftir. Soyut tasarım diliyle geleceğe hâkim olacak bir simgesellik taşıyan kule ve mekânları sürekli olarak değişen bugünlere bakmak, bu “gelecekçi” çerçeveden kentin tarihsel derinliğini ve zamansal değişimlerini izlemek için zengin bir pencere açmaktadır.
Kronolojik dizgenin ters yüz edilmesi kule tasarımlarına hâkim olan kalıplaşmış “yer” – “gök” ilişkisinin de ters yüz edilmesini beraberinde getirmiştir. Alışılagelmiş akış zamanda nasıl bugünden yarına gidiyorsa insan algısında kule de genelde yerden göğe doğru yükselen ve yerden göğe doğru tasarlanan bir yapı tipi olmuştur. Oysa “Gök-Kule” yer ile gök arasındaki bu ilişkiyi de ters yüz ederek, “yer” kavramından bağımsız, boşlukta asılı duran, “yere” bugüne, hatta dünyaya ait olmama fikriyle örtüşen ve uzay gemisini hatırlatan bir cam kütleyi, “GÖK-DAİRE’i” tasarımının odağına almıştır.

Expo alanı ve kenti tasarlanmış bir kurgu içerisinde deneyimlemeyi sağlayan “Gök-Daire”, yerçekimsizliği hatırlatan duruşuyla “Dikey İstasyon” olarak düşünülen ve içerisinde düşey dolanım araçlarını barındıran eleman üzerinde taşınmak yerine bu eleman aracılığıyla adeta yer düzlemine saplanmaktadır. Yersizlik, zamansızlık, yerçekimsizlik gibi kavramlar içerisinden süzülerek biçimlenen cam kütle boşluğun sonsuzluğu içerisindeki deviniminden bir an olsun sıyrılmış, gelip EXPO alanının üzerindeki konuma o an için sabitlenmiş ve yer ile tek fiziksel ilişkisini “DİKEY İSTASYON” ile bağlantı kurduğu köprü üzerinden gerçekleştirmiştir. Dolanım ve strüktür açısından işlevler taşıyan bu köprü aynı zamanda yersizlik, sonsuzluk, gelecek kavram grubu ile yer, sonluluk ve bugün kavramlarını bağlayan sembolik bir köprüdür.

Gelecekten gelen bir uzay gemisi gibi yer ile gök arasındaki bu tasarlanmış konumuna asılan ve “Dikey İstasyon” ile yere tutunan ana kütleye çocukların ulaşımı yerden göğe yükselerek geleceğe ait olan ve gelecekten bugüne bakmayı sağlayan bir mekâna çıkmak anlamına gelir. Yerden filizlenip yükselmek yerine gökten gelip saplanmak fikri kulenin “yere” değdiği yerde cam yüzeyli ters koniyle somutlaşır. Bu koni zeminin alt kotunda “göğe yükselme” hareketini başlatan geniş bir hol oluşturmaktadır. Gökten gelip yere saplanma hareketi bu hol üzerinden yön değiştirir ve ikinci bir cidar yerden göğe yükselirken asansörlerin çevresinde aynı yönlü hava akımını işleten bacalar oluşturur. Çift cidarlı yapının dış kabuğu yere saplanma fikrini inşa ederken iç cidar düşey dolanım çekirdeğini örgütlemekte ve iki cidar arasındaki bacayı üretmektedir.

Kule cidarlar arasına yerleştirdiği bacalarda yakaladığı ekolojik tasarım konusundaki başarıyı “Gök-Daire” üzerindeki düşey yüzeylere yerleştirilen esnek güneş enerji panelleri ile sürdürür. Güneş enerjisini gündüz depolayıp gece kullanmaya olanak sağlayan güneş paneli aküleri +85,40 kotundaki teknik odada konumlanmıştır. Bu teknolojiyle depolanan enerji kulenin gece aydınlatma programları çerçevesinde hareketli led tasarımlarıyla görsel bir şölen sunacaktır. Mimari tasarımın çıkış noktası olan “Gök-Daire” fikri Işıklı gösteri senaryoları ile vurgulanacaktır. Gece karanlığında boşlukta asılı duran Gök-Daire bu etkileyici kurgusu içerisinde ziyaretçileri kabul etmeye devam edecektir. Işıklı tasarımlara müzik programının da eşlik etmesi sağlanacak bu bağlamda ışık ve ses birlikte sistem yazılımları ile kontrol edilecek, alanın tümüne müzik yayını verilecek böylece Gök-Kule zengin görsel ve duyusal yansımalarla EXPO alanına değer katacaktır.

Geleceğe ait olan “Gök-Daire’den” yeryüzünü seyredenler şimdi-gelecek bağlantısını tersten sorgular ve kulenin performansı boyunca gerçekleşen geleceklerden değişmekte olan bugünlere bakar. Kenti ve doğayı üst kotlardan gözlemleme ayrıcalığı Gök-Daire’ye varmadan düşey dolanım çekirdeği içerisindeki panoramik asansörler ve merdiven sahanlıklarından başlar ve bu kademeli yükseliş içerisinde çevre farklı görünümlere ve tonlara bürünür. Dikey istasyonun köprü ile Gök-Daireye bağlandığı noktada her yönden şeffaf haldeki bakı terası daha sonra opaklaşarak bir rampa haline gelecek ve bu rampa merkez etrafındaki dönüşleri sonucunda zamanda seyahat düşüncesini güçlendiren “GÖK-TREN’e” varacaktır. Gök-Dairenin üst kotunda sürekli olarak devinen “Gök-Tren” saydam kapsüllerden oluşan bağımsız “tren kompartımanlarının” oluşturduğu dairesel dönme hareketinin kendisidir. Kulenin kullanıcı tarafından ulaşılabilir olduğu bu en üst seviyede kapsüller ile “gökte” turlayan çocuklar bu eşsiz deneyim ile gelecek – bugün – geçmiş dizgesini kavrar.
Değişen süreç içerisinde her zaman güncel olma ve geleceğe ait olma potansiyelini barındırmak üzere Gök-Kulenin biçimi yöresel veya tarihsel sayılabilecek bir mimari dil haznesine referans vermez ve tamamen soyut yalın kütleler öngörür. Kulenin kurgulandığı mekânsal ve tarihsel bağlam zaten kendi içinde zengin ve özgün tarihi ve kültürel değerler bulundurmaktır. Kulenin işlevi mimari formuyla bu değerlere referans vermek değil bu değerlerin anlaşılmasını, tanıtılmasını ve korunmasını sağlayacak bir bilincin gelişimine olanak verecek mekânları kurgulamaktır.

Şeffaf kapsüllerin soyut mekânları içerisinde zamansızlık, yersizlik ve yerçekimsizlik hissini tadan çocuklar, edindikleri bu yoğun “gelecek” algısı çerçevesinden bugünün oluşturduğu bir geçmişe doğru bakmak için de olanaklarla donatılmışlardır. Şeffaf kapsüllerin iç mekâna bakan yüzeyleri ve koltuk arkalıkları koltuklardan kontrol edilebilir şekilde interaktif imgelerin sahnelendiği yüzeyler haline gelmektedirler. Kapsüllerin şeffaflığı içerisinden kente ve doğal çevreye bakan çocuklar verdikleri komutlar ile veya kendileri için kurgulanmış mekânsal senaryo içerisinde duyusal ve görsel etkiler kullanılarak gördükleri Antalya bağlamının tarihi, kültürü ve doğası ile EXPO’nun tarihi ve güncel konuları hakkında verilerle çevrelenmektedirler.
Bu deneyim dizisi içerisinde göğe ait olan kule, daire, tren ve kapsül yerden gökteki devinime katılan çocuklar ile bütünleşir. EXPO sırasında ve sonrasında anlatılarak, paylaşılarak yayılan bu deneyim kule tasarımıyla bütünleşik yan ürünler tarafından da desteklenecektir. Kuledeki deneyim ile ilgili olarak resimli çizgi romanlar, hikâye kitapları, çizgi filmler, giysiler vb. tasarım ürünleri kulenin imgesini EXPO ile bütünleştirerek dünyaya yayılacaktır. Bu özellikleriyle “GÖK-KULE” Antalya’nın gelecekteki simgelerinden biri olarak EXPO 2016 Antalya’yı evrensel ölçekte temsil eden bir tasarım haline gelecektir.

İŞLETME SENARYOSU

Kulenin performans sürecinde asgari sayıda çalışan istihdam edilmesine olanak verecek bir mimari tasarım anlayışı geliştirilmiştir. Böylece işletmenin ekonomik sürdürülebilirliğinin artırılması amaçlanmıştır.
Kule işlevsel programında Gök-Daire’nin içerisindeki iki ana bölüm önem kazanmaktadır.

Birinci bölüm asansörlerin ulaştığı bakı terası seviyesidir. Burası +73.40 kotundan kente 360 derecelik bakışı sağlayan bölüm ile başlar.Kapalı seyir alanına sahip bu bölümden rampa ile +79.40 kotundaki açık seyir alanına ulaşılır.
İkinci bölüm ise ilk bölümden çıkan rampaların sonlandığı +82.40 kotundaki açık seyir alanında yer alan Gök-Tren’i kapsar.

Zemin kotunun altındaki Kule’ye ana giriş kısmında ve internet ortamında Gök-Kule’yi ziyaret etmek için gerekli e-bilet satılmaktadır. Biletler yukarıda tanımlanan birinci bölümü kapsayabileceği gibi her iki bölümü de kapsayabilmektedir. İki ayrı fiyat ve hizmet seçeneği mümkündür. Ana girişten asansörlere girmek için en az birinci seviye e-bilete sahip olmak gerekecektir. Girişler bu yolla kontrol altında tutulacağından her asansörde bir personel bulunması zorunluluk olmayacaktır. Ana Giriş bölümü ile Gök-Tren Giriş bölümünde az sayıda personel istihdam edilmesiyle işletme ekonomisi sağlanacaktır.

ELEKTRİK RAPORU

Teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak (Güneş enerji sistemleri,Led teknikleri vb.)ve alt yapı buna göre hazırlanacaktır..Güneş enerjisini Elektrik enerjisine çeviren fotovoltaik panellerin bizlere sunduğu temiz enerji göz ardı edilmemiş ve proje üzerinde uygulanmıştır.
Aydınlatma sistemine ilişkin ilkeler göz önünde bulundurularak kaliteli,estetik ve tasarruflu ışık bileşimlerini sağlayan öğeler dikkate alınmıştır. Örneğin faz kaydırıcı kondansatör, dekalörlü balast yada üç fazlı beslemeler gibi önlemler alınarak stroboskobik etkiler önlenecektir.. Her mahalin amacına uygun göz sağlığını bozmayacak ışık kaynakları seçilecek mahaller için ayrıca aydınlatma hesapları yapılarak en az ışık düzeyi dikkate alınacaktır. Kule nin gece aydınlatması ile hareketli led ışık senaryoları sayesinde görsel bir şölen sunması hedeflenmektedir. Farklı renkler ve ışık gösteri senoryaları ile ilişkilendirilecek kule cephe aydınlatması müzik ile entegre çalışacak sistem yazılımları ile kontrol edilecektir.

MEKANİK RAPORU

Binanın, yatırım ve işletme maliyetlerinin düşük ve bakımının kolay olması sebebi ile merkezi klima sistemi VRF (değişken soğutucu akışkan debili) ile ısıtılıp soğutulması düşünülmüştür.Binada bulunan ofis vb. mekanların Isıtma-soğutma ihtiyacı heat-pump VRF klima sistemi dış ünitesi ile karşılanacaktır. VRF klima sistemi dış ünitesine özel bakır soğutma boruları ile bağlanmış klima iç üniteleri mekanların ısı kazancını ve kaybını karşılayacak kapasitede klima ederek odaları konfor şartlarına getirmektedir.Aynı zamanda kapalı mekanlara taze hava verilip egzoz havası atılarak mekanda konfor şartları da sağlanacaktır.WC’lerdeki pis egzoz havası kanal tipi egzoz fanları ve galvanizli saclardan imaledilmiş, flanşlı birleştirilmiş hava kanalları vasıtasıyla uygun yerden dışarıya atılacaktır.
Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği ve NFPA standartları göz önüne alınarak yangından korunma ve yangın güvenliği senaryosu hazırlanacaktır.Yangın güenlik asansörü ile birlikte tüm asansörler de bu senaryo ile entegre çalışır hale getirilerek otomasyona bağlanacaktır.Kulenin tüm mekanları basınçlandırılmış yangın söndürme sistemi ile yangın pompalarına bağlanacaktır.Bu sistem ile birlikte tüplü ve hortumlu yangın dolapları da gerekli alanlara yerleştirilecektir.Gerekli su deposu hacimleri kulenin içinde bulunduğu meydanın alt kodunda diğer projenin bütünü ile birlikte çözümlenecektir. Temiz suyun basınçlandırlarak kule katlarına ulaştırılması sağlanacak olup, kullanım suyunun arıtılarak peyzaj sulamasında kullanılması sağlanacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın