3. Ödül, Çuhadaroğlu Alüminyum 2017 Öğrenci Proje Yarışması

başka bir çevre- UMWELT*

“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.”

Şef Seattle, Kızılderili lider.

İklim değişikliği, okyanusların ısınması ve hava kirliliğiden küresel ısınma ilerlemekte ve doğal kaynaklar insanın parazit olma halinden geri döndürülemez zarara uğramaya devam etmektedir. BM, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9 milyarın üzerine çıkacağını öngörüyor.Şehirlerin büyüyüp genişlemesi,arazi kullanımını genişletti. Kentsel gelişmeler yoluyla toprağa aşırı yüklenilmesi; türlerin tükenmesine, verimli toprakların azaltılmasına ve biyokütlenin yetersiz dağılımına neden olmuştur.Her doğal kaynak gibi toprağında verebildiği şeylerin sınırı olduğunu görüp yaşama yeniden yön vermek gerekir.Dünya okyanusları gezegenin %70ini kaplar. Her yıl milyonlarca ton çöp okyanusa giriyor. Büyük Pasifik Çöpü Yamasından (GBGB) dolayı binlerce ölen hayvan, % 98’inin gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı kıtlıktan ölen insanlar, son 30 yılını yaşayan dünya için tek bir senaryoyu göstermektedir…Yeryüzüyle birlikte varolmayı öğrenmek, bu parazitizmi mutualizme çevirmektir.Mimarlık kavramı her geçen zamanda yeniden tanımlanıyor,oluşan sınırlar değişiyor ya da eriyor.William James’in dediği gibi biz maddi varlıklar tek bir evrende (unıverse) değil, bir evren çoğulluğunda (pluriverse) yaşıyoruz.Evren çoğulluğu bize basit olanı geliştirebilceğimiz sonsuz kaynak sağlar. Mimarlık da genişeleyen yok olan sınırlarıyla bir çok alan ile içiçe geçmeye başlamıştır. Birden fazla bilim alanının birlikte çalışması ile mimarlıkla birlikte çalışmasıyla oluşacak tasarım varolduğu habitatı da besleyebilecek bir kaynağa dönüşebilir. Koolhaas’ın dediği gibi bağlam berbat kokar. Yerinde durup çürümesindense enerji üreten, ürettiği enerjiyi kullanan bir sistem suyun akışkan doğasıyla da uyum içinde olacaktır. Açlık,kıtlık,küresel ısınma, biyoçeşitliliklerin yok olması gibi dünyanın ve insanlığın sonunu getiren sorunlara bir ‘hub’ kurararak translocal ağlarla okyanuslar denizler üzerinden geridönüşüm ve üretim sağlanabilir.Homojen modüllerden oluşup, heterojen kompozisyon oluşturan yapı tek bir *Unwelt in değil birçoğunun biraraya gelmesine potansiyel sağlar. Zamanıla insanlar için kendiliğinden oluşacak habitat birçok potansiyelide beraberinde getirmektedir.Temizleme,saflaştırma,enerji üretimi,yoksul toplumlar için sağlık tesisleri gibi programların birleşimiyle oluşacak bu TRANSHUB gelecek için bir umut olabilir.

*Umwelt, biyolog Jacob van Uexküll tarafından organizmaların yaşaması ve hareket etmesini sağlayan çevre olarak tanımlanır. Uexküll ‘umwelt’ kavramını açıklarken bir solucanın görmediği ancak koklayabildiği dünya algısının insan tarafından algılanamayan başka bir ‘çevre’ oluşturduğunu ifade eder.**

**Kent Deneyiminde Özgürleşme Aralıkları Olarak Heterojen Mekan Yüksek Lisans Tezi/ Deniz Önder

Etiketler

Bir yanıt yazın