İyi Mimarlık Kendini Satar mı?

2012 Londra Yaz Olimpiyatları öncesinde işler hiç de istendiği gibi gitmiyor. Binalar aylar öncesinde tamamlanmasına rağmen, projelerin pazarlanması konusunda getirilen kısıtlamalar mimarların elini kolunu bağlıyor.

Londra’nın olimpiyat hazırlıklarında yer alan mimarlar deniz aşırı karlı bağlantılar elde edebilecek mi? Mimari uygulamaların yapım nedeni bu olmasa da, olimpiyatlara altı ay kalmış ve binaların çoğu tamamlanmışken, artık para kazanma zamanı değil mi? Ancak mimarların pazarlama departmanları için kolay bir dönem değil. The London Organising Committee of the Olympic Games and Paralympic Games (LOCOG)’un kuralları firmaları işlerinin reklamını yapmaktan alıkoyuyor.

Bu durumu birçokları gibi New London Architecture’dan Peter Murray de haksızlık olarak değerlendiriyor. Murray’e göre kötü sonuçlanan bir on yılın ardından (İskoç Parlamento Binası, The Dome, Terminal 5…) sonunda İngiliz inşaat endüstrisinin elinde bir başarı öyküsü duruyor.

Olimpiyat projelerinde çalışacağına dair imza atan herkes anlaşmayı bilir. Can sıkıcı olsa da felaket denemez. Bugünlerde olimpiyat binalarını görmekten kaçınmak çok zor. David Cameron tarafından ilk bakanlar kurulu toplantısı için seçilen yer olan Handball Arena’dan Londra’nın reklam düşkünü çılgın belediye başkanını gölgede bırakan Su Sporları Merkezi’nin güzel tavan süslemeleri bunlardan birkaçı.

Tamam tek tek binaların mimarlarını bilmek halk için zor olabilir. Ancak bu ülke eğer büyük mimari başarılarıyla bir kez olsun heyecanlanacaksa, bunun bu yaz olacağı kesin.

Toplanma mekanlarını ve hatta küçük pavyonları ve kulübeleri tasarımcı mimarlar için sadece bir markalaşma fırsatı olarak görme ve bunların yaratacağı etkinin maksimum kazanç için bir kaldıraç görevi göreceği görüşü esas noktayı kaçırmak olur.

Her pazarlamacının size söyleyeceği gibi markalaşmış varlıkları inşa etmek kadar sürdürmek de zor ve pahalıdır. Bu nedenle, Olimpik aktivitelerde pay alma şansına sahip olan mimarlar, Murray ve diğerlerinin dediği gibi bu varlıkları hemen paraya dönüştürmek yerine, sakinleşip yavaşlamalı.

Gerçek Sorunları Atlamak

Hükümetin HS2 demiryolu bağlantısını kararlı bir şekilde sürdürme isteği trenleri uçaklara benzetmeye çalışan yanlış bir çabadır.

Fakat trenlerin avantajı karada hareket etmesi ve çok farklı yerlerde durabilmesidir. İşsizlik oranlarının yüksek olduğu bölgelere bakıldığında görülecektir ki desteklenmesi gereken yerler Londra’dan Birmingham’a ya da Manchester’e giden düz yol üzerinde yer almamaktadır.

Örneğin yenileme adına yıllardır milyonlarca sterlini yutmasına rağmen İngiltere’nin sosyal olarak hala en yoksul ikinci şehri olan Hull gibi şehirlerin desteğe ihtiyacı var.

Diğerleri gibi bunun esas nedeni Hull’un temel sorununun çok uzakta yer alması ve ulaşım bağlantılarının zayıf olmasıdır. Folkestone gibi emlak fiyatlarının yükseldiği ve işyerlerinin geliştiği şehirlerin talihini döndüren yeni tren hizmetinin devreye girmesidir.

Eğer 33 milyar sterlini altyapıya harcayacaksak Victoria döneminde örülen demiryolu ağları gibi öncü bir özelliğe sahip bir projemiz olmalıdır.

Etiketler

Bir yanıt yazın