Kozahan’ın Cağnım Yaprak Döşemesini Kaldırmışlar!

Bu yazıda konu Koza Han değil! Konu sosyal medya eleştirisi. Sosyal medyada yapılan eleştirilerin eleştirisi. Eleştiri kültürü. Yalnızca bir kaç görsel veya video üzerinden…

Örneğin yukarıdaki gibi bir fotoğraf. Bu fotoğrafı görüp gerçekten yaprak döşeme olduğu kabulüyle eleştiri yapacak kadar mizansız bir kültür. Yalnızca kendi düşündüğünü doğru zanneden, başka doğrular olabileceğini kabul etmeyen, çiğ fikirler üzerine kurulmuş bir kültür.

Doğru yönde kullanıldığı da oluyor tabi ki. Bozuk saat bile günde iki defa…

Ama çoğu kez de gerçek eleştirilecek kısmın önünü tıkayan, problemleri çözmekten ziyade “ne yapılacaksa yapılsın” diyerek kesilen bir kültür. İşin daha da kötü kısmı problemlerin çözülmediğinin farkında olmayan… Belki daha fazla problem çıkarttığının da farkında olmayan… Kendisi sayesinde, sosyal medya sayesinde problemlerin çözüldüğünü zanneden bir kültür.

Daha önce de bu konu hakkında “Restorasyon ve eleştiri” başlıklı bir görüş yazısı yazmıştım. Aslında konu aynı çizgide ilerliyor. Hatta daha da vahim bir hal alıyor. Mimarlar da dâhil olarak konunun etkisi arttırılıyor. Ama hatalı gösterimlerle, yanlış bilgilerle donatılıyor.

Örneğin Kastamonu Nasrullah Camii kalem işlerinde restorasyon öncesi ve sonrası fotoğraflarında farklı kubbelerden çekilen fotoğrafların aynı kubbeninmiş gibi gösterilmesi… Bilim kurulu eşliğinde yapılan çalışma mizansızca eleştirildi. Başka bir örnek; Bursa Pirinç Han’da Han avlusundaki birçok işgal ve tarihi yapıya (duvarlara, zemine) müdahaleleri görmeden bir fotoğrafla beyaz çelik kapı eleştirilmesi… Sonuçta beyaz kapı değişti ve sosyal medyaya göre iş çözüldü, eleştiriler bitti. Zemin kat daha da kötü hale geldi. Ama sosyal medya için problem yoktu. Sonuçta beyaz kapı değişmişti. Olur muydu hiç canım, tarihi handa beyaz kapı, değil mi?

Konuyu örneklere boğmayı düşünmüyorum. Bu yazıda amaç, sorunun asıl kaynağına inmeye çalışmak ve çözüm aramak.

Sosyal medyada gördüğümüz ve görünürde tepki toplamayı hakkeden bir görsel karşısında ilk tepkiyi vermeden, yani Allah Allah nidalarıyla savaşa koşan piyade gibi konuya dalmadan, hiç sebebini sorguladınız mı? Nerede olduğunu, nasıl bir çevrede olduğunu… Sorunun neden kaynaklandığını… Yaşanan süreci… Hatta sorunun aslında ne olduğunu… Hiç durup inceleyip sorgulayıp olaya yaklaştığınız oldu mu? Ne zaman başlandığını? Yapılanın amacını? Hatta eleştirinin amacını?

Eskiden 5N1K diye bir şey vardı. TV programı vardı hatta. Eskide kaldı. Şimdilerde kimse de hatırlamıyor belli ki. Hâlbuki karşılaştığımız konularda hemen tepki vermek yerine paylaşılan şeyin doğruluğundan emin olsak. (Doğruluk artık o kadar zor bulunan bir şey ve bunu doğrulamak o kadar ihtiyaç ki; teyit.org, malumatfuruş gibi mecralar var. )

Doğru olduğundan emin olduğumuzda da 5N1K mekanizmasını çalıştırsak. Ne, Nerede, Niçin, Nasıl, Ne zaman… Kim sorusu çok öncelikli olmasın ama ilk soruların cevabını bilmeden doğru eleştiri yapabilir miyiz? Sebep, sonuç ilişkilerini kurmadan yaptığımız eleştirinin neyle sonuçlanacağını bilebilir miyiz?

Bu detaylardan bahsetmeden bize sadece sonuca dair bir bilgi veya görsel göstererek eleştiri kültürünü besleyenleri dikkate almasak mesela. Onların bizi kullanmasına vesile olmasak. “Kullanmak” evet. İstemediği şeyi engellemek için sosyal medyanın gücünü kullanmak isteyenler. Haklı yönleri de olsa bütünü gösterip yönlendirmesi gerekirken özellikle yanlış bilgilerle olayı büyütmek. Nasrullah Camii’nde olduğu gibi. Veya eksik bilgilerle paylaşmak. Pirinç Han’da olduğu gibi. Kasıtlı değil belki ama sonuç itibari ile fayda değil zarar getiren eleştiriler ile sonuçlanıyor.

Hiçbir işin tek bir problemi olmaz. Tek bir çözüm uymayabilir. Görünenden çok görünmeyen kısımları önemlidir. Buz dağının eleştirmek kolay değildir. Bilinçsizce eleştiriler hariç… Problem o ki bu bilinçsizce yapılan her bir eleştiri diğerlerini doğurabiliyor ve bu eleştiriler arttıkça büyüyor ve detayları anlatılmaya çalışılsa da kimse görmüyor, kabul etmiyor. Çünkü yanlış bilgi, biraz da sansasyonel olunca hızla yayılırken doğru bilgi pek rağbet görmüyor ve pek okunamıyor.

Unutmamalı ki bilinçsizce yapılan her bir eleştiri, bilinçli yapılan işlerin engelleyicisidir. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak. Sebepleri ile değil sonuçları itibari ile. Sonuçlarının bir sonucu olarak…

Çeşitli örnekler ile çeşitlendirilebilir bu konu.

Ama ilk başta dediğim gibi Kozahan’ın cağnım yaprak döşemesini kaldırmışlar. Öyle değil mi?

Etiketler

Bir yanıt yazın