“360 Derece Bakış Açısı Yakalamaya Çalışan Bir Proje”

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Müşteri İlişkileri Direktörü Arzu Uludağ Elazığ ile bu yıl ikincisi düzenlenen VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi hakkında konuştuk.

Derya Gürsel: Öncelikle Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi’nden başlamak isteriz. Sizce süreç nasıl devam ediyor. Özellikle ilk sergi olan “Mutluluk Fabrikaları”ndan sonra nasıl geri dönüşler aldınız?

Arzu Uludağ Elazığ: VitrA olarak, mimarlığı odağına alan projeler gerçekleştirirken, söz konusu projelerin sürekli olmasını ve farklı platformların da etkisiyle geniş bir bakış açısı yakalayarak mimarlık mesleğinin tartışılmasına ve gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Bu alandaki çalışmalarımızın en güncel örneklerinden biri, geçtiğimiz yıl ilk kez düzenlenen Tasarım Bienali’nin eş sponsorları arasında yer almamız oldu. Geleceğin mimarlarının eğitimine katkıda bulunmak amacıyla Bilgi Mimarlık ile yaptığımız işbirliği ise 7. yılına ulaştı. “VitrA ile Mimari Keşif” başlığı altında süren çalışmaların son ürünü, “Liman Kentleri” adlı kitap oldu. Bu yıl ayrıca, genç ve yükselen mimarlara yenilikçi mimari tasarımlarını sergileme fırsatı sunan, İstanbul Modern’in, The Museum of Modern Art (MoMA) ve MoMA PS1 işbirliğiyle gerçekleştirdiği YAP İstanbul Modern: Yeni Mimarlık Programı’nın eş sponsorları arasında yer alıyoruz.

“Mutluluk Fabrikaları” sürecinde de bu devamlılığı sağlamayı hedefledik. İlk projemizin başarısı hakkında bize fikir en önemli somut veri, VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin ikinci kitabı Turizm ve Rekreasyon Yapıları için çok daha fazla başvuru gelmesi oldu. Ayrıca, projemizde yer almasını istediğimiz mimarlarla iletişime geçtiğimizde dizisinin ilk yılına ait temayı bildiklerini görmek bizi mutlu etti. İlk sergimizin mekanı Galeri Işık’tı; bu yılki sergimizin İstanbul Modern’de yer alması da başarımızın bir göstergesi diye düşünüyorum.

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi, farklı platformlarla 360 derece bakış yakalamaya çalışan bir proje… Böylesi bütünlüğe sahip olan bir proje gerçekleştirmeyi, proje ortağımız Türk Serbest Mimarlar Derneği ve biz çok önemsiyoruz. Bir defada bitmeyen, kendi içinde bir amacı olan, yıla yayılan bir proje söz konusu…

DG: İkinci sergi “Lütfen Rahatsız Etmeyiniz”e gelecek olursak küratör yine bir mimar ama mimarlıktan araçlarıyla ya da görselleştirmeleriyle biraz daha uzaklaşan bir sergi görüyoruz. Bu anlamda etkiniz var mıydı kurum olarak? Ya da bir tercihiniz?

AUE: Projenin kalıcılığı ve tarafsızlığı açısından, kitapta korumaya çalıştığımız bir standardımız var. Diğer yandan, serginin kitaptan daha geniş kitlelere ulaşmasını ve popüler olmasını hedeflediğimiz için, her yıl yeni yaklaşımlar denemeye açık bir tutum benimsiyoruz. Burada asıl amacımız, mimarlığın daha geniş çevrelerce konuşulur olmasını ve daha çok kişinin mimarlık tartışmalarıyla ilişkilenmesini sağlamak. Bu açıdan, sergi için birlikte çalışmayı seçtiğimiz küratöre de, bir mimarlık sergisi değil bir güncel sanat sergisi yapmayı hedeflediğimizi söyledik.


“Lütfen Rahatsız Etmeyiniz” sergisi, Burak Arıkan

DG: Yayınlanan VÇMD:2 Turizm ve Rekreasyon yapıları için yapılan çalışmalardan biraz bahsedersek. Yayının hedefleri neler?

AUE: VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında, 2000’den sonra üretilen yapıları inceliyoruz. 2000’li yıllarda ülkemizde yaşanan hızlı ekonomik ve sosyal değişim, mimari üretimin de nitelik ve nicelik açısından büyük bir değişime uğramasına vesile oldu. Uygulama teknikleri, yeni malzeme kullanımı ve ilişki biçimlerinin farklılaştığı bir dönemde, mimari yapılar bu sürece hem tanıklık etti, hem de arşiv kayıtları arasında yerini aldı.

Projenin ilk yılında; alışveriş merkezleri ve ofis yapılarının büyük bir değişim yaşamasından hareketle, ticari yapıları ele aldık. Projenin ikinci yılında ise yönümüzü turizme çevirdik. Bildiğiniz gibi, 2000’lerle birlikte sektör ve turizm yapılarının yanı sıra, modern hayatın kaçış noktaları olarak tasarlanan rekreasyon alanlarına da cesaret ve çeşitlilik geldi. Bu tespitten hareketle hazırladığımız kitapta; otel, tatil köyü, pansiyon, restoran, kafe, bar, misafirhane, eğlence merkezi, kamp, yol üstü tesisleri gibi turizme yönelik yapılardan oluşan 50 projelik bir seçki yer alıyor. Kitapta yer alan projelerin en önemli ortak özelliği, iş dışında kalan zamanlardaki tüketim pratiklerine ev sahipliği yapmaları…

Bu amaçla konaklama ve rekreasyon yapıları olarak 2 ana kategoride hazırlanan kitap, tatil, eğlence ve dinlenme alışkanlıklarımızın nasıl değiştiğini de anlatmayı hedefliyor. Editörlüğünü Banu Binat ve Neslihan Şık’ın yaptığı kitapta, her proje için kendi mimarının yorumu yer alıyor. Tasarımını Zekiye Nazlı’nın yaptığı ve Deniz Güner’in mimari eleştirileriyle katkıda bulunduğu kitapta; sektörü ve yapı türlerini turizmci, mimar ve sosyolog bakış açılarıyla inceleyen değerlendirme yazıları yer alıyor. Sosyolog Doç. Dr. Zafer Yenal, değişen tatil anlayışlarını ve bunun mekansal yansımalarını anlatıyor. Türkiye’deki pek çok turizm yapısının baş kahramanı olan Mimar Tuncay Çavdar, tatil köylerinin ve “her şey dahil sistemi”nin doğuşuna değiniyor. Tavit Köletavitoğlu turizm yatırımlarının gelişiminden bahsederken, Dr. Sedef Doğaner ise akademik bir yaklaşımla yeni otel tasarımlarını etkileyen unsurları aktarıyor.

DG: Serginin ve kitabın devamındaki çalışmalardan biraz bahsedebilir misiniz?

AUE: Turizm ve Rekreasyon Yapıları kitabı ve “Lütfen Rahatsız Etmeyin” sergisinin yanı sıra geçen seneki gibi paneller olacak. Serginin düzenlendiği İstanbul Modern’de, “Fon Şehirler” başlığıyla kente turizm değeri katan sinema üretimlerinin yer aldığı film gösterimleri gerçekleştiriyoruz. Buradaki amacımız, sergiye popülerlik katmak ve farklı platformların da projeye katılımıyla geniş bir bakış açısı yakalayabilmek… Proje kapsamında ayrıca, “Başkalaşan Turizm Mekanları” başlığıyla bir mimarlık çalıştayı düzenlenmesi planlanıyor. Bu kapsamda, mimarlık alanında üretilen ve toplum tarafından tüketilen mekanları, yerinde görerek, tasarım ilkelerini tartışarak ve “yer” ile olan ilişkisini sorgulayarak bir birikim oluşturmak hedefiyle İstanbul ve Antalya’da mimari keşif gezileri düzenlenecek. İkinci etapta da, turizmin etki alanlarını bulabilmek, zaman ve küreselleşme etkileriyle şekil değiştiren ihtiyaç ve beklentileri anlayabilmek, mekanların mimari yaklaşım ve niteliklerini sorgulayabilmek amacıyla da yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilecek.

DG: Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

AUE: Ben teşekkür ederim.

Etiketler

4 yorum

Bir yanıt yazın