1. Mansiyon (3. Bölge), İstanbul Senin, Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması

PROJE RAPORU

Haliç’in İzi-

İstanbul’un tarihine sarmalanmış kadim bir su izi olan Haliç, çevresindeki farklı yaşam ve yaşanmışlıkları anlatan mahalleleri, insanları ve kültürel zenginliği ile İstanbul’un insana anlattığı bir hikaye gibidir. Her ziyaret edildiğinde kentlinin belleğine yeni izler bırakan bu kent parçası geçen yıllar boyunca dönüşmeye devam etmiş ancak toplumsal etkileşim, paylaşım ve kent yaşamı açısından daima bir odak olarak kalmıştır. Önerilen proje Haliç’in mevcut doğal ve tarihi bağlamı ile ortaya çıkan yeni toplumsal/kentsel gereksinimleri sentezleyen bir motivasyon ile Haliç bağlamında yapısal çevre, kıyı alanları ve su ilişkileri gibi farklı açık alan ve kentsel tasarım potansiyellerini gözeten bir anlayış ile kurgulanmıştır. Proje, kent belleğindeki Haliç imgesini ve kültürünü muhafaza ederken yeni gereksinimleri, toplumsal paylaşımı ve birlikteliği katalize eden aktif, paylaşımcı ve dönüştürücü kentsel mekan programlarını içermektedir. Bu açık alan programları farklı sportif, kültürel ve sanatsal aktivitelere izin verecek esneklikte düşünülmüş; insan ölçeğindeki deneyim, yeşil alan kurgusu, kıyı sürekliliği, yaya sirkülasyonu ve kentlinin yaşam kalitesi önemsenmiştir.

Kentsel Tasarım Stratejileri

Haliç’in batı yakasında Eyüp ve Sütlüce arasında uzanan proje alanı, Tarihi yarımada içerisindeki Eyüpsultan Mahallesi ile Haliç arasında doğal, ekolojik ve kamusal bir arayüz olarak ele alınır. Önerilen yeni kıyı şeridi özellikle yakın çevredeki yoğun kullanıcılar için yeşilin ve aktif kamusal etkinliklerin toplandığı bir kent parçası olduğu kadar tüm İstanbullular için de bir yeni bir kentsel odağı tanımlar. Projedeki kentsel tasarım motivasyonu, kentlinin kentin yeşil bir parçası ile yakından etkileşime girdiği, belirgin bir kentsel omurga üzerinde gelişen farklı informel programlarla karşılaştığı; verimli kullanılan ve kullanıcı etkileşimi ile dönüşebilen ve yaşayan kamusal mekan olanaklarının yaratılmasıdır.

Önerilen proje Haliç sisteminin Batı kısmında Eyüp-Sütlüce bölgelerini içeren bir alana 3.5 km uzunluğunda bir kıyı izleğini içerir. Bu bölgenin yeniden programlanması ve canlandırılmasında izlenen ana strateji söz konusu kıyı izleğinin bütüncül anlamda revitalizasyonu olarak özetlenebilir. Bu bütünsel müdahale yaklaşımı farklı “tematik alt alanların tanımlanması”, bu alanların bağlam ile ilişkilerin yeniden belirlenmesi ve bu alanların hassas ve fonksiyonel eklentiler ile aktivasyonunu içerir. Bu çerçevede proje, kıyı bölgesi boyunca her biri farklı bir kamusal işlevler programı barındıran ve kendi içinde örgütlenirken bir sistem örüntüsü içerisinde gelişen beş ayrı aktivite odağı önermektedir. Söz konusu aktivite odakları, alanın mevcut kurgusu, yakın çevredeki kamusal binalar ve yakın zamanda hizmete açılacak Eminönü-Alibeyköy tramvay hattının alandaki erişim noktaları ile ilişkilendirilmiştir. Kurgulanan tematik aktivite odakları ise:

• Teleferik Transfer Merkezi-Eyüp Lisesi Zonu
• Eyüp Devlet Hastanesi Parkı
• Haliç Kültür Odağı ve Sanat Bahçesi
• Yeni Rekreatif Düzlem
• İGDAŞ Doğa Parkı

şeklindedir.

Bu kıyı izleğini işlevsel ve görsel anlamda entegre eden ve alanı kentsel anlamda karakterize eden öğe ise alan boyunca gelişen ve uzanan bir “iz” dir. Bu iz alan boyunca uzanırken dokunduğu alanların işlevsel programlarına eklemlenir ve bu kamusal alanların işlevlerini katalize eder. Alan boyunca gerek görsel gerek morfolojik kimliği ile zaman zaman belirgin ve üç boyutlu bir kimliğe bürünürken özelleşmiş alanlarda ise yerde devam ederek kamusal fonksiyonların fonunda kendisini hissettirir. Bu iz hassas ve uyumlu bir kentsel implant olarak Haliç sistemine katılır.
Kamusal alan kullanımı ve alanların entegrasyonu açısından göz önünde bulundurulması gereken sorunlar olan tramvay hattının alanı fiziksel anlamda bölmesi ve mevcut dolaşım düzeninin kopuk ve sağlıksız olması söz konusu izin alandaki kullanıcı dolaşımını üzerine toplayan ve düzenleyen bir omurga olarak işlevlendirilmesi ile giderilir.
Kıyı bandı ve Eyüp arasındaki kentsel kopukluk ise odak alanları ile kıyıya doğru uzanan ana ulaşım akslarının bağlanması üzerinden gerçekleşir. Kıyı dolaşım izine eklenen bu “kentsel ilmekler” kullanıcıların farklı rekreasyon odakları ile kamusal aktivite programlarına olan erişimini sağlayan eklemlerdir.

Alanın mevcut kıyı çizgisi farklı alt zonlarda değişmekte ve izleğin önemli bölümünde sağlıksız bir nitelikte devam etmektedir. Bu sorunun çözümü için proje önerisi içerisinde alan içerisinde belirlenen odak alanlar ile ilintili olarak sürekli hale getirilen kıyı izi sağlıklılaştırılmış, gerekli olan yerlerde yapısal ahşap platformlar ile düzenlenmiş, sulak alanlarda ise doğal taş ve sulak alan bitkileri ile devam ederek rekreasyon alanlarının uzantısı olarak yeniden kurgulanmıştır.

Odak Alanlar Örgüsü

Alan boyunca uzanan kıyı çizgisi kamusal kullanım, su ile olan ilişkiler, rekreatif programlar çerçevesinde yeniden programlanır. Kıyı boyunca dolaşım sürekli hale getirilirken, Haliç’in diğer yakasını da görsel yakınlıklar üzerinden ele alan farklı kullanımlar ve programlar kıyı izi üzerinde yer alır. Alan içerisindeki kıyı kullanım sürekliliğinin sağlanması masterplan ölçeğinde farklı odak alanlarını ve bunlara özgü müdahaleleri gündeme getirir.

Teleferik Transfer Merkezi-Eyüp Lisesi Zonu
Bunlardan odaklardan ilki alanın kent içi ulaşım ve erişilebilirlik noktalarından olan teleferik istasyonu ve kıyı ilişkisinin sağlanmasıdır. Bu anlamda kıyı kenarında kapalı bir alt sistem olan “Eyüp Lisesi” alanı kıyı geçişine izin verecek şekilde yeniden ele alınmıştır. 1970’li yıllarda yapılmış olan ve günümüz koşullarında işlevsel yeterlilik ve deprem güvenliği konusunda sorunlu olan yapılar kaldırılarak yerine kıyı ile iletişimi olan ve su önü izine geçiş veren yeni ve ölçekli bir yerleşke önerilmiştir. Bu alan üstündeki binalar kaldırılarak kıyı ile kuvvetli ilişki kuran yükseltilmiş lineer bir kütle ve sosyal fonksiyonların yer aldığı bir baza ile kurgulanmıştır. Bu yerleşkenin uzamında bölgede kurumsallaşmış spor kültürünü sürekli kılacak bir spor tesisi ve sosyal donatıları konumlandırılmıştır. Farklı kulüplerin antrenman ve maç yapabilecekleri bu tesis aynı zamanda alana gelen ziyaretçilerin bu aktiviteleri izleyebilecekleri şekilde dolaşım izi ile ilişkilendirilmiştir. Bahariye Mevlevihanesi için yapılan rekonstrüksiyon binalar ve ekleri korunarak etrafındaki engeller kaldırılmış ve kıyı sürekliliği sağlanmıştır. Kültürel ve sosyal etkinlikler için yeniden programlanan bu alan çevresinde ise farklı spor ve aktivite alanları yerleştirilmiştir.

Eyüp Devlet Hastanesi Parkı
Eyüp Devlet Hastanesi ile ilişkili olan bölüm ise özellikle hastane kullanıcılarının ve ziyaretçilerinin rekreasyon ihtiyaçları ön plana alınarak sakin ve dingin bir kent parkı olarak düzenlenmiştir. Bu alanda hastane önünden gelen bağlantı kıyı önünde servis verecek bir kafeterya ve yakın çevresindeki zengin rekreatif programlara ulaşır. Bu alan içerisindeki mevcut yeşil doku büyük oranda korunarak yeni aktiviteler ve peyzaj programları önerilmiş canlı doku ise stres düzeyini azaltıcı ve rahatlatıcı terapötik bitki koleksiyonu şeklinde düşünülmüştür.
Mevcut İSTAÇ çamur kurutma tesisi İdare tarafından verilmiş olan bilgilere istinaden yerinde tutulmuş kullanıcıların yükseltilmiş olan iz üzerinden bu alanı geçerek tekrar kıyı bölgesine ulaşımları sağlanmıştır. Ancak zaman içerisinde bu tesisin kaldırılması durumunda söz konusu alanın güneyinde kalan peyzaj dokusunun bir uzantısı olarak değerlendirilmesi ve önerilen yeni kıyı karakterinin devam ettirilerek sistem içerisinde alınması önerilmektedir.

Haliç Kültür Odağı ve Açık Hava Galerisi
Mevcutta yer alan Eyüp Belediyesi Nikâh Salonu ve su gösterilerinin yapıldığı alan ise yeni bir kültür odağı olarak kurgulanmıştır. Burada yer alan ve yunus balıklarının gösteri yaptığı bina, fiziksel durumu, mimari karakteri ve hayvan hakları konusundaki hassasiyet çerçevesinde tekrar ele alınarak işlevsel ve mimari bir dönüşüm önerilmiştir. Binanın mevcut strüktürü korunarak yeni bir açık alan forum/konser alanı ve aktivite düzlemi oluşturulmuş ve kültür zonundaki sosyal etkinlik potansiyeli artırılmıştır.
Tramvay hattı ile ikiye ayrılan bu alanın kıyı bölümü ise gönüllü küratörler ve sanatçılar tarafından düzenlenecek bir açıkhava sanat galerisi olarak düşünülmüştür. Kıyı çizgisi boyunca uzanan bu bahçe farklı sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yaparken; İstanbul kentinin çağdaş sanat ve kültür potansiyelini yansıtan enstalasyonlar, heykeller ve çevresel sanat örneklerinin izlenebileceği bir tematik bölümdür.

Yeni Rekreatif Düzlem
Alandaki en aktif bölge ise “Haliç Kültür Odağı” ve tramvay hattının doğusunda yer alan “Yeni Rekreatif Düzlem” olarak belirginleşir. Bu geniş alan içerisindeki sağlıksız tüm sert zeminler ve inşaat halindeki sorunlu programlar ayıklanarak geniş, yeşil ve çok programlı bir yumuşak peyzaj alanı –etkinlik çayırı– oluşturulur. Bu özel rekreasyon düzlemi çevresinde çocuk oyun alanları, küçük kafeteryalar, seyir terasları/noktaları ile sportif, kreatif ve sanatsal etkinliklere olanak sağlayan esnek “aktivite kollektörleri” yerleştirilir. Bu kollektörler farklı programları üzerlerinde taşıyan alt odaklar olarak belirginleşirken farklı kamusal kullanım olanakları ile kentliyi Haliç kıyısına çağırırlar.

Bu bölüm Haliç’in Alibeyköy Deresi ile kavuşmaya yaklaştığı ve Haliç’in doğu ve kuzey bölümleri ile görsel ilişkinin en yoğun olduğu yerdir. Bu çevresel durum dolaşım izinin ve su üzerinde bir seyir platformu olarak yükseldiği bir kamusal odağı oluştururken kullanıcıların Haliç’i farklı vistaları ile deneyimlemelerine olanak verir.

İGDAŞ Doğa Parkı
Alanın ana odaklarından sonuncusu ise Alibeyköy Deresi ile direk ilişki halindeki İGDAŞ Parkı ve yönetim yerleşkesidir. Bu alan mahalleli, üniversite öğrencileri ve ziyaretçiler gibi farklı kullanıcı profillerine cevap verebilecek alt peyzaj alanları, rekreatif aktiviteler ve sulak alan donatıları gibi farklı bileşenleri içerir. Çevresindeki konut dokusu ve geniş araç yollarının arasında kalan bu alan çevresindeki yoğun trafik ve yapısal çevreye kontrast olacak şekilde bir yeşil odak olarak düşünülmüştür. Park içerisinde çocuk oyun alanları, tematik bitkisel adalar, permakültür podları gibi programlar yer alırken Alibeyköy Deresi kıyısındaki sulak alanlar üzerinde yükseltilmiş yürüyüş platformları ve seyir terasları ile parkın su ile olan ilişkileri sürekli kılınır.

Morfolojik Gramer Yaklaşımı

Alan içerisinde yer alan farklı işlevsel eklentilerin –iz ve donatıların– tasarımı farklı topoğrafik ve fiziksel durumlara uyarlanabilen, kıyı izleği boyunca işlevsel ve formel karakteri dönüşebilen bir morfolojik gramer üzerinden kurgulanır. Bu başka bir anlamda tektonik ve morfolojik anlamdaki kelimeler ve bunların bir araya geldikleri cümleler ve nihayetinde Haliç kıyısı boyunca kendi hikâyesini anlatan bir fiziksel metini ortaya koyar. Kentli ve alan arasından kurulan diyalog ise bu metnin programatik parçaları ve oluşturduğu kamusal işlevler üzerinden şekillenir.
Proje alanındaki farklı noktalara yeme-içme ile birlikte sosyalleşme olanakları sağlayan küçük ölçekli pop-up servis yapıları konumlandırılmıştır. Temel olarak modüler ızgara bir saçak altında programlanabilir düzlemlerden oluşan bu yapılar özellikle kıyı boyunca dinlenme ve duraklama gereksinimlerine yanıt verirler.
Bu yapılara ek olarak peyzaj alanı içerisinde kullanıcıların deneyimleyebilecekleri birçok aktivite podu bulunmaktadır. Farklı kullanıcı gruplarına dinlenme, eğlenme, oyun olanakları veren bu küçük tasarımlar alanı karakterize eden ortak bir tasarım ve malzeme diline sahip rekreatif eklentiler olarak kurgulanmıştır.

Sosyal Saçaklar

Modüler bir strüktür ve bu strüktürle birlikte çalışan sosyal donatı birimlerinin tanımladığı sosyal saçaklar, “Haliç’in İzi” için mütevazı eklentiler oluşturur. 8 metrelik aks aralıklarıyla yerleştirilen düşey taşıyıcılar ile 4×4 metrelik ızgara kirişlemeyle oluşturulan ve farklı konseptlerdeki kafeterya birimleriyle tamamlanan bu sistemler; Hastane Parkı, rekreasyon odağı ve İGDAŞ Parkı gibi önemli alanlara yerleşir. Modüler düzeninin sağladığı esneklik sayesinde farklı alanlara fiziksel olarak adapte olabilen sosyal saçaklar, barındırabildiği seyir amfisi, hareketli oyun yüzeyi ve dinlenme yüzeyi gibi farklı alt donatılarla Eyüp-Alibeyköy kıyısındaki önemli odaklarda, alanın kullanıcılarına eşlik eder.

Peyzaj Tasarımı ve Ekolojik Revitalizasyon Stratejileri

Proje alanı mevcut florası ve kıyı karakteri bütüncül bir koruma ve ekolojik geliştirme stratejisini zorunlu kılar. Projede alanındaki mikro-floranın korunması ve geliştirilmesi ile peyzaj ve açık alan rekreasyon olanaklarının arttırılması tasarım yaklaşımı açısından kritiktir. Mevcut ağaç dokusu ve kıyı izi en belirleyici doğal girdi olarak proje tasarım sürecine dâhil olur. Bu bağlam içerisinde yeni eklenen mimari ve peyzaj programları alandaki uygun alanlara konumlanırken alanın yeniden ele alınan yeşil dokusu mimari katman ile bütünleşir. Bu müdahaleler çevresel koruma, geliştirme ile kıyı erişiminin süreklileştirilmesi ve canlandırılması bağlamlarında yapılır.

Peyzaj tasarımındaki temel yaklaşım aşırı tasarlanmış ve sentetik bir yaklaşım ile kurgulanmış bir çevre yerine hassas dokunuşlar ve restoratif müdahaleler ile oluşturulan ve doğal yaşam döngüsü içerisinde mümkün olan en az müdahale ve kaynak ile kendi yaşamını devam ettirecek bir doğal ortamın oluşumudur.
Alan özelindeki peyzaj müdahaleleri farklı tasarım yaklaşımları üzerinden şekillenir buradaki ana yaklaşım ekolojik revitalizasyondur. Bu anlamda kıyı boyunca bitki dokusu ve faunanın tekrar oluştuğu ve doğal biyolojik süreç içerisinde geliştiği bir ekolojik mikroçevrenin oluşumudur. Bu yaklaşımın alana entegrasyonunda ise Haliç Kıyısı uzantısında devam eden ve şehir içerisinde Belgrad Ormanı’na doğru uzanan kent içi yeşil alan sistemi makro ölçekte bir girdi olarak alınmıştır. Alan özelinde bulunan mevcut bitki ve ağaç dokusu korunarak ve yer yer çoğaltılarak Haliç kıyısının bu bölümünde yoğun yeşil bir rekreatif alt sistem oluşturulur. Bu yeşil dokunun kıyı çevresinde oluşturduğu yeni izlek ve bu dokunun içerisinde eklemlenen kamusal programlar yakın çevredeki baskın yapısal doku ile kontrast biçimde kent içi yeşilin Haliç çevresinde deneyimlenmesini ve kent yaşamına entegrasyonunu sağlar. Alan genelindeki bu temel peyzaj kararı kıyı ve kent algısının derleyici unsuru olurken gerçekten içinde yaşamaktan zevk alınan, dinlendirici, motivasyon geliştirici ve etkileşimli bir ortamın da ana temasıdır. Alandaki farklı türlerdeki ağaçlar ve bitkiler ise mevsim geçişlerinde farklı pittoresk karakterler ortaya koyan türlerin canlı bir koleksiyonudur.

Fitoremediasyon Yaklaşımı

Alibeyköy Deresi’nin Haliç ile bütünleştiği bölgede işlevsel gereksinimler ile yapılmış olan ıslah çalışmaları ve betonarme seddeler mevcut doğal alan ve yaşamın devamına izin vermeyen yapılar kaldırılarak yeni bir sulak alan oluşturulmuştur. Yol kenarlarında yağmur suyunu toplayacak biyo-hendekler (bioswale), toplanan suyun filtreleneceği yapılandırılmış sulak alanlar (constructed wetland) ve derenin kesitinin değiştirilmesiyle derenin etrafına yerleştirilen taşkın bölgelerinde yeni sulak çevrenin ve peyzaj karakterinin oluşumu sağlanır.
Alan içerisinde önerilen sulak alanlar yağmur suyundaki organik ve inorganik atık maddeleri bitkileri kullanarak filtreleyen ve temizlenmiş yağmur suyunun toprağa infiltre olmasını sağlayan noktasal yağmur bahçeleri olarak kurgulanmıştır. Dere ağzı ve kıyı boyunca oluşturulan bu sitem yağmur suyunu farklı derinliklerde oluşturulmuş sulak alan dizisinden yavaş yavaş geçirir. Bu süreçte fitoremediasyon kapasitesi yüksek bitkiler ile sudaki atık maddeleri temizlenirken çevre ekolojisi ve biyoçeşitliliğe katkıda bulunan bir sistem oluşturulur.

Trafik, Erişilebilirlik ve Sirkülasyon

Alan içerisindeki sirkülasyon ana dolaşım izi ile ilişkilendirilmiş yaya yolları ağı üzerinden sağlanır. Yaya ve motorlu araç hareketleri planlanırken mevcut araç ve servis yollarının önemli kısmı korunarak kullanıcı yoğunluğunun fazla olduğu bölgelere uyun büyüklükte otopark alanları yerleştirilmiştir. Bu yollardan en önemlisi anayoldan Eyüp Belediyesi Nikâh Salonuna yönelen iç yoldur. Bu yolun uzandığı alanların proje önerisinde kültürel yapılar ve yoğun rekreasyon programlarının yer alması nedeni ile bu bölgedeki sağlıksız otoparklar yeniden düzenlenmiş ve Nikah Salonu ve Yeni Forum Binası arasında yeni bir otopark alanı oluşturulmuştur.

Alan içerisindeki tramvay durakları ulaşım planında verilmiş olan noktalarda konumlandırılmıştır. Projede kullanılan strüktürel ve tektonik kurgu içerisinde sade ve basit bir modüler sistem olarak kurgulanan bir saçak, bu saçağın altındaki işlevsel hacimler ve modüler elemanlar arasına gerilmiş olan ve üzerinde sarıcı ve tırmanıcı canlı bitki dokusunu barındıran seperatör ağ ile yapı tamamlanır.

Alan içerisindeki bir başka dolaşım olanağı ise gerek yaya ağları gerekse dolaşım izi üzerinde oluşturulan bisiklet yollarıdır. Tüm odaklarda bulunan bisiklet kiralama kiosklarından alınabilecek kent bisikletleri ve elektrikli scooterlar ile alan içerisinde hareket sürekli kılınmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın