Transitlager

BIG, Basel'de geçmişte bir sanayi bölgesi olan bugünlerde ise bir sanat bölgesine dönüşen alanda bulunan, 1960 yapımı betonarme bir depoyu yenileme ve genişletme konulu davetli mimari proje yarışmasını kazandı.

Herzog de Meuron’un 2003 yılı için hazırladığı master planda bir cazibe merkezi olarak belirtilen, Dreispitz Mahallesi’nde yer alan 18.000 metrekarelik yapıya ek olarak 7.000 metrekare konut ve sanatla ilişkili fonksiyonların eklenmesi bu yenileme projesinin temelini oluşturuyor. Proje Basel merkezli gayrimenkul firması Nüesch Geliştirme ve Balintra AG UBS Yatırım şirketi tarafından üstlenilmiş.

Transitlager sanayi yapılarının oluşturduğu bir geometri ile çevrelenmiş durumda. Bu projede ise tren yollarının kesişimi, yükleme ve boşaltım alanlarının düzeni, şehre dönen yolların üzerinde yerleşmiş lineer düzende bloklar, aşamalı yükselen cepheler gibi gelenekselin ve alışılmışın dışına çıkan kentsel dokusu ile öne çıkan bölge yeni yeni barındırmaya başladığı galeriler, restoranatlar, iş yerleri bütünleştiriliyor. Transitlager’in bu özgün yapısı, çevresindeki özgün yerleşmeden, şehre bağlantısının botanik bahçeler ile sağlanmasından ilham alıyor ve onu bir sanat merkezi olacak bu bölgenin odağı haline getiriyor. Basit bir depo yapısını tekrar programlayarak ve katlara göre fonksiyonlar vererek kullanan proje için BIG, melez bir sanat anlayışı ile yola çıktıklarını, bu projenin ticaret konut ve iş yerini barındıracağını belirtiyor.

Projeyle ilgili BIG’in ortaklarından Andreas Klok Pedersen “Biz Transitlager’in, çevresi ile uyumlu endüstriyel bir dönüşüm mantığı benimsemesini istedik. Genişletme Transitlager’in alanını 2 katına çıkartıyor ve aynı strüktür ile farklı bir geometri ile tam zıttı bir ikizini yaratıyor. Aslında tamamlayıcı bina optimal koşulların bir görünümü. Açık ve esnek planlardan kişiye özel yapılmış ölçülere, kamusal programlardan özel yapılara, hareketli kamusal alanlardan, huzurlu yeşil alanlara ve soğuk endüstriyel alanlardan sıcak duygusal alanlara varan bir görünümün yansıması oluyor,” diyor.

Deponun ölçüleri, istenen karmaşık programlar, strüktürel limitler ve ışık kullanımları bir araya gelince ortaya eskisine ve çevrediklere benzer bir yapı ortaya çıkmış.

BIG’in kurucu ortaklarından Bjarke Ingels binanın formu ile ilgili “Binaların birbirleri ile bütünleşmesi, komünal düzene sahip avlulu yeni bir tipoloji yaratıyor. Normal avlu hapsedilmiş duygusu yaratırken, Transitlager’in çatı katları ile sağlanan bağlantıları, manzara alanları ile bir potansiyele dönüşüyor. Mekanlar insan için oluyor,” diyor.

İç duvarları saymazsak, 60’larda yapılan strüktür, esnek, açık bir plan ve kabul edilebilir yükseklikler önermiş. BIG’in önerisi de minimum müdahele ile maksimum programatik çeşitliliği ve fizibiliteyi yaratmak üzerine kurgulanmış. İç mekan dağılımını ve özgünlüğü koruyarak sipariş edilen iş mekanları, atölyeleri yerleştirmişler. Ekonomik ve basit materyaller ile klas ve artistik bir çalışmanın ortaya konduğu şüphesiz.

Etiketler

4 yorum

Bir yanıt yazın