Satınalma (Adile Naşit Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

Satınalma (Adile Naşit Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

AÇIKLAMA RAPORU

Adile Naşit 30 yılı aşmış sanat hayatıyla yaşadığı dönemin ekonomik, siyasi ve toplumsal şartlarında Türk tiyatro ve sinema sektörünü yaşamış ve yön vermiş bir kişiliktir (Çetinkaya,2020). Sanatçı ve üretken bir aile de sanat hayatının içine doğması sebebiyle daha çocuk yaşta yeteneğini geliştirerek ve sanat tozunu yutarak büyümüştür. İçinde olan insanlık ve halk sevgisi ile hayat verdiği karakterlerle, toplumun her kesiminden olan insanların gönüllerinde yer edinmiştir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatkar, toplumda uzun mücadele ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.”, yaptığı sanatkar tanımının karşılığı olan ve hayatın önüne çıkardığı her türlü zorlukla sanatının ve yeteneğinin gücüyle cevap veren Naşit, her zaman güçlü kişiliği ve dik duruşu ile gelecek nesillerimiz için örnek bir Türk kadınıdır.

Onun aziz hatırasını yaşatma adına yaptığımız bu mezar tasarımında, içine doğduğu, her daim sevdiği ve yaşattığı tiyatro perdesi ve hayatın önüne getirdiği inişler ve çıkışlar öncül alınarak kırıklı bir yapı tasarlanması uygun görülmüştür. En güzel kahkahalarının ardından yansıyan hüznü hayatın ona ve yeteneğine bir getirisidir. Tasarımda da yeteneğinin getirisi ve sahneye yansıması olan mimikleri ile gülmek ve ağlamak kavramlarını aynı anda yaşayan ve yaşatan bir insan olması sebebiyle mezar formunda soyutlamaya gidilmiştir. Tasarımın ara kesitinden baktığımızda oluşturulan bu kırıklı formun işlevsel tasarım alanları ortaya çıkardığı görülmüştür. Bu tasarım alanlarını su, toprak ve mezar bölümü olarak ayırarak tasarıma yön verilmiştir.

Naşit’in her daim tüm canlıları sevmesinden ilham alınarak ve çevreci bir yaklaşımla tasarımı yönlendirebilmek için çevredeki canlıların su içme ihtiyacını giderebileceği bir bölüm tasarlanmıştır. Su öğesinden çıkma yapan mezar formu diğer uçta toprak ile bütünleşerek dünya ve ahiret arasında bir perde görevi üstlenmektedir. Mezarın baş kısmında kullanılan toprak bölümü bu mezar perdesini aralamış ve onun sahnesinin ve karakterlerinin her mevsim tekrar doğduğunun kanıtı niteliğindedir.

Naşit’in hayat sahnesindeki rolünün son perdesi olan bu mezar tasarımı onun hatırasının hala yaşadığını niteleyecek şekilde aralı bırakılmış ve hiç kapanmayacak şekilde anıtsallaştırılmaya çalışılmıştır. Mezara ruhunun ve karakterlerinin yaşadığı bir sahne görevi yüklenerek, son perde de adı silinmeyecek şekilde yazılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın