Satın Alma, “10 Ekim Anıtı ve Anma Yeri” Proje Yarışması

Proje Raporu

TERSYÜZ-LEŞME

“…İnsan başkalarında yaşar, ölümsüzleşir. Biz zaten kendimizi onlara vermiştik. Onlar için çalıştık, onlarla yeniden doğacağız, böylece de eserimizden payımızı alacağız…”

Zola, É. (2014). Emek (Nesrin Altınova, Çev.) Ankara: İmge Kitabevi.

1. Kentsel İç Mekânda Hafızalaştırma

10 Ekim 2015, Emek, Barış ve Demokrasi’nin sesi olmak için Ankara’ya gelen binlerce insan. “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi, Barış Emek Demokrasi” demek için Ankara Garı önünde toplanan binlerce katılımcı, 10:04’te Türkiye’nin en ölümcül bombalı intihar saldırısı olarak kayda geçen saldırıda 3 saniye arayla 2 patlamanın hedefi oldu. 103 kişi yaşamını yitirirken 391 kişi de yaralandı. 10 Ekim Ankara Gar katliamından sonra ise Türkiye’de olan her olağanüstü olayda olduğu gibi bu olaya karşı da belleksizleştirildik, unuttuk. Ama bu belleksizleştirilmeye karşı İzmir‘de Alsancak Garı’nın karşısında ağaçların gölgesinde 103 kişinin bu mücadele uğruna verdikleri canları tarihte bir an olarak bırakmak yerine hafızalaştırılarak ölümsüzleştirilecektir.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken toplumların hafızasının hatırlama ve unutma döngüsünde işlediğidir. Hatırlamak için unutmak gerekir. Hafızalaştırmak istediğimiz bu şiddet ve acı dolu yüzleşme için hatırlamanın nasıl bir yolunu bulacaktık? Bellek her zaman bireye aittir. Ama zamanla biçimlendiği de inkâr edilemez. Bir anı hatırlarken ilk başta toplumun dayattığı bir ideoloji olmadan anın bize hissettirdiklerini hatırlarız, biçimlendirilmemiştir. Ama üstünden belli bir zaman geçtikten sonra içinde bulunduğumuz toplumun müdahaleleri ile o an hatırlatılır ve bize anımsattıkları değişebilir. 10 Ekim Ankara Gar katliamını hatırlarken ise belleklerimizde bireysel veyahut toplumsal olarak her ne açıdan yaklaşırsak yaklaşalım o an hep aynıdır. Gerçek barışa karşı savaşla karşılık verilmesidir.

Alsancak Garı’nın karşısındaki yarışma tasarım alanı, İzmir’in yoğun kent dinamiklerine yakınlığına rağmen gündelik hayatın ritminin sönümlendiği kentsel bir mekândır. Yarışma tasarım alanının çevresindeki bileşenlerin bireysel / toplumsal arakesitinde tanımlayacağımız dinlenme ve geçiş mekânı olan bu park aynı zamanda kentsel iç mekân niteliği taşımaktadır.

Kentin ritminin en yüksek olduğu yere her türlü ulaşımı sağlayan bir düğüm noktasında bulunan bu parkın kentsel peyzajı, görünmeyeni görünür yapma potansiyeline sahiptir. Bu kentsel iç mekânın peyzajının ayırt edici nitelik ve değişkenlerine, minimum müdahalede bulunması esas alınmıştır.

Kullanıcılar söz konusu yarışma alanını kentsel iç mekân olarak deneyimlerken, tıpkı zihnimizin bir olayı hatırladığındaki gibi bireysel algılarımızın ve içinde yaşadığımız toplumun yansımaları ile çevrelenmiş bir bellek ile karşılaşacaklardır. Bu yapı, kullanıcının kentsel pratiklerini gerçekleştirirken belleklerimizde yer etmiş olan bu acı an ile yüzleştirmesi öngörülen anıtsal bir bellek mekânıdır. Bu anıtsal bellek mekânı, unutma-hatırlama döngüsünde, bireysel ve grup olarak fiziksel yöneliminin sonucunda katliamın travmatik sekanslarının keşiflerine dikkat çekmektedir.

Tasarımın bütününde ise katliamla yüzleşmenin hatırlayana yüklediği sorumluluklarını da hatırlatacağı tersyüz-leşme olarak adlandırdığımız elemanlarla karşılaşılmaktadır. Parkta katliamı, anıt havuzun duvarlarıyla hatırlarken; suyun engellenemeyen akışı ve parka can vermesi katliamda can verenlerin ve yararlananların mücadelelerini ölümsüzleştiriyor. Katliamın yıkıcı etkisini hissederken sonunda nefes alabildiğimiz kır çiçekleriyle dolu ferah bir alana barış dolu bir dünyanın bir parçasında buluyoruz. Bu diyalektik tersyüz-leşme etkisi bellek mekânı olarak tanımladığımız parkın bütününde bize kendini hissettiriyor.

2. Kentsel İç Mekân Olarak Park’a Yaklaşım

Yarışma alanı olarak belirlenen Asteğmen Besim Bey Parkı, kent içi, şehirlerarası ve uluslararası ulaşımın kesişiminde bulunmaktadır. Kent içi ulaşım öğesi olarak İZBAN, tramvay ve ESHOT duraklarına yakın olmakla birlikte kentlinin yoğun olarak kullandığı 1. Kordon’a ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne yürüme mesafesindedir. İzmir kenti ölçeğinde alana yaklaştığımızda ise kentin önemli ticaret ve rekreasyon odaklarına komşu önemli bir kent parkıdır.

Alsancak Garı’nın karşısında kentsel iç mekân olarak tanımladığımız bu parkın, kent ve iç mekân arasındaki diyalektik ilişkisi, hafıza ve bellek arasındaki diyalektik ilişki ile bağdaştırılmıştır. Bireyselliği de içinde barındıran bu kentsel iç mekân kavramı tıpkı hafıza ve bellek gibi, birbirini tamamlayan ve birbirinden ayrılamaz bir döngünün parçasıdır.

3. Tasarım Kararları

Öncelikle parkın içinde yer alan BİSİM durağı, parkın tematik yük ifadesini olumsuz yönde etkilememesi için otobüs durakları ile trafo arasındaki sert zemine taşınmıştır. Trafo çevresinde BİSİM VE ESHOT durağı ile toplu ulaşım aynı yerde tasarlanmıştır. Bu sayede park içi yeşil dokunun kesintisiz devam etmesi de sağlanmıştır.

Proje alanının çeşitli bitkilerden ve ağaçlardan oluşan sık dokusu arazinin güneybatı yönünde öne çıkmaktadır. Yeşil dokuya müdahale edilmemesi açısından bu etken göz önünde bulundurularak boşluklar, potansiyel mekânsallaşma alanı olarak değerlendirildi.

İki adet anıt-havuz parktaki uygun boşluklara ağaçlara dokunmayacak şekilde yerleştirilmiştir. Anıt-havuzlar bizi hafızamızdaki bu iki patlama anıyla yüzleştirir. Havuz duvarları yarım ay şeklinde ve siyah granit kaplamadır, yükseldikçe genişler ve bu geometri anıt mekânları tanımlar. Akıp bir havuzda toplanan ve tekrar akan su ise bize barış, emek ve demokrasinin asla engellenemeyecek olması da yüzleşme etkisini tersyüz-leşme etkisine dönüştürür.

Havuz ve duvarın birleşim noktasında iste aydınlatma kanalı bulunmaktadır. Aydınlatma kanalları temperli lamine cam ile tasarlanarak hem ışığın geçirmesi hem de olası darbelere karşı dayanıklı olması için tercih edilmiştir.

 

Mekânsallaşmayı sağlamak için kolay inşa edilebilir ve sürdürülebilir olan ‘stampfbeton’ duvarlar, ağaçlara temas etmeden arazi boyunca yönlendirme amaçlı konumlandırılmıştır.

Duvarlar arasında kalan alan hafızamızı temsil eder; katliama dair tüm acılar karşımızdadır.

Duvarlar dışında kalan alanlar ise gündelik hayatın ritminde hafızamızdaki veriyi bize okutacak toplumsal ve bireysel dürtülerle çevrilidir. Hafıza mekânının giriş alanlarına göre yerleştirilen oturma elemanları ise kullanıcıların gündelik hayata yönelik alışkanlıklarını desteklemektedir.

Atatürk Caddesi tarafından Hafıza mekânına karşılıklı iki duvarın arasından geçerek giriş yapıyoruz. Aydınlatma boşlukları yer alan duvarın devamında katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri yer almaktadır. İsimler anıt-havuzlarla karşılıklı olacak şekilde konumlandırılmıştır.

Proje alanının zemininde mümkün olduğunca yumuşak zemin korunmaya çalışılmıştır. 1. Kordon’dan gelen yaya aksı ile Alsancak Gar’dan gelen yaya aksı kavuşarak hafıza mekânını sonunda, çiçekleri ölümsüzlük anlamına gelen dört tane ağaç hatminin altına yerleştirilen oturma elemanına doğru gider. Bu alanda var olan yeşil dokuya ek olarak çeşme papatyası ekilip parkın sınırlarında bulunan duvarlara ve trafonun çitlerine mum çiçeği sardırılarak bitkilendirme çalışması yapılmıştır. Yeşil dokunun sürekliliği pekiştirilerek parkın tamamı bellek mekânı olarak tanımlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın