Mansiyon, Salut Paris – Reclaiming the Urban Voids of Paris

Sunay Altıntepe, Gizem Kadıoğlu, Cem Özbaşaran ve Elif Parmaksız ekibinin, UNI tarafından düzenlenen "Salut Paris - Reclaiming the Urban Voids of Paris" adlı yarışma için hazırladıkları proje mansiyon ödülü kazandı.

Proje Analizi ve Problemler

Seine nehri üzerine kurulan Paris şehri, tarihi merkez etrafında büyür ve nehir sayesinde ikiye ayrılır; kuzey kısmı ve güney kısmı günümüzde düzensiz bir şekilde genişlemektedir. Diğer yandan, Paris’in “büyük-faaliyetlerin yer aldığı” intra-muros “, şehrin eski duvarlarının bulunduğu yerde uzanan ve şu anda farklı bir alan olarak işlev gören kemer yolu (peripherique) tarafından banliyölerden ayrılmaktadır.

Proje alanı, Paris’in tarihi demiryolu ağı olan Petite Centurie ile entegre olacak şekilde şehirde terkedilmiş demiryolları ile yaratılmış olan boş alanların halka açılmasını öngörmektedir. Paris Şehircilik Ajansı (APUR) çerçevesinde son yıllarda projelendirilmeye başlanılan alanlardan biri olan proje alanı, günümüzün sürdürülebilirlik, sağlıklı yaşam konseptleri ile yaratılmış bir restoran olan “La Recyclerie” ve çevresini içermektedir. Bu bağlamda düşünülen proje bir prototip proje gibi hareket etmekte ve şehrin diğer bölgeleri ile iletişimde olacak şekilde ve konseptte tasarlanmıştır.

Genel Yaklaşım

“Peripherique in Movement” kavramı, Paris’in terkedilmiş demiryolu ağı olan “Petit Ceinture” ün mekansal boşluklarını, Bağlantı, Esneklik ve Sürdürülebilirlik kavramlarına dikkat çekerek yeni bir kamusal alan anlayışını canlandırmaya odaklanıyor. Projenin şehir dokusuna etki edebilmesi anlamında demiryollarının tasarım ve bağlantı aracı olarak yeniden değerlendirildiği projede, aynı zamanda uygun maliyetli ve sürdürülebilir malzemelerin kullanılması, aquaponik ve güneş paneli gibi sistemlerin yerleştirilmesi ve önceden var olan bir modülün tasarım aracı olarak seçilmesi, projeyi sürdürülebilir ve uzun vadeli uygulanabilir kılan temel özellikleridir.

Terk edilmiş demiryolları tarafından oluşturulan kentsel boşluklar, yeniden tasarlanması ve şehre ve kullanıcılarına belirli bir esneklik ve ulaşılabilirlikle açılması gereken bir bağlantı ağına neden olmaktadır. Bu tür mevcut ağ, şehir çapında bir tasarım bağlantısı oluşturma açısından yoğun bir fırsat yaratır ve bu anlamda demiryolları mimari proje için önemli unsurlardır ve bir tasarım aracı olarak yeniden değerlendirilmiştir. Raylar boyunca hareket eden özel taşıma sistemi sayesinde her modüler tasarım ünitesi ağ içinde herhangi bir yere taşınabilir. Petit Ceinture ağındaki birincil analiz, bu alanların potansiyelini ve bu boşlukların doğallığını, minimize edilmiş mimari müdahalelerle korumanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, günümüzün seri üretim ve tüketim merkezli zihniyetine aykırı olacak bir şekilde, proje mevcut bir yapı elemanını, iskeleleri “yeniden icat etmeyi” ve maliyeti ve doğal etkiyi azaltmak için olası bir tasarım elemanına dönüştürmeyi, tasarım esnekliğini, modüler kullanımı ve erişim kolaylığını artırmayı hedeflemiştir.

Tasarım Konsepti

Projede esneklik kavramı hem işlevsel hem de mekansal olarak yorumlanmış olup, kullanıma ve kullanıcılara bağlı olarak farklı senaryolar oluşturma imkanı, tasarımın nasıl güçlendirilebileceği konusunda geniş bir olasılık veriyor ve  kentsel dokunun tek işlevli büyük boşlukları, kullanıcıları ve tasarım metodolojisi arasında yeni bir ilişki türünden oluşan yeni açık alanları denemek için tasarımsal fırsatlar sunuyor. Projede önerilen mimari fonksiyonlar, açık hava sineması, halk kütüphanesi, bit pazarı, aquaponik istasyonu, bar, ekolojik tarım, dinlenme ve hizmet alanlarını; yeşil alanlarla ve bağlantı yollarıyla birbirine bağlanmıştır. Bu fonksiyonlar, modüler genişlemelerin farklı şehir seviyelerine bağlayabilmesi amacıyla zeminler arasında da değişebilmekte ve uyum sağlayabilmektedir. Mevsim / zaman / kentsel politikalar ve benzeri gibi dış faktörlere göre değişebilen taleplere cevap verebilen bir tasarımı modülerliğin basitliği ile karşılayan proje, bu anlamda sürdürülebilirliği ve kolay erişilebilirliği ile öne çıkmaktadır. Seçilen tasarım sisteminin kolay montaj özelliği bu uyarlanabilirlik ihtiyacına cevap verir ve kullanıcılarının seçimi ve yönü ile faaliyet alanı yaratabilen modüler ancak hafif yapıların halini alabilmektedir. Ayrıca sıfırdan bir modül yaratmak yerine varolan yapı iskeletlerinin tasarımsal öğelere dönüştürülmesi günümüzün tasarım dünyasının sürdürülebilir yaşam ve mekan arayışına karşılık verme amacıyla tasarlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın