Katılımcı, Uzundere Cemevi Sosyokültürel Merkez Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması

MİMARİ RAPOR

Sosyoloji, Alevilik,Uzundere

Alevilik İnancı yıllar boyunca İslamiyet’in bir parçası olup olmaması, buna paralel Cemevleri de ibadethane olup olmamaları tartışmalarına maruz kalmıştır. Zaman içinde geliştirilen farklı argümanlarla yapılan tartışmalar yenilerini doğurmuştur. “Alevilik İslamiyet’in bir parçası mıdır?” sorusundan türeyen zeminle, bu inanç daha çok “egemen anlayış” tarafından tahribata uğramış ve baskı araçları kullanılmıştır. Bu baskı aracı kendini eğitimde zorunlu din dersi, Alevi evlerinin işaretlenmesi ve bağlı olarak tarih içinde tekrarları yaşanan katliamlar olarak bariz bir şekilde ortaya koymuştur. Maruz kalınan baskıcı tutumlardan dolayı güvenlik sorunu doğmuş ve bu durum alevi toplumlarında içe dönük, kapalı yaşama neden olmuştur. Bu kendi içine dönük yapı, kırsal ve kent arasında toplumun ekonomik, politik, sosyal aktarımlarıyla vücut bulan bir alan doğurmuştur.

Toplumların zaman içinde kültürlerini yaşayış biçimleri, buna dair ritüellerini geliştirirken, bir yandan da bu ritüellere cevap verecek mekansal kurgusunu geliştirmesi beklenir. Fakat tek tipleşmeyi kültürel çoğulculuğa yeğleyen politikaların manipülatif tutumu sebebiyle Alevilerde bu durum karşılığını bulmakta zorlanmıştır. Alevilik gibi cemevleri de kendine ifade alanı bulamamıştır. Planlı bir dini yapı organizasyonu geliştirememiş bu inanç, doğa ile kurduğu güçlü ilişkiden referans alarak bir ağacın ya da bir dağın ibadet mekanı olabileceğini anlatmıştır. Bu durum inancın, bulunduğu veya ortaya konulduğu alanla daha kendi halinde daha organik bir bağ kurmasına ön ayak olmuştur. Ve sözünü ettiğimiz bu bağ yerel ölçeğin gereksinimlerine cevap verme ihtiyacı doğurmuştur.

Bütün bunların rehberliğinde, önerimizde belli bir standarda uymak yerine yerelden beslenmek, yerele ait olmak temel çıkış noktamız olmuştur.

Uzundere Tipolojisi, Analizler

İzmir-Çeşme otobanında kurulu olan Karabağlar’a bağlı Uzundere Mahallesi, Tahtacılarla birlikte Anadolu Alevilerinin de yaşadığı bir yerleşim merkezidir.

Tahtacılar, Kuzey Ege’den başlayıp Doğu Toroslar’a kadar uzanan Ege ve Akdeniz kıyı şeridinin iç kesimlerinde, ormancılıkla geçinen ve hızla yerleşik hayata geçmiş Alevi topluluğudur. Uzundere mahallesi bir yamaca konumlanmış ve çoğunlukla dar sokakların bölüntülediği bir adalar topluluğudur. Adaların barındırdığı yapılar çoğunlukla 3 katlı olup, geniş açıklıklı balkonlu, zemin eğiminden dolayı farklı görüş açılarından farklı gabarilere sahip yapılardır. Bu
yapılara eşlik eden bahçe duvarlarının üzerinden boy gösteren tekil ağaçlar mevcuttur. Bütün veriler proje alanına yansıtılmaya çalışılmıştır.

Proje Alanı

Proje alanı Uzundere yerleşim planının en sonunda bulunmaktadır. 3466 m² yüz ölçümüne sahip alan, 17 metrelik kot farkına sahiptir.

Parselin doğu cephesi İzmir-Çeşme otobanına paralel ve manzaraya açılan cephedir.

Yürürlükteki imar planında parselin batı cephesinde çocuk oyun alanı mevcuttur.Güney cephesi de halihazırda ağaçlık alan ile sarmalanmaktadır. Batı cephesi ise Uzundere’den proje alanına doğru uzanan 15 metrelik bir yol ile sınırlandırılmıştır.

Mevcut Yeşil Alan

Alevilik, öğretisi gereği ;doğa ve insan dostudur. Alevilik inancında “her şeyin bir canı/ruhu” olduğu, dolayısıyla dağın, taşın, ağacın, ırmağın, böceğin yani doğadaki tüm canlı ve cansız varlıkların da önemli olduğu öğretisi vardır.Alevilik inancı, kişinin kendisi ve çevresiyle, doğayla, cümle varlıkla barışıklığını esas alan bir inançtır.Bu barışıklık insana, doğanın hakimi değil, bir parçası olduğunun bilincini birlikte getiriyor.İnsan, özel ve değerli bir varlıktır, eşref-i mahluktur.Yani yaratılmışların en şereflisidir.Böyle olmakla beraber insan diğer varlıklar üzerinde sonsuz hak sahibi ve üstün değildir.İnsanın üstünlüğü ve özelliği, idrakindedir, bilinci ve inancından dolayıdır.Bu bilinç ve inanç insana diğer varlıklar üzerinde tahakküm kurma hakkını vermez, aksine diğer varlıkları koruma ve kollama sorumluluğu yükler.Alevilik inancının doğaya ve hayvanlara bakışı bu şekildedir: koruma, kollama, sahip çıkma, birlikte yaşama. Asla diğer canlılar üzerinde bir hakimiyet kurma ve onları ezme seklinde değildir.Bu inanç ve öğreti gereği projenin kurgusu insan ve doğal doku kavramlarının bütünleşik ele alınmasıyla sağlanmıştır. Parselin 3 cephesi doğrudan ya da dolaylı şekillerde yeşil bir dokuyla ilişkilenmektedir. Vaziyet ve fonksiyon şeması kurgusunda parselin güneyinde kalan mevcut ağaçların proje alanına dahil olması dikkate alınmıştır. Bu ağaç dokusu, yer yer yapıya dönüşürken, dokunun seyrelip tek bir ağaca dönüştüğü noktada hayat ağacı vurgusu yapılarak giriş aksına önem atfetmesi düşünülmüştür. Lineer seyrettiği yerde sokakla bütünleşirken formu itibariyle ibadet mekanını sarmalamıştır.

Manzara Yönü

Eğimli arazi olması itibariyle meydana gelen kademelenmeler birimlerin manzaraya hakimiyet kurmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Uzundere’den proje alanına uzayan toplama fonksiyonuna sahip aksın, yapılan dolu-boş çalışmasıyla manzarayla ilişkilenmesine sağlanmıştır.Yatay ve düşey sirkülasyon aksları kurgulanırken manzarayla sürekli temas halinde olması önemsenmiştir.

Giriş

Yapı adasıyla kurulacak bağın ilk ayağı olması itibariyle, toplama aksıyla doğrudan ilişkili iki yeşil dokunun arasından geçecek ve hayat ağacıyla çakışacak şekilde kurgulanmıştır. Bunların yanı sıra giriş aksının bir boşlukla karşılanarak mevcut manzaraya hakimiyet kurması amaçlanmıştır.

Yeşil Aks

Parselin güneyinden başlayıp parselin ortasından itibaren seyrelerek devam edip imar planında çocuk oyun alanı ve daha sonra park ve su öğesiyle kesişerek Uzundere yerleşim alanına uzayan akstır.İbadet ve sosyokültürel mekanların ilişkisini kurarak fonksiyonların birbiriyle daha organik bir bağ kurmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda giriş aksıyla çakışarak yatayda mevcut doğal dokuları bütünleştirirken açık ve kapalı alanların eklemlendiği akstır.

Kılcal Akslar

Öneri olarak sunulan kılcal akslar yeşil aksa ve giriş aksına yardımcı olmakla birlikte bu aksları besleyici, parselin yapısına ve doğal dokuya zarar vermeden konumlanan kütlelerin birbirleriyle ilişkisini sağlayıcı misyon üstlenmiştir.

Kişi yolun kurallarını yerine getirip bilgi düzeyini artırdıkça yükselir. Alevilikte yol denen deyimin temelini “dört kapı kırk makam” anlayışı oluşturur. Bir sürecin ifadesi olarak yol karşılaşma ve tercih esaslı mıdır?

Dolu-Boş Dengesi

Dolu-boş dengesi parselin yapısı, çevresi ve manzara yönü dikkate alınarak kurgulanmıştır. Dolu alanlarda ihtiyaç programı kapsamı işlenerek, boş alanlarda karşılaşma, toplanma ve peyzaj düzenlemeleri dikkate alınarak meydanlar oluşturulmuştur. Yaratılan boş alanlar iklim elverişliliği gözetilerek farklı kullanımlara cevap verecek şekilde kurgulanmıştır. Plan şeması ve fonksiyonlar bağlamıyla yarı geçirgen yapılara dönüşmesi önemsenmiştir.

Kütle Yerleşimi-Sistematiği

İhtiyaç programı kapsamındaki alanlar işlenerek mevcut mahalle dokusu ölçeği proje alanına yansıtılmıştır. Vaziyet kurgusu, kütle oranları, mahallede olduğu gibi hiyerarşiden uzak, tekil ve aynı zamanda ilişkili olarak düşünülmüştür.

Etiketler

Bir yanıt yazın