Katılımcı, Tarsus Şelalesi Turizm Tesisleri Mimari Proje Yarışması

Proje Raporu

Tarsus’ta yerleşim Gözlükule Kazılarından elde edilen bilgilere göre neolitik çağdan başlayıp günümüzdeki halini almıştır. Tarsus eskiden Tarsa diye adlandırılan ve MÖ. 2 bin yıl ve öncesine tarihlenen yerleşim katmanlarından oluşur ve modern Tarsus bu tepenin en alt tabakalarında bulunan binlerce yıllık yerleşmenin devamıdır.

Tarsus 19. yy’a kadar Rhegma gölü sayesinde liman kenti gibi çalışmış ve bölgede merkez olma özelliği göstermiştir. Bundan dolayı eski medeniyetler bu bölgeye sahip olabilmek için savaşlar vermiş ve bölgede Asurlular, Yunanlılar, Persler, Emevi ve Abbasiler, Ermeniler, Bizans ve Osmanlılar olmak üzere birçok devlet hüküm sürmüştür. Bu sayede kent kültürel açıdan zengin, çok katmanlı bir yapıya sahip olmuştur. 19.yy’dan sonra ise Mersin liman kenti olmuş ve Tarsus merkezi özelliğini yitirmiştir.

Tarsus şelalesi Berdan Nehri kıyılarında Tarsus’un tarihi ve doğal mirasının kesiştiği bir bölgedir. Soğuk su anlamına gelen Berdan, aynı zamanda kentin 4 km kuzeyinde doğal bir güzelliği de barındırmaktadır. Bizans İmparatoru Justinyen tarafından yatağı değiştirilirken, aslında Roma Dönemi sonlarına dek kullanılmış nekropol alanında geniş ve yüksek bir çağlayana dönüşmüştür. Kenti su taşkınlarından korumak için yapılan bu çalışma sonunda bugün yaklaşık 15 metre yükseklikteki konglomera kayalıklarından dökülen su, özellikle kış ve bahar aylarında karların erimesiyle en yoğun debisine ulaşmaktadır. Bugün aynı noktada yer alan nekropoldeki basamaklı ya da rampalı oda mezarlar, oyuldukları konglomera kayaların zayıf oluşuyla güçlü akıntılara karşı koyamayarak büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Projede Tarsus Şelalesini odak noktası olarak kabul ederek şelalenin devamlılığının arsa içerinde de sağlanması amaçlanmıştır. Şevlerde bulunan doğal eğim kullanılarak şelale kotundan başlayıp yol kotuna kadar olan kademelenme sayesinde şelale deneyimi kesintisiz olarak devam etmiştir. Şelalenin bulunduğu alanda yer alan tarihi miraslardan dolayı bölgenin tahribatından kaçınılmış ve doğal haliyle bırakılmıştır.

Şelalenin devamı niteliğinde olup arsanın her alanından kolayca erişilebilen etkinlik alanı fonksiyonu bölgede meydanlaşarak birçok birime hizmet vermektedir. Etkinlik alanının esnek tasarımı sayesinde alanda konser, düğün, açık hava sineması ve kermes gibi birçok aktiviteye olanak tanımaktadır. Amfiler sayesinde üst kotlarla da etkileşim içerisinde olan etkinlik alanı arsanın tamamından deneyimlenebilmektedir.

Şelalenin kuzey batısına yerleştirilen 3 katlı kütlenin zemin katında çok amaçlı salon üst katında amfi ve çok amaçlı salonun asma katı yer almaktadır. Etkinlik alanına açılan çok amaçlı salon farklı kullanımlara da hizmet verebilmektedir. Çok amaçlı salonun üst katında yer alan amfi ile şelaleye ve havuza üst kotta ise kafe ile bağlantı sağlanarak kesintisiz bir kesit oluşturulması amaçlanmıştır.

Şelalenin kuzey doğusuna yerleştirilen satış birimleri etkinlik alanıyla etkileşim içinde olup otopark ile etkinlik alanı arasında sınır olmuş ve aynı zamanda açılan boşluklar sayesinde bu iki alanın geçirgenliği sağlanmıştır.

+4.50 kotunda yer alan amfi, satış birimleri ve sahneyi ilişkilendirmek için yapılan yarı açık alanlar şelalenin üst kotlarındanda da deneyimlenmesine olanak tanımaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın