Katılımcı, “TAO – Finans Merkezi Ofis Projesi” Davetli Mimari Proje Yarışması

Katılımcı, “TAO – Finans Merkezi Ofis Projesi” Davetli Mimari Proje Yarışması

Proje raporu:

TAO Ofis bloğu yer aldığı Finans Merkezi Projesi içinde simgesel rol oynaması beklenen yüksek bir yapı olarak tasarlandı.

Finans merkezi’nin gelecekteki kullanıcılarından Vakıfbank ve Halkbank’ın 76.000 m2, Ziraaat Bankası’nın 54.000 m2, BBDK’nın 45.000 m2‘lik arsalarına en kötü ihtimalle aynı imar şartlarıyla, yapı boyu ve yüksekliği serbest olmak üzere TAO’nun 12.000 m2‘lik arsasına yapacağından daha yüksek binalar yapacakları beklenmektedir. TAO arazisinin topografya üzerinde yamaçta, Finans Merkezi’nindeki diğer arazilerden daha alçak bir kotta bulunması da buraya yapılacak bloğun arkasındaki diğer binalardan daha aşağıda bir kotta zemine oturması anlamına gelmektedir. Bu durum TAO bloğunun bulunduğu yer nedeniyle ister istemez Finans Merkezi’nin gelecekteki komşularından daha alçak bir binaymış gibi algılanmasına yol açacaktır. Bu algıyı kırmak ve ofis kulesinin çevresindeki yollar üzerinden görünürlüğünün arttırılması ve böylece diğer binalarla yarışmasını sağlamak üzere 2.5 olan KAKS’ının tamamına yakını yüksek blokta kullanıldı. Bu kararlı hamle sayesinde arsa üzerinde mümkün olabilecek en yüksek bina ideal kat alanları ve planlarıyla elde edildi. Düşey bloğun arsa üzerinde yükseldiği nokta özellikle TEM’e yakın köşede seçilerek –bu yerin aynı zamanda tüm Finans Merkezi Projesi’nin çevreden en fazla algılandığı bir nirengi noktası olması- binanın maksimum ölçüde algılanması ve diğer yapılardan ayrışması amaçlandı. Temkinli ve tekdüze bir bina yerine öne çıkan ve farklılık yaratan bir yapının tasarlanması ise yapıyı oluşturan ana fikirlerin mimarlık marifetiyle tutarlı ve yaratıcı bir bütünlük içinde beklenmedik bir biçimde tek defaya özgü olarak şekillenmesiyle mümkün olmaktadır. Tasarımın üzerine inşa edildiği ve TAO Ofis projesinin simgeselliğini ve benzersizliğini yaratan mimari kavramların başlıcalarından biri ‘zıtlık’tır (contrast). ‘Bütün anlam kutbiyet (polarity) bağlamında varolur, soğuk olmadan sıcağı, alçak olmadan yükseği, acı olmadan tatlıyı anlamak mümkün müdür?’ (Donis A. Dondis, A Primer of Visual Literacy, 1973) Zıtlık görsel algımız için hayati bir kavramdır, insan gözünün temel operasyonu görüş alanındaki farklılıkları kaydetmek ve düşünsel düzleme aktarmaktır. Etrafımızdaki biçimlerin her biri varoluşlarını farklılıklarının derecelerine borçludurlar. Zıtlık barındırmayan bir görüntü tekdüze bir donukluk içindedir, bakacak ve görecek çok az şey vardır veya hiç bir şey yoktur, kaydedilmez.

TAO Ofis Bloğu’ndaki zıtlık ise düşey ve yatay kompozisyon elemanları arasındaki gerilimden ortaya çıkar, binanın simgeselliğine katkı yaparak benzerleri arasında ayrışmasını sağlar. Yapısal olarak bu fark binanın arazisinin katlanarak oluşturduğu irrasyonel yatay alt bölümü ile rasyonel düşey bloğu arasındaki farkta ortaya çıkar. Burada yatay-düşey kontrastına bina formlarının rasyonel-irrasyonel karakterleri de kontrastı eklenerek farklılığın derecesi ve etkisi bir kademe daha yükselir.

Arsa cepheleri arasında kot farkı bulunmaktadır ve bu kot farkından dolayı emsal alana dahil olmayan, ortak kullanıma açık, sosyal ve idari tesis alanı olarak kullanmak üzere normal katlardan daha yüksek iki adet gün ışığı alan bodrum katı yapılmasına izin verilmektedir. Bu bodrum katları projede arazinin kelimenin gerçek anlamıyla katlanmasından şekillenmekte ve arsanın tamamı boyunca uzanmaktadır. Bodrum katları eğimli arazinin üzerine geleneksel planlama mantığıyla inşa edilmezler, aksine doğrusal olmayan bir form elde etmek amacıyla informel bir anlayışla tasarlanırlar. Yapay mağaralara benzetilebilecek bu mekanlarda aynı zamanda insan doğasının toprağa bağlılık özelliği ortaya çıkmaktadır. Arazinin karmaşık doğal yapısını taklit ederek şekillenen ve bodrum katları barındıran yapının alt bölümü yapının toprakla bağını güçlendirerek arazide kaybolur. Doğal olanı insan yapısıyla değiştirmek yerine yeni bir doğa yaratırlar. Projenin üzerinde yer aldığı araziyle olan bağlantı mantığı yatay blokla düşey blok arasında da kurulmaktadır. Yatay kütlede arazinin katlanmasından doğan form ise kare bir prizma olan düşey kütlenin cephesi boyunca irrasyonel bir boşluk olarak dönerek yukarı çıkar ve alt bölümü üstündeki yüksek yapıya bağlar. Diagonal olarak ofis kulesinini sararak gökyüzüne doğru tırmanan bir yırtık kulenin kübik volumetrisi içinde yeni bir kontrast yaratarak binanın bulunduğu yerde etrafından ayrışmasını sağlar. Dört bir kenardaki bina cephelerinde açılmış bu sarmal boşluğun ofis katlarına temas ettiği noktalarda kat bahçeleri bulunur. Zemindeki doğa bina boyunca binayla birlikte yükselir ve her katta insan eliyle tekrar üretilir. TAO ofis bloğu konvansiyonel yapılar gibi oturduğu arazideki doğayı tüketmez tam aksine arazi üzerinde yükselirken doğayı mimarlık sayesinde yeniden üreterek kullanıcılarına sunar.

Doğaya karşı sergilediği bu hassasiyet TAO ofis projesinin sürdürülebilirlik ve çevre dostu yeşil bina olmak adına yapacağı tüm yatırımın göstergesidir.

Etiketler

Bir yanıt yazın