Katılımcı, Merzifon Belediyesi İş ve Yaşam Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ PROJE RAPORU

Merzifon’un tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış olmasından dolayı kültürel ve mimari zenginliği oldukça fazladır. Kentin 7 bin yıllık tarihsel sürecinde biriktirdiği sosyo-kültürel değerlerin bir kısmı hala korunmaktadır. Ancak kente asıl iz bırakılan eserler 17. yy Osmanlı Döneminde inşa edilmiş ve günümüze ulaşmıştır.

Osmanlı Döneminde Amasya Sancağı’na bağlı bir kaza olan Merzifon; coğrafi konumu ve Anadolu’nun önemli ticarî yollar üzerinde bulunması sebebiyle hem kültürel ve dini hem de ticari değerleri ile önemli bir kent olma özelliği göstermiştir. Bu sebeplerle proje alanının çarşı bölgesinde konumlanması ve tarihi mekanlara yakınlığı bu zengin kente kazandırılması hedeflenen iş ve yaşam merkezinin tasarımcılarına büyük görevler yüklemektedir.

KENTSEL TASARIM KARARLARI

Tasarımın, kentin özellikleri, imar plan kararları ve kente kazandırılmak istenen yeni özellikler dahilinde kurgulanması hedeflenmiştir. Alanın Acıbadem Sokak ve Hal Sokak mevcut durumda yayalaştırılmışken, Aksoy Sokak hem imar planlarına uygun olarak hem de tasarımsal yaklaşımlardan biri olarak değerlendirilmiş ve yayalaştırılmıştır. Tasarım alanının kuzeyinde yer alan kentin tarihi bölgesi kentin odak noktalarından en önemlisidir. Erişilebilirlik, tarihsel sürdürülebilirlik ve tasarım alanı ile odaklar arasındaki kültürel bağlayıcılık birincil amaçtır. Tarihsel meydan ile başlayan rampa ile, Cumhuriyet Caddesi üzerinden ilerleyen ve tasarım alanına ulaşan bir bağlaç/köprü öngörülmüştür. Böylece kentsel odaklar arasında bir süreklilik kurulmuştur. Bu kentsel müdahalenin öncelikli amacı kentte kamusal alanların kullanımlarının ve devamlılıklarının sağlanmasıdır. Bağlamın sürekliliği açısından, bölgenin zemin katlarının günlük ticari birimlerden oluşması dolayısıyla, yayalaştırılmış sokakları birbirine bağlayan bir pasaj önerisi ile ticari ağ zenginliği devam ettirilmiştir.

MİMARİ TASARIM KARARLARI

Kentin odak noktalarının sürekliliğine yön veren tasarım, mevcut durumu sorgular niteliktedir. Zemin katların ticari sürekliliğine verilen önem, kentlinin kamusal alan ihtiyacına cevap veren, yeni bir ulaşım ağına yön veren ve kentin tarihsel – kültürel odaklarını kendi avlusunda buluşturan bir yapı tasarlanması hedeflenmiştir.

Yapı, içinde barındırdığı sürdürülebilir ilkelerden yola çıkarak, bağlama özgü tasarımsal yaklaşımları önemseyerek kurgulanmıştır. Bu yaklaşımlardan biri zemin katın ticari kullanım yoğunluğunu desteklemek ve devamlılığını sağlamak olmuştur. Zemin katta tasarlanan pasaj ve yayalaştırılan sokaklar ile kurulan ticari ağın, yerel esnafın ticari faaliyetlerine destek olacağı düşünülmektedir.

Yaşam boyu eğitim ile her yaştan bireyin yetenekleri, bilgileri ve yeterlilikleri farklı öğrenme etkinlikleri ile ömür boyu geliştirilmeye çalışılması amaçlanır. Yaşam boyu eğitim programlarını destekleyen atölyeler, eğitim birimleri, sergi salonu (çok amaçlı salon), zemin katın üstünde bir kültürel avlu oluşturmuştur. Bu avlunun bir kolu Cumhuriyet Caddesi’nin kuzeyinde yer alan tarihi meydanla buluşmaktadır. Bağlaç görevi üstlenen bu platform, tarih ile yapı avlusu arasında bir bağ kurmayı amaçlarken, diğer yandan davetkar duruşuyla eğitim ve kültürel avluya katılımcılığı teşvik edecektir.

Diğer bir amaç kentin tarihi ve sosyal ilişkilerini dinamik tutmaktır. Çok amaçlı salon istendiğinde avluya açılarak bağlaç yardımıyla sokak ve tarihi meydanla bütünleşir.

Yaşam boyu eğitim kotunun üstünde halkın kullanımına ait yöresel restoran ve kafe yer almaktadır. Farklı zamanlarda büyük organizasyonlara da hizmet verebilecek yeme-içme mekanları, kültürel avlu ve bağlaç ile görsel iletişim kurup, avluyu beslemektedir. 4. ve 5. katlarda yapının ofis birimleri zeminden koparılarak özelleştirilmiştir. Avluya bakan bir koridor ve oradan dağılan ofis birimleri, katların ana kurgusunu oluşturmuştur. Kültürel avlu boşluğu ayrıca zemin katın yoğun kullanımlı mekanları ile ofis kütlesini birbirinden ayırmaktadır.

Yapının ana kurgusunu oluşturan bağlaç, gelip geçilen bir aks olmaması adına keyifli bir sergi holü olarak tasarlanmıştır. Bağlacın altı yalnızca bir üst örtü olmamakla birlikte sokağa taşan küçük ticari birimleri oluşturmaktadır. Bunlar yalnızca geçilip giden bir sokak yerine esnafa ve sokağa hizmet veren çay ocakları, gazete bayii, is ve yaşam boyu öğrenim merkezinin danışma birimlerinden oluşmaktadır.

Yapının, zemin katında hem taşıt yolundan hem de yaya sokaklarından pasaj girişleri sağlanmıştır. Hal sokaktan bir amfi, M. Aksoy Sokaktan bir merdiven ve tarihsel meydandan gelen bağlaç ile kültürel avluya direk ulaşım sağlanmıştır. Yapıda bulunan kontrollü çekirdek ile bina fonksiyonları arasında düşey sirkülasyon sağlanmıştır. Yapının güneyinde yer alan taşıt yolundan servis ve otopark girişleri alınmıştır.

Yapının 1. ve 2. bodrum katlarında otopark, sığınak, depo birimleri yer almaktadır. Zemin kotunda araç rampasının kaplayacağı alanın büyüklüğü, zemindeki ticari ağa zarar vereceğinden ve yayalaştırılmış sokaklar arasındaki yatay sirkülasyonu olumsuz etkileyeceğinden, yapının bodrum katlarında çözülen otopark için araç asansörü tercih edilmiştir.

Yapının, inşaat, fonksiyonellik ve malzeme kullanımıyla sürdürülebilirlik ilkelerini önemseyen bir anlayışı mevcuttur. Kolay inşa edilebilir özellikte, modüler aks sistemi kurularak, mekansal doluluklar ve boşluklar kurgulanmıştır. Mekanlar arasında kullanılan boşluklar ve avlu gün ışığından büyük oranda yararlanma imkanı sağlayacaktır.

PEYZAJ VE MALZEME KARARLARI

Alanın yalnızca kendi sınırları içinde değerlendirilmediğinden tarihi meydana kol atan ve ulaşım kolaylığı sağlayan kentsel bağlacı, trafiğe kapatılan Aksoy Sokağı ve diğer yaya arterleri ile bütüncül bir tavır sergilenmiştir. Ticari kültürün sürekliliğinin devamını esas alan sokaklarda sert zemin döşemeleri yanında parçalı yeşil bantlar, su izleri ve Merzifon’un iklimine uyumlu bitkiler önerilmiş, kent mobilyası olarak oturma birimleri ve bağlaç üzerinde sergi elemanları tasarlanmıştır. Ofis kütlesinin kontrollü güneş ışığı alımı için cam dışına delikli alüminyum cephe paneli ilave edilmiş hem de kütlesel olarak cephelerde ofis birimleri farklılaştırılmıştır. Tarihi meydandan proje alanına gelen bağlacın, yapıyla birleştiği kotta oluşan yaşam boyu eğitim birimleri ve çok amaçlı salon tarihi dokuyla da uyumunu sağlayan COR-TEN çeliği ile sarılmıştır.

Etiketler

7 yorum

  • faruk-ozgokce says:

    Meydandan köprü ile bağlantı iyi bir fikir bence. Aynı kottaki avlu ve genel çizgiler gayet başarılı duruyor. Zemin kotta kuzey batı köşesinin açık bırakılmamış , o yüzden mi ödül grubuna girememiş acaba

  • faruk-ozgokce says:

    Zemin kat haricindeki eleştirileri çok yerli bulmadım. Özellikle iki farklı kütle etkisinin olumsuz olması konusu. Fonksiyon ve kütle etkisinin örtüşmesi niçin olumsuz :S

  • emre-saricelik says:

    Faruk bey 3.eleme turunda jurinin projemiz icin hazirladigi rapor su sekilde ;Meydanla yapıyı bağlayan köprü bağlaç olumlu bulunmakla beraber, yapıyla bağlantısı, ticari
    mekanların darlığı, iki farklı kitle etkisi, zemin kattaki pasajların iç dönük olması ve mekana
    dönüşmemesi eleştirilmiştir.
    Bu değerlendirmeler sonucu proje, 1/4 oyçokluğu ile ( Y. Gigi ’nin karşı oyuyla) elenmiştir.

  • emre-saricelik says:

    Fonksiyonuna bagli farklilasan iki kutle tasarim kararlarimizdan en net olaniydi.zemin icin bizimde endiselerimiz mevcuttu. 249 proje icin bu tarz juri kayitlarina cok da sasirmamak lazim.

  • emre-saricelik says:

    Baglac kopru icin hal sokak tarafinda ikinci bir merdiven ,rampa veya asansor elbette dusunulebilirdi ancak fikir yapidaki avlu ile tarihi alani direk ve belirgin bir aksla baglamak oldugundan kopru baglaca bir sergi fonksiyonu yuklemek daha mantikli olaniydi bizce,keza dediginiz gibi bir ust gecit olarak algilanmamasi adina verilmis bir karardi.yapıcı elestiriniz icin tesekkur ederiz.

  • fisherman says:

    Önerilen bağlaç, malesef naif bir dokunuştan çok, elitist ve dayatmacı bir tutum, şöyleki; tarihi dokuya bu kadar yakın olmak demek, oradaki bir insanı sizin binanıza ışınlamak anlamına gelmiyor, bir kez o köprüye çıktıktan sonra klostrofobik bir şekilde yapıya girmekten başka seçenek sunmamak, mimari bir tavır olamaz, bu noktada köprü olmasaydı proje değerinden ne kaybederdi diye bakılmalı zira o konuda bir sorun yaratacağını düşünmüyorum. Bunun haricinde zemin kat-kesit ilişkisi iyi kurulabilmiş olsa önemli bir öneri olabilirmiş. İleriki çalışmalarınızda başarılar..

  • merve-saricelik says:

    O kentte doğmuş ve büyümüş biri olarak, proje alanının tarihi bölgeye yakınlığı dolayısıyla tasarlanan yapının doğru biçimde tarihsel alana dokunabilmesi bizim açımızdan çok önemliydi. Bunu da hem bağlaç görevi görecek bir köprü, aynı kotta devam eden avlu ve bu kotu diğer kütlelerden farklılaştıracak bir malzeme ile sağladık. Zemin kotun kurgusu tartışılabilir ancak diğer eleştiriler pek de kabul edilebilir görünmemekte. Yorumlarınız için teşekkür ederiz Faruk Bey.

Bir yanıt yazın