Katılımcı (Lidea Design), Büyükada Çarşı Camii Mimari Fikir Projesi Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Büyükada’da çarşı içinde ihtiyaca cevap verecek, silüete uygun, adanın sosyal, kültürel, mimari ve doğal dokusuyla bütünleşebilecek, cami mimarisinin kültürel sürekliliğini dikkate alan ve bunu İslam dininin ilk zamanlarda tanımladığı ibadethane kavramıyla bütünleştiren bir cami tasarımı hedeflenmiştir.

İslam dininin temel esaslarından olan ‘şeffaflık’, ‘sadelik’ ve ‘bütünleştiricilik’ kavramları, camiyi cami yapan unsurlar bağlamı ile yeniden yorumlanarak ele alınmıştır. Basit, sade, şeffaf ve huzur oluşturan bir ‘namazgah’ fikri üzerinde durulmuştur.

Mihrap, minber, müezzin mahfili, son cemaat, avlu, şadırvan gibi yapı içi işlevsel unsurlar, yapının karakterine uygun biçimlerle yer alacaklardır. Kubbe, kemer, taç kapı, gibi tarihsel olarak ibadete dair işlevlerin dışında yapısal veya sembolik özelliklerle yapılarda bulunan tarihsel biçimler ve unsurlara, projenin temel yaklaşımı doğrultusunda tasarımda yer verilmemiştir.

Bulunduğu yer ile bütünleşmiş, kentsel mekana katılan bir cami amaçlanmıştır.

Bütün mekanların beyaz ahşap bir örtü altında toplanması bütünlük ve birliktelik duygusunu güçlendirmektedir. Günün her saatinde ahşap örtüden içeri sızan huzmeler cami içerisinde buluşup birbirlerine selam verirken, güneşin etkisi ile kıyamdan rükuya, rükudan secdeye varmaktadırlar.

Boşluklu ahşap örtüyle şeffaflık ve iç-dış birliği sağlanması amaçlanmıştır. Modern mimarinin de benimsediği bu “dürüst” tutum, projede beyaz ahşap üst örtü ile sağlanmıştır.

Geleneksel cami mimarisinde iç ve dış mekan hacimleri arasındaki görsel ilişki belirli bir düzeydedir. Bu tutum projede şeffaflık arayışıyla yeniden yorumlanmıştır.

Geleneksel cami mimarisinin doğrusal düzeninin esası olan dış avlu – iç avlu – son cemaat yeri – ibadet mekanı şeklindeki sıralı plan şeması eliptik mekan kurgusu içerisinde dönüştürülerek farklı biçimde yorumlanmıştır. Bu kurgu iç mekanda açık – yarı açık ve kapalı mekan düzeniyle dışarıdan da okunaklı bir iç mekan olarak şekillendirilmiştir. Birbiri içine geçen eliptik planı ile eşitlik ve birliktelik kavramını vurgulayan sarmal bir saf düzeni oluşturulmuştur.

Bunun sayesinde iç ve dış mekan birbirinin içine geçmiş, kaynaşmış durumdadır. İç ile dış arasında akışkanlık yaratılmaya çalışılmıştır.

İç mekan 3 katmandan oluşmaktadır. İlk katman cam yüzeylerle çevrili olan ‘geçiş’ bölümüdür. Bu katman şeffaf yapısıyla gün ışığını (ve cemaati) ahşap örtüyle yardımlaşarak kontrollü olarak içeri almaya başlar. Katmanın mekânsal işlevi abdest alma mahalleri, ayakkabılık, ibadet alanı, okuma alanı, dinlenme alanı olarak şekillenir. Bu katmanda ‘temizlik’ başlar. İbadethanenin başlangıç bölümüdür. Geleneksel cami mimarisinde iç avlunun yeniden yorumlanarak şekil ve işlev değiştirmiş formudur. Burada hareket serbesttir. Abdest alma mahalleriyle ve ayakkabılık ile kurduğu ilişki bakımından kullanıcıya kolaylık ve temizlik sağlamaktadır. İkinci katman son cemaat yeridir. Kontrplak ahşap kullanılarak belirli açıklıklarla çevrelenmiş bir ara mekan olarak iç avlu ve ibadet mekanı arasında bir genişleme ve geçiş olarak düşünülmüştür. Üçüncü ve son katman ana ibadet mekanıdır. Yüzeyleri kontrplak ahşapla çevrelenmiş ve belirli aralıklarla yerleştirilen tüm kat boyunca uzanan pencerelerle önce ahşap dikmelerden daha sonra camekan birinci katmandan süzülen gün ışığını kontrollü olarak içeri alır.

Bütünsel mekanın getirdiği esneklik ile cami ibadet etmenin dışında bir dinlenme, vakit geçirme, kitap okuma, öğrenme gibi başka amaçlar için de kullanılabilir.

Proje zemin katında 3 katmandan oluşan iç mekan kurgusu birinci katta genişleyerek tek katman cam cepheli bir ibadet alanı olarak şekillenmiştir. Bu kotta kadınlar için bir ibadet alanı yer alır. Bu kota ulaşım üst örtü içerisinden birinci kata çıkan merdivenle sağlanır. Erkekler için üst kata ulaşım zemin kattan çıkan merdiven ile sağlanır. Namaza hazırlık sırasında kadın – erkek iletişimi hassasiyetine dikkat edilmiştir.

Servis mekanları ve bağımsız ek bir ibadet mekanı bodrum katta çözülmüştür.

Minareye sembolik bir anlam yüklenmek istenmemiştir. Minare ahşap örtüyle bütünleşik şekilde mütevazi ve şeffaf olarak yükselmektedir. Minareyi oluşturan ahşap dikmelerin üçgen sınırları içerisinde bir engelli asansörü önerilmiş, böylece minare plan çözümünün bir parçası olarak şekillendirilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın