Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

Zamanın süregelen akışında meydana gelen savaşlar, bellek ve mekan açısından önemli kırılmalardır. Fiziksel olarak yara alan bellek ve mekân, yine zamanın süregelen akışı ile kendisini onarır ve yenilenir.

Genel kurgu olarak üç bölgeden oluşan tasarım yaklaşımı, savaş ve barış arasında yıllardır net olan karşıt ve uzlaşmasız durumu bir arada olma (in-between) kavramsal yaklaşımı ile bir geçiş olarak ele almıştır. Bu bağlamda savaş ve barış alanları arasında bir köprü görevi gören geçiş bölgesi anma alanı tasarımı için en uygun nokta olarak görülmüştür. Proje alanının anma alanı konseptine ek olarak yaşayan bir kent parkı olması da amaçlanmıştır.

Doğal-yapay, basit-karmaşık, savaş-barış gibi karşıt kavramların felsefesinin “arada olma” olarak tanımlandığı yaklaşımı ele alan tasarım kararları; problem alanında üç zonlama bölgesi olarak tanımlanmıştır.

Birinci bölge savaşı temsil eden bir bilgilendirme duvarına sahiptir. “Kore Savaşı Bilgilendirme Duvarı” olarak adlandırılan duvar elemanı, birlik içinde yaşayan halkın gelen tehditlerle çeşitli çözülmeler yaşamasını ve parçalanarak kalıcı izlere dönüşmesini temsil eden soyut bir anlatımdır. Savaş kavramına referans veren bu bölgede zemin anlatımında travers, işlenmiş kum-çakıl ve otsu bitkiler kullanılmıştır.

Kavramın karakterine uygun olarak kurgulanan peyzajda, çorak bir doku etkisi egemendir. Zemin izleri, oturma elemanlarında kullanılan brüt beton ve duvar elemanında kullanılan korten malzeme, yaratılan mekânsal atmosferi güçlendiren ögelerdir. Korunacak nitelikli ağaçlar ve mevcut ağaçların bir kısmı bu bölgede olduğu haliyle korunmuştur.

İkinci bölge olan geçiş zonu, iki bölgeyi birbirine bağlayan bir köprü görevi görerek esas yapıyı barındırmaktadır. İki zon arasındaki köprü düşüncesiyle oluşturulan yapı, birinci zondan yükselmeye başlar, ikinci zonda zirveyi (seyir terası) oluşturur ve üçüncü zona doğru alçalmaya başlar. Yapının çatı katmanını oluşturan bu köprü ziyaretçilerin rahatlıkla gezebileceği şekilde (ortalama %9-10 eğim ile) tasarlanmıştır. Anıt duvar ile karşılıklı konumlanan yapı çelik sistem ile taşıtılmaktadır ve açık bir plan kurgusuna sahiptir. Geçmişten geleceğe geçişin orta noktasında bulunan köprü düşüncesi, tasarımın mekânsal kurgusuna da yansıtılmıştır. Savaş kavramına odaklanan birinci bölgede savaş ile ilgili envanterler ve kalıcı sergi alanı yer alırken; barış kavramına odaklanan üçüncü bölgede kütüphane ve kafe gibi aktif kullanılacak mekanlar peyzajı ile birlikte tasarlanmıştır. Arada olma kavramına odaklanan ikinci bölge ise bir geçiş zonu olarak hem bina girişini tanımlamakta hem de geçici sergi alanını barındırmaktadır. Programı destekleyen diğer birimler arka cephede tasarlanırken, esas cephede kullanılan saydam elemanlar ile peyzajın ve anıt duvarların yapı içerisinden algılanması sağlanmıştır. Yapı ile anıt duvarı arasındaki meydan tören alanı olarak planlanmış olup, tören dışı zamanlarda açık sergi alanı olarak kullanılabilmektedir. Tören alanı, seyir terası ve anma duvarını barındıran bu bölge; geçişsel konumu ile savaş ve barış karşıtlığı arasındaki uzlaşım alanıdır. Uzlaşım alanında bir köprü görevi gören yapı yanında zemin anlatımında canlı peyzaj izleri mevcuttur. Böylelikle arada olma durumuna referans veren mekânsal etki, hem yapıda hem de zeminde gerçekleştirilmiştir. Birinci bölgede yer alan bilgilendirme duvarı savaşın izlerini anımsatırken, bu bölgede tasarlanan duvar, su ögesi ile anıtsal hale getirilmiştir. Savaşın etkisiyle olan parçalanmayı temsil eden ilk duvar (bilgilendirme duvarı), büyük korten çerçeveler içinde içi boş halde su ögesinin önüne yerleştirilmiştir. Sadeliğin, dinginliğin ve huzurun temsili olarak su ögesi, bir duvar yüzeyi haline gelerek anıtsallaştırılmıştır.

Üçüncü bölge ise barışı temsil eden zondur. Bu zonda arazi sınırı Lüleburgaz deresine kadar genişletilmiştir. Daha yoğun bir peyzaj alanı olarak tasarlanan bu bölgede canlı bitkiler hâkimdir. Tören alanı, seyir terası ve yapıdan bu bölgeye geçiş, tam anlamıyla refaha varışın temsilidir. Refahı, bolluğu, bereketi simgeleyen bitkiler ve dere kenarına konumlandırılan oturma elemanları ile ziyaretçinin doğa ile bütünleşmesi sağlanmaktadır.

Geçmiş-bugün-gelecek üçlemesi ile de yorumlanabilecek bu zonlamalar; Kore Savaşı’na ait savaş ve barış karşıtlığını, arada olma biçimlerini ve uzlaşmaları etkili bir şekilde yansıtmaktadır. Dolayısıyla geçmiş-arada olma-gelecek konsepti, hem tasarım kararlarının alınmasında hem de plan kurgusunun şekillenmesinde egemen karar olmuştur. Sirkülasyon kurgusunu zedelememek adına oluşturulan iki giriş rotası (yaya ve otopark), söz konusu bölgelemeyi daha etkili biçimde oluşturmaya imkân vermiştir. Bu bağlamda zamanın akışının bir anma mekânında kamusal bir biçimde nasıl var olabileceği gösterilmiştir.

PEYZAJ RAPORU

Alana yaya olarak gelen ziyaretçiler parkın güney kapısından girdiklerinde çorak bir peyzaj ile karşılaşmaktadır. Bu alanda korunan mevcut ağaçların geçmiş ve günümüz arasındaki simgeselliği ve çorak doku ile ziyaretçiye savaş meydanının anımsatılması amaçlanmaktadır. Zon 1 olarak isimlendirilen bu alanın zeminini işlenmiş kum-çakıl ve kayalar oluşturmaktadır. Ziyaretçiler, bu kurak dokuda zemindeki ahşap traversler ile yönlendirilirken onlara yer yer kümelenmiş bitki adaları ve brüt betondan tasarlanan oturma elemanları eşlik etmektedir. Devamında ise ziyaretçi servi ağaçları ile vurgulanan ‘Kore Savaşı Bilgilendirme Duvarı’na ulaşmaktadır.

Araçla gelen ziyaretçiler ise otopark tarafından alana giriş yapabilmektedir. Otoparktan bilgilendirme duvarına yönlendirilen aks boyunca, bilgilendirme duvarı paralelinde sonbaharda kırmızıya bürünen akçaağaçlar sıralanmaktadır.

Zon 1’den anıt meydana (zon 2) geçişte doğu ve batının sentezini isminde barındıran ve botanikteki adı ”liquidambar oriaentalis” yani ”hoş kokulu sıvı” anlamına gelen sığla ağacı ziyaretçileri karşılamaktadır.

Anadolu’nun endemik bitki türü olan Sığla ağacının kullanılmasının bir diğer sebebi ise Türkiye’nin Kore’ye yapmış olduğu desteği simgelemesidir. Bu alan aynı zamanda zemindeki toprak dokunun sonlanıp canlı çayır dokusunun başladığı ara bölgedir. Sonrasında ziyaretçiler yaklaşık 550m2 büyüklüğündeki anıt meydana gelmektedir. Bu mekân aynı zamanda tören alanı olacak şekilde planlanmıştır. Meydanın sol tarafında bina girişi, sağ tarafında ise su duvarı ve artwork çalışması ile oluşturulan ‘Anıt Duvarı’ yer almaktadır. Anıtın her iki kenarında sonbaharda sapsarı renklenmesi ile dikkati çeken ginkgo mabet ağaçları konumlandırılmış, anıtın görsel etkisi arttırılmıştır. Aynı zamanda bina çatısının eğimli bir şekilde topografya ile bütünleşmesi ziyaretçiye alternatif bir güzergâh sunmaktadır. Bu güzergâh boyunca yine savaşın simgelendiği kurak bahçe ile barış dönemini temsil eden çayır alan arakesitinde bulunan seyir terası, ziyaretçiye farklı bir vista sunmaktadır.

Zon 2’nin devamındaki yol boyunca, çiçeklenmeleri ile baharın simgesi olan sakura ağaçları, savaş sonrası barış dönemindeki yeni başlangıçları hissettirmek amacıyla kullanılmıştır. Bu yoldan geçerek hayat dolu canlı bir bahçeye (zon 3) varılmaktadır. Bahçede dikkat çeken bitkilerin başında bolluk ve bereketin simgesi olan nar ağaçları güçlü bir şekilde bir arada yer almaktadır. Bu zonda peyzaj sınırı Lüleburgaz deresine kadar uzatılmış ve dere ıslahı yapılmıştır. Ziyaretçiler, salkım söğüt ağaçlarının gölgesine konumlandırılan oturma alanlarında huzur bulmakta ve dereden yükselen su sesi ile zamanın olağan akışını anımsamaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın