Katılımcı (KAT 73), Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

Tasarım ana problemi olan “savaş” teması kişisel ve toplumsal bellekte büyük önem teşkil etmektedir. Tasarlanacak olan yapının da bir “bellek” oluşturma arzusu, tasarımın kavramsal altyapısını “savaş ve bellek” üzerinden oluşturmaktadır.

Konum

Kore Savaşı Anma ve Ziyareti Merkezi proje alanı; Lüleburgaz’ın kuzeyinde, Tatarköy Yolu Pınarhisar Asfaltı ve Lüleburgaz/Kaynarca Deresi kesişim üçgeninde konumlanmakta ve etrafı askeri alanla çevrilidir.

Mimari Tasarım Yaklaşımı:

Arazinin bir üçgende kalıyor olması, çevresinden sınırlayıcı elemanların bulunuyor olması tasarlanacak olan yapının karakterine etki etmesi gerektiği düşünüldü ve yapılaşma alanı arazi geometrisi gözetilerek sınırlandırıldı.

Ayrıca alanın yapılı bir doku içerisinde bulunmaması; yapı tasarımını, yüzeyden yükselmesinden ziyade alanın içerisinde kaybolduğu bir tasarıma yöneltmektedir. Bu yönelim, kapalı ve açık alan tasarımının birlikte düşünülerek birbirileriyle bir harmoni oluşturmasını ön plana çıkartmaktadır.

Pınarhisar asfaltı ile Tatarköy yolunun birleştiği üçgen ve dereye doğru yönelen arsa alanı yeşil alan olarak değerlendirilmiştir. Böylelikle Tatarköy’den Lüleburgaz’a doğru dere üstündeki köprüden geçerken ve iki yolun kesiştiği noktada yeşil alanlar ile karşılama mekanları tasarlanmış ve kente kamusal bir yeşil alan yaratmıştır.

Tasarım ana problemi olan “Savaş” teması kişisel ve toplumsal bellekte büyük önem teşkil etmektedir. Tasarlanacak olan yapının da bir “Bellek” oluşturma arzusu, tasarımın kavramsal altyapısını “Savaş ve Bellek” üzerinden oluşturmaktadır. Savaş; toplumsal bellekte unutulmak istenen ancak sürekli kaydı tutulan yıkıcı bir deneyimdir. Bu durum savaşların unutulmuş olsa dahi derin bellek katmanlarında yer aldığını ve almaya devam edeceğini bize göstermektedir. Sigmund Freud’un teorisine göre yüzeyde gözükmeyen ancak derinlerde var olan bu izler bir unutuş biçimidir.

Bu kavramsal alt yapıdan yola çıkarak, insanların unutmak için ilk olarak yaptığı “Derine gömerek gözden uzaklaştırma” eylemi buradaki tasarımın temelini oluşturmaktadır. Böylece bellekte tutulmak istenen ve aynı zamanda unutulmak istenen bu “Savaş Hatıraları”nın sergileneceği bu “Anıt” yüzeyde değil, yüzey altındadır ancak izleri yüzeyde görülmektedir. Yüzeyde oluşturulacak izler ise bize aynı dili konuşup, aynı geçmişe sahip ancak günümüzde ortak bellekleri tamamen farklılaştırılan Kore İnsanlarının parçalanışını anlatmaktadır.

Anıt alanı, yüzeyden 1,5 m yükselen duvarlar ile sınırlandırılmaktadır. Bu duvarlar hem somut hem de soyut anlamda “Sınır” anlamı taşımaktadır.

Oluşturulan üçgen içinde kalan “korunan ağaçlar şeridi” tasarlanan kapalı alanın plan sınırlarını oluşturmakta ve yapıyı, savaş sonrası ayrılarak oluşan iki Kore Devleti’ni temsil ederek dış mekanda izleri okunacak şekilde ikiye bölmektedir. Yapı, buradaki ağaçlara maksimum 1,5 m yaklaşmaktadır ve yapıların temel duvarlarında kök tutucu folyo kullanılarak yapının da zarar görmesi engellenmektedir.

Yapının kolay uygulanabilir üçgenlerden oluşan parçalı yapısı Savaş sonrası Kore Halkının parçalanmasını ve kaosu temsil etmektedir. Peyzaj tasarımıyla beraber bütün alanda 7-8% eğim ile oluşturulan engelsiz ve akan sirkülasyon yapı içerisinde de devam etmekte ve çevresiyle beraber kapalı alanla bir bütünlük oluşturmaktadır.

Arazi 62.00 kotu, alanın 0.00 kotu olarak belirlenmiş ve -3.00 kotu kapalı mekan giriş kotu olarak kabul edilmiştir. Yapıda 3 giriş tasarlanmıştır; Kalıcı sergi alanı girişi, kafe girişi ve şeref salonu girişi. Kafe girişi ve şeref salonu girişi; tören ve anma alanı ile ilişki kuracak bir şekilde tasarlanmıştır. Bütün girişler kütüphaneden geçen bir omurga üzerinden birbirine bağlıdır. Kalıcı sergi alanı girişinde ziyaretçiler için bir vestiyer ve danışma alanı bulunmakta ve bu alandan direkt kalıcı sergi alanına girilebileceği gibi kütüphane ve geçici sergi alanına geçiş seçeneği de bulunmaktadır. Kalıcı sergi alanı ziyaretçileri -3.00 kotunda başlatıp -6.00 kotuna kadar indirmektedir. Bu alandaki rampalar bir sirkülasyon aracı olarak işlev görse de sergi alanı olarak kullanılmaktadır. Kalıcı sergi alanı gezildikten sonra geçici sergi ve ortak sirkülasyon alanına ulaşılmaktadır. Ziyaretçiler bu alandaki merdivenler ile kütüphane, kafe ve kalıcı sergi alanı girişi/çıkışına, rampa ile -3.00 sirkülasyon alanı veya kafe alanına yönlendirilmektedir. Kütüphane alanının galeri boşluğunda tasarlanması ve dış mekanda tasarlanan akıcı sirkülasyonun içeride devam ettiriliyor olması kapalı alanın daha geniş algılanmasını sağlamaktadır.

Bütün tasarım işleyişi içerisinde tasarlanan mekanlar bütünü; şehirden uzak ancak cazibeli bir odak haline gelerek “Kentsel Anıt Alanı” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peyzaj Raporu

Alan bütününde beton döşeme ile parçalanma etkisi yaratılmıştır. Otopark alanında yol için beton döşeme, araç parkı alanlarında yeşil alanla bütün sağlamak amaçlı çim taşı önerilmiştir. Otopark 20 araç, 2 otobüs kapasitelidir ve bisiklet parkı da içermektedir. Korten araç durdurucu ile otopark alanları sınırlandırılmıştır. Meydandan dereye, dereden anıta ulaşım sağlayan gezinti yolu ahşap olarak tasarlanmış; dere üstünde deck oluşturulmuştur. Alan çeperinde kaldırım hatları düzenlenmiş, doğal etkiyi arttırmak amaçlı granit küptaş önerilmiştir. Meydanda alan bütünlüğü korunarak beton döşeme önerilmiş, kırık izleri referans alınarak beton derzleri, çim derzleri ve çizgisel aydınlatma hatları belirlenmiştir, yine hatlar korunarak beton üzeri ahşap oturma elemanları önerilmiştir. Sert zeminde yapılan bitkilendirme için korten ağaçaltı ızgara kullanılmıştır. Yapısal tasarım KORUNMASI GEREKEN ve önerilen yeni bitkilere minimum 150 cm yaklaşacak bir şekilde kurgulanmıştır.

Alan genelinde korunması gereken ağaçlar korunmuş, bitkisel ve yapısal tasarım korunacak ağaçlar üzerinden geliştirilmiştir. Proje alanı anıt çeperi kalıcılık ve anıtlık kavramları üzerinden Platanus acerifolia çevrelenmiş, meydanda şifa ve iyileşme sağlayan Ginkgo biloba ile savaş etkisinden sonra beynin iyileşme mekanizmasına bu bitkiyle dikkat çekilmiş, dere gezinti yolunun etrafında ve dereye yakın alanlarda suyla iyi geçinen Populus alba önerilmiştir. Çalı ve yer örtücülerle görsel algıyı arttırmak ve mekansal olarak yoğun bir yeşil alan oluşturulmak amaçlanmıştır. Alan genelinde çalı olarak; Lavandula officinalis, Festuca glauca, Nandina domestica, Berberis thunbergii ‘Atropurpurea-nana’, Euonymus japonica aurea, Carex elata, Cortaderia selloana; yer örtücü olarak farklı sedum türleri önerilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın