Katılımcı, Kamu Binaları Tasarımı Fikir Yarışması

Proje Raporu

Ardeşen’in de yer aldığı Doğu Karadeniz dağlarının kuzey yamaçları ülkemizin en çok yağış alan kesimidir. Yarışma alanının bulunduğu yer kıyı kesiminde yer aldığı için bu bölge nemli ve ılıman bir iklime sahiptir. Bölgenin çok yağış almasının sonucu olarak binanın kuruması için rüzgarla kurduğu ilişki önemlidir. Kışın güney, güneydoğu, doğu, güneybatı yönlerinden esen fön rüzgarları mevsimin sert geçmesini engellemektedir. Bu nedenle projenin rüzgara açık olması -bölgede rüzgarın yazın serinletme, kışın ısıtma rolü olduğu için olumsuz sonuçlar doğurmamaktadır. Ayrıca bulutluluk oranı fazla olduğu için güneşlenme süresi azdır. Bu da projede gün ışığı kullanımını önemli kılmaktadır.

DAİRESEL FORM
Daire rüzgarla en uyumlu çalışan bina formudur. Kare, dikdörtgen vb. formlu binalarda rüzgar binanın bir yüzüne çarparak binanın iki tarafından yan cephelerde negatif basınç alanı oluşturarak, yan cephelere dokunamadan, geçer. Ancak dairesel formlarda rüzgar cephenin yüzeyini yalayarak geçer ve rüzgarı binanın içine almak kolaylaşır.

ÇAPRAZ HAVALANDIRMA
Kütlelerin dairesel formları rüzgarı her yönden içeri almayı kolaylaştırır. Ancak rüzgarın girdiği yönün zıt yönünde bir de çıkış yolu olması çapraz havalandırma oluşturarak rüzgardan en etkili şekilde yararlanmayı sağlar. Projede çapraz havalandırmanın oluşması için kat planları mümkün olduğunca açık, rüzgarı engellemeyecek şekilde düzenlenmeye çalışılmıştır. Kütlelerin küçük olması bir katın tek bir fonksiyonu olması gibi (örneğin kütüphane, mali hizmetler müdürlüğü) sonuçlar doğurmuş bu da açık planlı çözümleri kolaylaştırmıştır. Mekanların duvarlarla ayrılması gerektiği durumlarda kapı yerine büyük boşluklar bırakılmıştır. Çeşitli nedenlerle salt boşluklar yerine kapı konulması gerekiyorsa ise, bu kapıların ahşap menfezli kapılar gibi rüzgarın geçişine izin verecek kapılar olması düşünülmüştür. Yine iç mekanlar arasında rüzgar geçişini sağlamak için duvarlarda ahşap menfezlerle kapatılmış boşluklar bırakılmıştır.

BİRDEN FAZLA KÜTLEYE AYRILMA

Proje tek bir büyük kütle yerine küçük kütlelerden oluşmaktadır. Bu durumun biri ekolojik biri toplumsal sürdürülebilirlik anlayışına dayanan iki nedeni vardır:

Ekolojik sürdürülebilirlik açısından;

Büyük kütlelerin rüzgar ve gün ışığıyla sorunlu ilişkileri vardır. Rüzgarı bloklayarak tünel etkisi gibi olumsuz sonuçlara yol açmaktadırlar. Ayrıca büyük kütlelerde çekirdeğe doğru gidildikçe doğal havalandırmadan ve gün ışığından uzak mekanlar ortaya çıkar.

Toplumsal sürdürülebilirlik açısından;

Teknoloji, toplumsal hayatı her geçen gün daha da çok etkilemektedir. Kısa bir süre önce her resmi işlem için resmi kurumlara bizzat gitmek gerekirken, son yıllarda ikametgah belgesi alma, seçmen kartı çıkarma gibi basit işlemler internet üzerinden kolayca halledilmeye başlanmıştır. Bundan bir süre sonra, daha çok resmi işlemi herhangi bir kuruma gitmeye gerek kalmadan internet üzerinden halledebileceğimizi öngörebiliriz. Bu öngörü ile, ilerideki dönemlerde daha az ve daha küçük kamu binalarına ihtiyacımız olacağı çıkarımını yapabiliriz. Proje, bu nedenle esnek olmayan tek bir kütle olarak ele alınmak yerine parçalara ayrılmış ve ilerideki yıllarda ilçenin ihtiyaçları doğrultusunda projedeki herhangi bir kütlenin başka bir amaca hizmet edebilmesinin kolay olması amaçlanmıştır.

ÜST KATLARDA GİDEREK BÜYÜYEN KAT PLANI
Karadeniz Bölgesi geleneksel mimarisinde geniş saçaklar önemli yer tutar. Projede her kütlenin geniş saçaklı bir çatısı vardır. Ancak rüzgarın da etkisiyle yeryüzüne dik açıyla düşmeyen yağmurlarda saçaklar yetersiz kalmakta, cephe duvarlarını ıslatmaktadır. Aşağı indikçe cephenin geri çekilmesi yan duvarlara çarpan yağış miktarını ve binanın nemliliğini azaltmaktadır.

EKOLOJİK BOŞLUK
Projede ekolojik boşluk olarak adlandırılan bacalar, rüzgar, yağmur ve gün ışığından faydalanmak için tasarlanmıştır. Kütlenin ortasından geçen boşluk çatıdan yağmur suyunun toplanıp zemindeki su deposuna iletilmesinde rol oynar. Ekolojik boşluk, etrafı şeffaf malzemeyle kapatılmış olduğu için gün ışığının içeri sızmasını sağlar. Boşluğun çatının üstündeki kısmında genişleyen kanatlar rüzgarı kapıp bacadan aşağı verir. Boşluğun içindeki şeffaf malzemeden yapılmış engeller rüzgarın yönünü değiştirerek mekanların içine girmesini sağlar. Bu engeller üstlerinde yağmur suyunun birikmesini engellemek için eğimli olarak yerleştirilmişlerdir.

GÜN IŞIĞI
Genellikle bulutlu olan Ardeşen’de gün ışığından maksimum düzeyde faydalanabilmek için cepheleri çepeçevre saran geniş açıklıklar yapılmıştır. Ayrıca nikah salonu ve çok amaçlı salonun çatı kaplamasında yarı şeffaf malzeme kullanılarak bu mekanların gündüz vakitlerinde oldukça aydınlık mekanlar olması sağlanmıştır. Kütlelerdeki ekolojik boşluklar da ışık bacası gibi çalışarak kütlenin çekirdeğinin aydınlatılmasına yardımcı olur.

YAĞMUR SUYU TOPLAMA
Yağmur suyu içe doğru eğimli çatılarla ekolojik boşluktan aşağı iner ve zemin kattaki depoda toplanır. Depoda biriktirilen yağmur suyu tuvaletlerde ve bitkilerin sulanmasında kullanılır.
Otopark kütlesinin üstündeki havuzda da yine yağmur suyu toplanmakta su belli bir seviyeye ulaşınca depoya aktarılmaktadır.

YEREL MALZEME KULLANIMI
Projede mümkün olduğunca yerel malzemeler kullanılmıştır. Deniz manzarasına doğru binaların kat sayısı ve yükseklikleri azaltılmıştır. Az katlı olan bu binalarda bölgenin yerel mimarisinin iki önemli malzemesi olan taş ve ahşap kullanılmıştır. Yerel mimaride olduğu gibi alt katlar neme dayanıklı yığma taş duvarlardan oluşmuşken üst katlarda Karadeniz’in nemli iklimine -diğer malzemelere göre daha çabuk kuruyan yapısıyla- uygun olan ahşap kullanılmıştır. Çok katlı binalar yığma sistemine uygun olmadığı için, çok katlı kütlelerde betonarme taşıyıcı sistemi kullanılmıştır. Ancak bu binaların da kapı ve pencere çerçeveleri, bölücü duvarlarında ahşap tercih edilmiştir. Çelik, nemli iklimlerde korozyona uğradığı için kullanımı minimumda tutulmaya çalışılmıştır. Fakat nikah salonu ve çok amaçlı salon gibi kolonsuz uzun açıklıkların geçilmesi gereken mekanlarda çatıda çelik kirişler kullanılmıştır.

TOPRAKTAN KOPARMA
Projede binaları toprağın neminden uzak tutmak için zeminle temas minimumda tutulmaya çalışılmıştır. Yapı sistemleri betonarme olan binaların zemin katı boş bırakılmış, araç yolu ve açık otopark alanı olarak değerlendirilmiştir. Yığma sistemli binalarda ise zemin katlar, bodrum kat gibi ele alınmış, depo ve sığınak gibi mekanlar yerleştirilmiştir. Bu şekilde olası bir sel felaketi durumunda belediyenin ve kültür merkezinin işleyişini en az etkileyecek olan mekanlar zemin katta yer almıştır. Böylece bodrum kat yapma zorunluluğu ortadan kaldırılmış, toprağa mümkün olduğunca az müdahale edilmiştir. Çok yağış alan bölgelerde toprağın fazla suyu emerek sel felaketini önlemesinin yolu toprağa müdahalenin minimumda tutulmasıyla gerçekleşir. Bu anlayıştan yola çıkılarak kapalı otoparkın da toprağın içinde değil üstünde yerleşmesi uygun görülmüştür. Yine bu anlayışla zemin katta binalar dışındaki açık alanlar zorunlu araç ve yaya yolları dışında doğal haliyle bırakılmıştır.

AĞAÇLARIN KORUNMASI
Yarışma alanında halihazırda var olan ağaçlar korunmuş, kütle yerleşimleri ağaçlar dikkate alınarak yapılmıştır. Ağaçların güney kısmında kalan küçük parça nikah salonu binası için uygun bulunmuştur.

TOPLUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Ardeşen, Lazların yoğun olarak yaşadığı bir ilçedir. Lazca, UNESCO’nun yok olmakta olan diller listesinde yer almaktadır. İhtiyaç programı oluşturulurken bu durum göz önünde tutularak kültür merkezi bünyesinde Lazca atölyesine yer verilmiştir. Bunun yanı sıra Laz kültürü ve tarihi ile ilgili küçük bir müze de ihtiyaç programına eklenmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın