Katılımcı, Kamu Binaları Tasarımı Fikir Yarışması

Proje Raporu

60 milyon yıl önce bölgedeki yanardağların püskürttüğü lavlar ve küllerle oluşan Kapadokya bölgesinde bulunan Ürgüp ilçesini; bir yandan tarihi ve mimari açıdan bizlere ilham verici olması öte yandan Dünya’da bulunan böyle eşsiz bir coğrafyada kalıcı bir eser bırakmak heyecan verici olduğu için cazip bulduk ve bu alanda çalıştık.

Bölgedeki araştırmalarımız ve alan gezimiz sonucunda ulaştığımız sonuçlar ise şunlardı:

Bölge Mimarisi:

Yöresel mimarinin dikkat çekici örnekleri 19. yüzyıl sonu ile 20. Yy başlarından günümüze kadar gelmektedir. Bu mimari gelenek özellikle Ürgüp, Göreme, Uçhisar olmak üzere tüm Kapadokya kasaba ve köylerinde gözlemlenebilmektedir.

Yapılar kayaların oyulması suretiyle yahut kesme taştan inşa edilmişlerdir. Mimari de kullanılan “kepez” adı verilen taşlar farklı renkli tonlar da içerir. Yöredeki yegane mimari malzeme olan taş, bölgenin volkanik altyapısından ötürü ocaktan çıktığında yumuşak olduğu için kolaylıkla işlenebilmektedir ve sonrasında havayla temas ettiğinde sertleşerek dayanıklı bir yapı malzemesine everilebilmektedir. Bu taşların rahatlıkla bulunabilmesi ve kolay işlenilmesi yaygın bir mimari gelenek olmuş ve bu sayede taş işçiliği de gelişmiştir.

Biçimsel Konsept:

Pencereler ve Kübik Biçim

Taş işçiliğinin en büyük göstergelerinden biri de pencere oymacılığı ve güvercinliklerdir. Bölgede dikkatimizi çeken en belirgin özellikler 19 ve 20 yy dan sonra kare, küp formların dışına çıkılmamış çatısız evler ve farklı büyüklükteki pencerelerdir bu sebeptendir ki biz de bu belirgin özelliğe uyum sağlayacak hem modern hem de bu geleneği yaşatacak ayrıca taş işçiliğini de günümüzde görünür kılacak pencere oymalarını cephe dizaynı olarak projemize taşımayı uygun gördük.

İç Avlular:

Kapadokya mimarisinin diğer dikkat çekici öğelerinden olan iç avlular da projemizin en belirleyici özelliklerinden biri olarak yerini almıştır. İç avlular tarihten bu yana Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasında sıklıkla birleme, hava alma, içerden mekanları ışıklandırma görevi görmüştür. Bununla doğru orantılı olarak biz de hem belediye çalışanlarını hem de halk hizmet binasını kullanan vatandaşların soluklanıp nefes alabilecekleri fiziksel ve mental rahatlama yaşayabilecekleri alanlar olan iç avluları farklı seviyelerde binamıza yerleştirildi. Avluların formu bina formuyla uyum halinde karesel formlardan oluştu ve içerisinde yine kendini sürdürülebilir bir şekilde besleyen iç bahçelerle tamamlandı.

Enerji Konsepti

Projemizin en belirgin özelliği formsal olarak bölge mimarisinin izlerini modernize ederken diğer taraftan da sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konusunda dünyadaki en iyi örnekleri baz alınarak bir enerji sistemi yaratılmış olmasıdır.

  • Rüzgar gülleri (uygun ölçüde ayarlanmış)
  • Yağmur ve kirli suyu arıtıp bahçede kullanım için dönüştüren filtreleme ve depolama sistemi
  • Bina içinden çıkan atıkları (tuvalet) gübreleme yöntemi ile bahçeye aktarmak.
  • Solar enerji paneller
  • Doğal vantilasyon


Sosyal Konsept:

Üç kadın grup üyesi olarak başta bütün insanların güzel zaman geçirebileceği, estetik bunun yanı sıra doğru işleyen bir yapı yaparken asıl önceliğimiz hep kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oldu. Şehir içinde onların kendini huzurlu hissedebilecekleri özellikle çocukların rahatlıkla oynayacakları küpsel formlardan oluşan oturma ve oyun alanlarımız, kadınlar için yaptığımız kadınlar lokali yaşlıların canları sıkıldığında su kenarında oturup dinlenebilecekleri mekanlar onları düşünerek planladığımız alanlardan sadece bir kaçıydı.

Gençlerin kültür binasının önünde gelip kimi zaman konser kimi zaman sadece arkadaşlarıyla oturabilecekleri bir anfi tasarlandı. Bunun yanı sıra giriş kısmında oturulup dinlenilecek bir merdiven dizayn edildi.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın