Maer & Partners Architecture'ın "Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje önerisi.
Toplumsal paylaşımların en çok yaşandığı belediye yapılarının, insanlara kucak açması, erişilebilir olması, hizmet etmek için var olduğunu mimarisinde de hissettirmesi gereğine inanarak tasarım kararları alınmıştır.
Toplumun bir arada var olabildiği ve birbirleriyle etkileşime girebilecekleri alanlar sunma amacıyla, yapı içerisinden yol geçirilmiş, yolun iki yanı ve belli avlulaşan oylumları/amfisi kamusal mekanlarla beslenmiş, dükkanları, kafesi, berberi ile gerçek bir kent sokağı önerilerek özellikle zemin kat kamuya bırakılarak, yapının kentle güçlü bir bağ kurması sağlanmıştır.
Kamusal alan kalitesinin, insanın yaşam kalitesine etki ederek, hem kentle hem de toplumla bağını güçlendireceği bilinci ile yapının içindeki ve çevresindeki kamusal alanlarda insanların
konforlu vakit geçirebileceği, keyifle toplanıp, buluşup, nefes alıp, dinlenip, paylaşıp, sosyalleşebileceği, çeşitli kültür ve sanat etkinliklerine katılabilecekleri alanlar tanımlanmıştır. Bu doğrultuda, öneri yeni belediye binası, günümüz dünyasının ‘açık sınır’ yaklaşımı sayesinde kamusal alan içinde halkla ilişkili, şeffaf yönetimi olan ve kaliteli hizmet veren, sürdürülebilir tasarım anlayışı ile planlanmıştır.
Öneri binanın planlamasında; yaya akslarının yaklaşımı, korunacak ağaçlar, araç ulaşımı, doğru yönlenme ve mevcut çevrenin yarattığı olumsuz koşullar ( gürültü, trafik, görsel kirlilik) göz önünde bulundurulmuştur. Bu anlayışla, yapının yerleşiminde kolay ulaşılabilir olması, farklı kamusal alan deneyimi yaşatması, çevreye saygılı, insan ölçeğinde ve yapı içi kolay bir dolaşım senaryosuna sahip olarak, yapının 24 saat yaşaması esas alınmıştır.
Yapının tasarımında sürdürülebilir yaklaşımımız, yenilenebilir enerjinin olabildiğince çok ve çeşitli kullanılmasını sağlamaktadır. Bu anlayışla, doğru konumlanmış mekanların, gün ışığından maksimum düzeyde faydalanması, hakim rüzgarın içeri alınarak açık kamusal alanların klimatizasyonu için kullanılması sağlanmış, yağmur suyu hasat sistemi, çevreci malzemeler, ısı yalıtımı sağlayan çevreci malzemeler, ısı yalıtımı sağlayan yeşil çatılar, mekanik ve elektrik olarak çevreci sistemler ve malzemelerin kullanılması önemsenmiştir.
Öneri yapının çevresindeki yoğun insan popülasyonu ve yapılaşma, olumsuz yaşam alanı yaratmaktadır. Bu alanın iyileştirilmesi ve nefes alabilmesi için, planlanan metro alanının üzerinde kent parkı önerilmiştir. Bu park aynı zamanda evlendirme dairesi ile Kurbağalıdere ve belediye arasında bağlayıcı bir aks görevi üstlenecektir. Bu sayede kent parkı çevresini zenginleştiren, kalite katan ve bütünleyen bir kamusal alan olacaktır.
Her yönden daha iyi algılanacağı düşüncesiyle, Atatürk heykelini taşınarak, bu parkta önerilen reflekte bir su kütlesi üzerine yerleştirilmesi önerilmiştir.
Sonuç olarak, ‘çözümün parçası olmayanların, sorunun parçası oldukları’ bilinci ile, insanı önceleyen, gösterişsiz/abartısız, toplumsal etkileşimi ve kentsel yaşam kalitesini arttıran, ‘hepimiz için’ olan bir dünya gayesi ile çevreye ve doğaya uyumlu, çağdaş bir yapıyı hayata geçirmek, mimar olarak ve en başta da insan olarak arzumuzdur.