Katılımcı, İzmir Selçuk Belediyesi Kültür ve Gençlik Merkezi Yarışması

Katılımcı, İzmir Selçuk Belediyesi Kültür ve Gençlik Merkezi Yarışması

Mimari Proje Raporu

Kentsel mekanın toplumla kurduğu dinamik ilişki kentsel hayatın geçtiği kamusal alanlarda algılanıp hissedilir. Çünkü ancak karşılıklı etkileşime ve paylaşıma imkan veren özgürleşme anları ile birey kendini, eylemlerini ve dolayısıyla da mekanı üretir. Kenti yaşanır bir kent yapan, bu etkileşimin sürekliliğidir.

İzmir’in Selçuk ilçesinin güneybatı ucunda konumlanan alan, aktif bir kültür merkezi yaratma gayesi ile özellikle İzmir halkının kamusal alanları kullanma sıklığı göz önüne alınarak ‘açık ve kapalı kamusal alanların birbirleri ile ilişkisine dayanan parçalı bir çözümlenme’ fikri üzerinden tasarlanmıştır. Yoğun kitlesel kullanım ve dışa dönük birçok farklı eylem içeren gençlik ve kültür merkezi programı, aktif eylemlere olanak veren çeşitli niteliklerdeki kamusal alanların farklı kot ilişkileri kullanılarak yeniden ele alınmıştır. Bu kamusal alanlar, gençlik ve kültür merkezi fonksiyonlarını birbirlerine bağlayarak açık/yarı açık/kapalı alanlar oluşturur ve yapı kurgusunu belirler. Mimari yapının sınırları ile tasarıma başlamaktan öte; sürekli değişime ve dönüşüme davet edici dinamik bir kamusal alan kullanımı üzerinden ilerlenmiş ve bu tasarım kararı kullanıcıların üst ölçek vaziyet yerleşim kararlarından en alt ölçekte insanların yapı ile kurdukları cephe etkileşimlerine kadar bir bütünlük içerisinde tasarlanmıştır. Günümüzün değişim, dönüşüm ve katılıma olanak vermeyen dayatmacı tasarım süreçlerinin tam karşısında yer alan bu duruş, İzmir’deki diğer tüm kent mekanlarının tasarımında kullanıcı etkileşim ve paylaşımına imkan veren, değişip dönüşebilen katılımcı tasarım süreçleri yaratmayı önerir, örnekler.

Tüm bu nedenlerden dolayı; aktif bir kamusal alan ve yapı kurgusu ancak parçalı bir çözümlenme ile mümkün olur. Parçalı çözümlenme, gece ve gündüz yoğun kitlesel kullanım gerektiren yapı programının kamusal alanda tıkanıklık yapmasını engeller. Aynı zamanda büyük metrekarelerde dezavantaj olabilecek çok merkezli kamusal alan tasarımı, küçük metrekarelerde bir avantaja dönüşerek sıkışıklığı ve uzun süreli kullanımda alanların atıl kalmasını önler. Selçuk ilçesinin batı ucunda konumlanan alanda; kullanıcı akışı ilçe merkezinden -Kubilay Caddesi üzerinden- geleceği için açık kamusal alanlar kullanıcıları alanın kuzeybatı ucundan karşılamaktadır. Farklı eylemlere olanak veren kotlar ve kültürel eylemlere ev sahipliği yapan aktif kültür yapısı, yüzlerini ilçe merkezine doğru dönecek şekilde çok merkezli bir açık alan kurgusu oluşturur.

Merkezin gece ve gündüz kullanım kurgusu, yapı programı ikiye bölünerek tasarlanmıştır. Gündüz yoğun kullanım içeren atölye ve kültürel üretim fonksiyonları ile potansiyel gece kullanımı içeren yeme içme ve sinema fonksiyonları işletmelerinin ayrılabileceği öngörülerek, alanın farklı noktalarına konumlandırılıp yapısal olarak ayrılmış, bağlantıları açık/yarı açık/kapalı kamusal alanlarla sağlanmıştır. Sinemalar ve kafelerin ana kütlenin kapalı olabileceği gece saatlerinde kendi bağımsız giriş çıkışlarıyla kullanıcılara ve işletmelere rahatlıkla hizmet verebileceği düşünülmüştür. Parselin batı cephesi kullanıcıları mevcut korunan ağaçlar ile birlikte tasarlanan ana giriş/fuaye/sergi alanına yönlendirirken; alanın doğu tarafı ise kullanıcıları meydanlar/amfiler/basamaklar/serbest aktivite alanlarına yönlendirir. Kamusal alanlar kot farklılıkları kullanılarak sinemaların ve kafelerin çevresinden akıcı bir şekilde alt meydana erişerek binanın meydanla buluştuğu noktada bir açık hava sinemasına dönüşür. Gençlik ve kültür merkezi kurgusu; tüm kotlarda, özellikle de ‘sokak’ kotuyla doğrudan ilişki kurar. Alt ve üst meydanda konumlanan sinemalar, kafeler, açık hava sineması ve bu mekanları saran amfiler/oturma alanları aracılığıyla esnek kullanımlara imkan veren açık ve yarı açık alanlar üretilir. Tüm bu kurgu şehre ait yeni bir sosyal odak yaratmaktadır. Arazinin güney sınırında konumlanmış ana kütleye doğru yönelen mekansal kurgu, hem kuzey-güney hem doğu-batı hem de yukarı-aşağı yönlerinde eylemlerin sürekliliğini kesintiye uğratmadan sağlamaya çalışır.

Ana bina | Aktif kültür yapısı

Ana kütlenin kuzey, batı ve güney cephelerde açılabilmesi ve cepheyi kullanıp mekansallaşarak bir ara mekan tariflemesi; zemin kottaki giriş/sergi/fuaye alanlarını ‘iç’ten ‘dış’a taşırıp ‘sergi meydan’ı ve ‘fuaye meydanı – heykel bahçesi’ gibi programların avantajlı ilkimin de etkisi ile dış mekanda da üretilebilmesini sağlar. Bu 3 cephenin açılması ile sokak kotunda, bina içinde yaratılabilecek bu dev yarı-açık alan, festival ve şenlik gibi büyük kitlesel organizasyonlar zamanı tüm kalabalığı rahatça kaldırabilecek bir kamusal alan kullanımını destekler. Farklı hava koşullarında kamusal alanın niteliği, açıklık-kapalılık dengesi kolayca değiştirilebilir.

600 kişilik gösteri salonunun arka sahnesinin açılabilmesi ile tüm salonun alt meydan ile (3-.40 kotu) birleşebilmesi, kitlesel yoğunluk getirecek festival vs. gibi etkinlikler sırasında kamusal alanın ana binanın neredeyse tüm köşelerine kadar ulaşabildiği bir yapı kurgusu avantajını getirir. 200 metrekarelik sahnenin ve servis alanlarının (kulisler, dinlenme odaları, depo ve tuvaletler) iç ve dış mekana gerek aynı anda, gerekse farklı anlarda hizmet edebilmesi, yapının farklı etkinliklerde aktif kullanımını sağlarken değişim ve dönüşüme de olanak verir. Alt meydana açılabilen bu ana sahnenin hemen karşısında alt meydan ile sokak kotunu bağlayan tribünler, açık hava sineması için gerekli kapasiteyi sağlarken; ana sahnenin alt meydana açıldığı durumda seyirci oturma basamakları olarak da çalışabilir.

Alt meydana açılan ve diğer tüm meydanlara bakan bu cephenin üstüne yansıtılacak sinema ekranı ise açık hava tribünlerine ek olarak, alanın neredeyse tüm kotlarından izlenebilir. Farklı kotların bu kullanımı, cephenin yalnızca 200 kişilik bir açık hava sineması yaratmasına değil, toplumsal büyük organizasyonlarda bir şehir ekranı olarak çalışabilmesine olanak sağlar.

Cephe

Tasarlanan Kültür ve Gençlik Merkezi yapısı, doğası gereği sürekli değişime ve dönüşüme davet eden dinamik bir kamusal alan kullanımı önerir ve bu tasarım kararı kendini cephe tasarımında da kuvvetli bir biçimde gösterir.

Günümüzün neredeyse birbirinin aynısı veya bir benzeri olarak üretilen basmakalıp hizmet binası cephelerinin tam aksi yönde genç ve dinamik bir cephe yaratmayı amaçlayan tasarım, kullanıcıların cepheye yapının farklı noktalarında dahil ve müdahil olabilecekleri bir ara bölge yaratır. Bu ara bölge, kullanıcıların yapı ile kurdukları ilişkiye şekil verir. Sokak kotunda kimi yerde üstüne oturulan, altında durulabilen, sergi meydanında üzerine farklı nesneler asılabilen, üst kotlarda ufak balkonlar yaratan; özetle ana cadde (Kubilay Caddesi) cephesinde sürekli olarak değişip dönüşen kullanımlara imkan sağlayabilen yenilikçi bir cephe tasarımı, gelecek yıllarda örnek teşkil edebilecek katılımcılı, çok sesli bir kullanıcı-yapı ilişkisi tanımlar.

Peyzaj Raporu

Peyzaj tasarımında öncelikle yapısal peyzaj, sonrasında ise bitkisel peyzaj kararları proje alanının konumu ve projeye ait ihtiyaç programı göz önünde bulundurularak alınmıştır. Açık alana dair tasarım yaklaşımı mekanın esnek ve değişken etkinlik birimleri olarak çalışması üzerine kurulmuştur. İşlevsel olarak mekanları ayırmadan, sadece ince çakıl derzleriyle birbirinden ayrılan yüzeyler yaratılarak sanal bir etkinlik parselizasyonu hayal edilmiştir.

Proje alanına giriş yapılan batı (Kubilay Caddesi tarafı) ve sanatçı/servis girişi olarak öngörülen doğu tarafına araç cepleri (fuaye drop-off ve sanatçı/servis drop-off) yerleştirilmiş, alana bisikletle gelecek ziyaretçiler için ise doğu cephesinde bisiklet park alanı tasarlanmıştır. Alana ana ulaşım giriş meydanına açılan güneybatı girişinden olmaktadır. Açık/yarı açık alan dengesi göz önünde bulundurularak ana kütleyi saran kamusal alanlar konumlandırılmış özellikle sergi meydanı ve fuaye alanı ilişkisinin geçirgen ve engelsiz olmasına akışı sağlamak adına özen gösterilmiştir. Bu iki açık kamusal alanın arasında sürekli ulaşımı kesmemek adına sert zemin kullanılmış ve iki mekanın bütüncül olarak çalışması hedeflenmiştir. Fuaye alanındaki heykel bahçesi fikri bu alanın peyzaj tasarımının temel öğesini oluşturur. Heykel bahçesinin güneyindeki kaldırım aksında yer alan portakal ağaçları korunmuş ve belli mesafelerle düzenlenerek yeni portakal ağaçları eklenmiştir. Alan içinde yer alan mevcut ağaçlar da korunarak bu kısım giriş/bekleme/toplanma alanı olarak tasarlanmıştır. Alanın genel yerleşiminde zeminde kullanılan doğal taş ve ağaçların çevresinde kullanılan geniş çakıl yüzeyler, bu yüzeylere entegre olacak zemin ışıklandırması ve kent mobilyaları ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca bu toplanma alanı alt meydanda gerçekleştirilecek performans alanı için bir seyir terası olarak da çalışır.

Arazinin kuzey bölgesi, rüzgarı kesecek sıklıkta ve yoğun güneş ışığını engelleyecek geniş tepe tacına sahip ağaçlarla çevrelenmiştir. Bu bitkisel sınır aksı serbest etkinlik ve su oyun alanını yaya akışını zedelemeden çevreden izole eder. Serbest etkinlik alanı ve minimal kot değişiklikleriyle tasarlanmış oyun alanı ön meydana giden aksta konumlandırılmıştır.

Etiketler

5 yorum

Bir yanıt yazın