Katılımcı (Eser Mimarlık), Çaycuma Spor Merkezi Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

1. Kavramsal Yaklaşım

Yarışma alanı yapının hem fiziksel hem de kavramsal olarak bir başlangıç olabilmesine imkân sağlayacak bir potansiyele sahiptir. Spor alanı ve rekreasyon alanının tam merkezinde kalan arsa her iki işlev ile iyi ilişki kuran bir yapı tasarımını zorunlu kılmaktadır. Filyos nehri kenarında tasarlanan yapı gelecekte planlanan Rekreasyon alanı için bir nirengi noktası aynı zamanda da nehrin batı yakasında var olan sportif tesisler içinde bir gelişim hamlesi olacaktır. Tasarlanan yapı bütün bu kentsel yaklaşımlara cevap vermekle birlikte sportif amaçlı kullanımı hedeflendiğinden, mekânsal ihtiyaçlar bu yönde belirlenmiş ve tüm mekânsal düzenleme ile mimari dil bu doğrultuda sadeleştirilmiştir.

2. Kentsel Tasarım Stratejileri

Makro ölçekteki temel yaklaşım, mevcut kentsel dokunun içerisine konumlanışı ile Rekreasyon alanı için bir alt ortam yaratılması ve yakın çevresindeki peyzaj alanları ve spor alanı ile ilişki kurarak kentsel bir nirengi yaratmaktır. Verilen alan içerisindeki kütlesel konumlanma, Filyos nehrine yüzünü dönüp kuzeyde kalan okul ile arasına duvar çekerek sakin kalmayı hedeflemektedir. Güney cephesindeki yoldan alınan giriş ile binanın alt kotundaki kamusal platform buluşturulmuştur. Doğu-Batı aksında mekânların ihtiyacı olan hacimlere bağlı olarak tasarlanan kütle, kendi merkezine doğru bir giriş-geçiş oluşturmuştur.

3. Kütlesel Konfigürasyon

Filyos nehri kenarında konumlanan bu net ve akıcı çizgilere sahip kütle arsayı efektif olarak kullanırken aynı zamanda farklı düzlemlerde birden fazla kamusal yüzeyi oluşturur. Alt avlu kuzey güney yönünde kendisine doğru uzanan bir merdiven aksı ve brüt bir yüzeye sahip sağır bir duvar ile tanımlanır. Bu duvar aynı zamanda seyir terasına çıkan merdivenlere eşlik ederken yol cephesi ile görsel bir yalıtım sağlamaktadır. Bina üst yüzeyindeki platform ise kentin içine eklemlenen kütlenin kent ile en yoğun ilişkide olduğu yerdir. Bu ara düzeyler arasında konumlanan kabuk ise iç mekânlar üzerinden platformları birbirine bağlarken kullanıcılara iç ve dış mekân sürekliliği ile de farklı deneyimleri sunar.

4. Mimari Kurgu

Roma ve Bizans geleneğinde var olan hamam kültürü Tük medeniyetinde de önemli bir yer tutmaktadır. Hamamlar, diğer kamu yapıları gibi ya bir külliyenin parçası olarak ya da yeni kurulan bir mahallenin ihtiyacının giderilmesi için inşa edilirlerdi. Fakat hamam inşa etmenin ve işletmenin bazı ayırt edici özellikleri olduğu görülmektedir. Birincisi; hamamların iyi gelir getirmeleri nedeniyle hayır amaçlı yapılmış yapılara gelir kaynağı olarak vakfedilmeleridir. İkincisi ise; hamamların mahallede merkezî konumda bulunan camiye cemaat çekmede faydasının olmasıdır. Külliyelerin hepsinin (Fatih, Bayezid, Süleymaniye vb.) hamamları olduğu gibi, bazı küçük manzumelerin de (Davud Paşa, Murad Paşa vb.) hamamları vardır.

Eski çağlarda merkezi konuma yerleştirilen hamamların kitlesel bir çekim oluşturması tasarlanacak olan yapının da bir çekim ortaya koyacağının delilidir. İhtiyaç programı ve mekân kurgusu açsından benzerlik gösteren yapılar kütle olarak da bir birlerine ışık tutarlar. Nasıl ki geleneksel bir Türk Hamamı Soyunmalık (Camekân), Soğukluk ve Sıcaklık bölümlerinden oluşuyorsa Modern Havuz yapıları da aynı kurguyu geliştirerek kullanmaktadır. Zamanla ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar ( Yeme, İçme-Kafe, Spor Yapma-Fitness Salonu) beraberinde yeni mekânları getirmiştir. Mekân kalitesi bakımından ise İklimlendirmenin özel önem gerektirdiği havuz mekânında ve yapının bütününde, mimari çözümlemenin yanında, bakım ve işletim süreci de düşünülerek, doğal taş kaplama ve brüt beton yüzeyler tercih edilmiştir.

5. Mekân Kurgusu

Bina kurgusunun en önemli öğesi ise hiç kuşkusuz spor merkezinin çekirdeğinde yer alan havuz ve onun alt programlarıdır. Spor merkezi içerisindeki her türlü sosyal-sportif aktiviteler ve yeme içme-seyir etkinliklerini bünyesinde barındıran bu kabuk ziyaretçiler için dinamik bir paylaşım ortamıdır. Kabuğun alt platformu ile binanın üst çeperindeki platformlara geçişin sağlandığı merdiven ve rampa elamanları bulunur. Bina içerisindeki yaşam, havuz ve kafe arasında nefes alıp verirken, spor merkezinin çok boyutlu mekân kurgusu, kullanıcıların etkinlikleri ile kent-doğa arasında güçlü bir bağ oluşturur. Bu mekânsal yaklaşım ile spor merkezi içerisinde her zaman canlı ve zengin mekân kurgusu oluşması hedeflenir.

Mekânlar kabuk içerisine yerleşirken farklı seviyelerde görsel eşikleri meydana getirir. Havuz mekânın mahremiyet ve enerji etkin kullanımı açısından alt kota indirilmesi üst platformun kamusal bir sokak haline gelmesine olanak sağlamıştır. Bina programı içerisinde yer alan yeme içme mekânları kabuğun doğu cephesinde Filyos çayına paralel konumlanmıştır. İdari mekânlar ve farklı teknik hacimlere alt zemin katta havuz mekânında ayrılan bir koridor ile ulaşılır. Binanın zemin katı üzerinde konumlanan seyir terası Filyos nehrine doğru panoramik bir bakış sunar.

6. Peyzaj- Doğa ile Bütünleşme

Bir spor merkezi olarak peyzaj yaklaşımı, farklı kotlardaki platformlar ve lineer duvarlar arasında tanımlanan kentten nehre geçirgen-akışkan bir kabuk yapısının kent ve nehir arasında sade bir tavrı vardır. Topoğrafya ile kurulan yerleşme dili açısında toprak altına gömülen alt zemin katı 1. kattaki seyir terasına lineer bir merdiven ile ulaşırken yeşil teras çatı size eşlik etmektedir. Alt zemin kata indirilen yeşil doku havuz ile kafe arasında bir iç bahçe oluşturmaktadır. Bununla birlikte platformlar-teras, doğanın kot değiştirerek girişe kadar uzanan geçiş-boşluğu, kabuğu delen ve alt katların dış ile buluşmasını sağlayan ışıklıklar, rampa peyzajın yapısal unsurları iken; seyir terasına çıkan merdiven hattı boyunca dizilen ladinler aslında oralı olana bir göndermedir. Yapı kabuğu boyunca doğaya farklı kotlardan ulaşımı sağlayan sirkülasyon elemanları hava akımı oluşturarak durağan nemin önüne geçmeyi hedeflemektedir. Tüm alanda yapılan yeşil müdahaleler tümü ile mevcut yeşil dokunun geliştirilmesi yönündedir.

7. Sürdürülebilirlik

Çaycuma Spor Merkezi Binası için sürdürülebilirlik konusu tasarım yaklaşımının temelini oluşturan kent ve doğa ile bütünleşme üzerinden ele alınır. Temel anlamda kontrolü sağlanacak üç öğe doğal ışık, hava ve su dur. Bina kuzey rüzgârlarını engelleyen kentsel duvarı ile hem yoğun olarak kullanılan yol cephesinin gürültüsünden hem de doğanın olumsuz hava şartlarından korunmaktadır. Kütlenin üst çeperindeki eski hamam yapılarından ilham alan güneye bakan ışıklıklar ise iç mekânlara doğru yönlendirilmiş mimari elemanlar olarak binanın iç kısımlarına (özellikle havuz mekânına) yoğun gün ışığı sağlarlar.

Binanın doğu-batı ekseninde güneye yönelen ışıklıkları ile yerleşimi enerji kaybını dengeleyen ve ısı korunumu seviyesini artıran bir durumdur. Binanın üst platformundaki peyzaj dokusu ve katmanlaşma yine enerji korunumu için önemli bileşenlerdir.

8. Maliyet Raporu

IV A grubu olarak tanımlanan bina Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2015 yılında yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyetleri hakkındaki tebliğine göre
2.000 m² x 750 TL/m² =1.500.000 TL olarak hesaplanan yapı yaklaşık maliyetine ek olarak;

  • Personel Giderleri
  • Isıtma Soğutma Giderleri
  • Enerji Sarfiyatı Giderleri
  • Bakım ve Onarım Giderleri başlıca işletme giderleri olarak göze çarpmaktadır.

Bina ısıtma sistemleri için tercihe bağlı olarak jeotermal ısı pompası önerilmektedir. Binanın nehir ile olan ilişkisi düşünüldüğünde havuz için kullanılacak suyun nehirden arıtılarak kullanılması maliyetleri aşağı çekmede etkili olacaktır. Güney cephesine yönelen çatıdaki ışıklıklar gün ışığından maksimum fayda sağlandığı düşünülürse aydınlatma ve ısınma giderini aşağıya çekecektir. Aynı zamanda toprağa gömülü alt zemin kat minimum ısı kaybı hedeflediğinden enerji etkin bir kullanım sunacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın