Altuğ Kasalı ve Atahan Topçu'nun "Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje önerisi.
Palaestra, Ege ve Akdeniz kentlerinin tipolojik-tarihsel repertuarında bulunan bir yapı olarak karşımıza çıkar. Farklılıkları olsa da, temelde “gymnasion” tipolojisi ile ilişkilenen, Antik Dönem’de sütunlu, kare planlı ve avlulu olarak tanımlanan, işlev olarak fiziksel idmanın yapıldığı ve eğitiminin verildiği bir binaya işaret eder. Soyunma, banyo, sosyalleşme ve eğitim ile ilişkilenen odaların sardığı merkezi bir boşluğun varlığı Palaestralar için ortak bir kurgu olarak görülmektedir. Roma döneminde ise Palaestra, hamamların bir parçası olarak da kullanılmış, dolayısıyla “soğuk havuz” veya “sıcak havuz” gibi suyla ilişkili fonksiyonlarla da tanımlanmaya başlamıştır. Vitruvius’un da yazılarında hem fonksiyonel hem de morfolojik olarak tariflediği Palaestra, önerilen proje için yorumlanabilecek bir öncül olarak görülmüştür. “Ismarlama” veya “yapıştırma” kimliklerle uzun bir süredir aşınan Bodrum için kendi coğrafyasına ait bir tipolojinin olanaklarını tekrar ele almak ve sade bir yorumla mekansallaştırmanın yollarını aramak projenin çıkış noktası olarak alınmıştır.
BSV Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi için sunulan proje önerisi, içerdiği işlevin güncel ihtiyaçlarına odaklanırken yukarıda bahsedilen tarihsel-coğrafi öncülün mekansal ve kurgusal karakterini yorumlamaya çalışan bir denemedir. Kompakt bir kitle olarak okunabilen yapı önerisi, iç boşlukları ve işlevlerin boşluklar çevresinde örgütlenmesi üzerinden mekansal kurgusunu oluşturur. Özellikle iç mekanda yapısal elemanların (kolon-kiriş-çatı) okunabilir kılındığı bir durum yaratılmaya çalışılırken binanın kabuğunda ise iç-dış ayrımını, giderek de mahremiyeti önemseyen bir karakter benimsenmiştir. Temelde prizmatik bir kitle olarak algılanan yapı, farklı işlevlerin dışa doğru yaptığı jestlerle yapının her cephesinde farklı bir mimari karakter yakalamayı hedefler. Kuzey ve batı cephelerinde oluşturulan seyir terasları, Güney Cephesinde bulunan karşılama saçağı ve Doğu Cephesindeki doğaya açılan hidroterapi havuzları yapının bulunduğu yere ait olma hissini kuvvetlendirmeyi amaçlar.
Merkez için önerilen yerleşim, girişini konut yapılaşmalarının olduğu güney tarafından alır ve arazinin görece düz olan kısmına konumlanır. Araç ve yaya girişi Paşa Dede Caddesi tarafından sağlanır. Araçla yaklaşımın sağlandığı ve otopark giriş-çıkışlarının kurgulandığı boşluğa bakan tarafta binanın giriş holü, bekleme alanı ve kafe konumlanır. İmar planında tanımlı park alanına ise tedavi havuzları (alt katta), fizyoterapi salonları (üst katta) gibi binanın varoluş sebebiyle ilişkilenen işlevsel mekanlarından bazıları yönlenir. Kuzey yönünde ise iki açık alan binanın işlevleri yle ilişkili olarak konumlanır. Personel girişi ve dinlenme alanları ile ilişkilenen teras ve iki kat yüksekliğindeki havuz mekanının açıldığı bahçe peyzajla ilişkilenen iki açık alanı oluşturur. Paşa Dede Caddesi’ne bakan tarafa ise zeminde poliklinik kanadı bakarken, üst katta ise yönetim suiti konumlanır. Önerilen projenin örgütlenme şemasını “palaestra” çıkış noktası ile ilişkilenecek şekilde iki boşluk tanımlar, (1) terapi havuzları hacmi ve (2) iç bahçe. Terapi havuzları boşluğu, giriş holünden de belirli şeffaflıklar oluşturularak algılanacak şekilde işlevsel olarak merkezi bir alanı tanımlar. İç bahçe ise hem poliklinik kanadına hem de terapi alanları tarafına doğal ışık ve hava sağlayacak şekilde konumlandırılmıştır. Her iki boşluk da giriş holü ile görsel olarak ilişkilenir ve derinleşen plan tipi için mekansal bir zenginlik katar.
BSV Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi için sunulan proje önerisi içerdiği işlevlerle ilişkilenen farklı giriş noktaları sunuyor olsa da temelde araçla veya yaya olarak yaklaşan kullanıcısını ana giriş holünde binaya kabul eder ve ilgili alanlara dağıtır. Bekleme alanı ve kafenin bulunduğu ana giriş holü, zemin katta polikliniklerin ve hidroterapi alanlarının bağlandığı, üst katta ise fizyoterapi alanları ve yönetim kanadı ile ilişkilenen bir örgütlenme şemasını takip eder. İç bahçe ve havuz hacimleri üzerinden sağlanan görsel ilişki, ziyaretçiler için poliklinik, veya terapi alanlarına ulaşım için doğal bir “yön bulma” fırsatı yaratır. Sürekliliği sağlayan ve algılanabilir koridor örüntüsü ziyaretçilerin bina içerisindeki dolaşımı için kolaylaştırıcı bir durum yaratması hedeflenerek tasarlanmıştır. Dolaşım için önerilen örgütlenmede temiz-kirli ayak ayrımı önemsenmiştir. Hidroterapi için merkeze gelen hasta bir koridor yardımıyla giyinme odasına ulaşmakta ve başka bir kapı ile temiz alana dahil olabilmektedir. Benzeri şekilde fiziksel terapi için merkeze gelen hasta, merdiven veya asansör yardımıyla üst kata ulaşmakta, soyunma alanlarına ulaştıktan sonra ayrı bir kapı ile temiz terapi alanlarına dahil olmaktadır. Poliklinik kanadı için temiz-kirli ayak ayrımı öngörülmemiştir. Terapistler için de benzeri biçimde terapist dinlenme ve kafe alanından soyunma alanına, oradan da ayrı bir kapı ile hem fizyoterapi hem de hidroterapi temiz alanlarına dahil olunmaktadır.
BSV Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi için sunulan proje önerisi kompakt örgütlenmesi ve betonarme karkas inşaat sistemi ile ekonomik ve uygulama kolaylığı olan bir yaklaşım benimsemektedir. Havuzların yapısal olarak düşünüldüğü hidroterapi bölümü zemin katta, dolayısıyla teknik hacimleri bodrum katta bulunacak şekilde kurgulanmıştır. Statik hassasiyetler doğrultusunda fizyoterapi ile ilişkilenen hacimler üst katta betonarme sistemi zorlamayacak şekilde örgütlenmesi önerilmiştir. İşletme ve yapı döngüsü düşünüldüğünde esnekliği sağlayabilecek bir aks kurgusu önerilmiştir.