Katılımcı (2. Kategori)(CM² Mimarlık ve Tasarım Stüdyosu), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

PROJE RAPORU

1.GENEL YAKLAŞIM:

Cami; sadece ibadet ihtiyacını karşılayan bir “yer” olmanın çok ötesinde, içerdiği mekansal karşılıklarla benliğini ve kimliğini aktaran, verdiği “his” ile insanların ibadetlerini huşu içinde gerçekleştirebileceği, “bir ruhu ve atmosferi” olması gereken bir yapıdır. Cami yapısına, bu ruhu ve atmosferi yükleyebilmek caminin “öz”ünü anlamaktan geçer
Öz; “bir nesne veya maddeyi temelde ne ise o yapan nitelik veya nitelikler grubudur. Nesne ya da madde, varlığı için bu niteliklere gereksinim duyar ve bunlar olmadan kimliğini kaybeder. Mekanın içeriği, soyut ve somut olarak mekanın özü ile tanımlanmaktadır. Bu öz; mekanın kimliğine ilişkin ipuçları verir.

İnsan sürekli olarak mekan ile zihinsel ve fiziksel etkileşim halindedir. Mekân, büyük boşluğun sınırlandırılması ile oluşan boşluktur. Bir cami yapısında; mekanın ruhunu insana aktarabilmek, boşluğu anlamlı hale getirmek ve boşluğa ruhanilik yüklemek mekanın amacından ve özünden kopmamaktan geçer.

CAMİNİN ÖZ’Ü; “TOPLAYAN”

“Cami” kelimesi; Arapça “cem” kökünden türeyen, “toplayan, bir araya getiren” anlamındaki, başlangıçta sadece cuma namazı kılınan büyük mescidler için kullanılan el-mescidü’l-câmi’ (cemaati toplayan mescid) tamlamasının kısaltılmış şeklidir. Camilerin Müslümanların toplu olarak ibadet ettikleri mekan olmasının yanında başka işlevleri de vardır; bunların başında, Müslümanların birbirleriyle görüşüp kaynaşmaları, toplumsal sorunların cemaat arasında konuşulup tartışılması gelir.

1000 kişilik cami için önerilen yapı kompleksinde de; caminin “öz”ü olan “toplayan” kavramının sadece ana ibadet mekanı için değil, diğer tüm fonksiyonlar içinde “toplayan, bağlayan, birleştiren” olması gerektiği düşünülmektedir. Bu bağlamda; proje alanının tamamının “kentsel çekim merkezi” olması ve “kamusal bir odak” haline getirilmesi fikri önemli ölçüde desteklenmiştir. Projenin; yoğun olarak kullanılacak bir odak olması, şehirlerimizin de yeniden bu tür çekim merkezlerine kavuşmasına öncülük etmesi hedeflenmiştir. Bununla birlikte; camilerimizde genellikle hakim olan erkek kullanımı yoğun anlayışın yanında kadın, engelli, çocuk, genç, yaşlı “tüm herkesi toplayan, birleştiren” bir anlayış benimsenmiştir.

İhtiyaç programında verilen işlevlerin ilişkileri kurulurken ve önerilen ilave fonksiyonların yerleri belirlenirken, fonksiyonların ana ibadet mekanını başta olmak üzere birbirini destekleyici, besleyici konumda olması ve bu bağlamda oluşturulan ara/tampon mekanların tasarıma kazanç sağlaması fikri ön planda tutulmuştur.

Tasarlanan cami projesinde; geleneğe, tarihe, sembolizme ve mekanın ruhuna sırt çevirmeden, çevresiyle birlikte yaşayan ve yaşanan bir mekân olabilmesi ve simgesel açıdan ait olduğu çevreye değer katabilmesi birincil hedeflerdendir. Zira; insan mekanla, mekan da çevreyle ve zamanla bütünleşiktir.

Projenin tasarım yaklaşımında geleneksel cami mimarimizin birey üzerinde bıraktığı ferahlık, yalınlık, iç huzur, tevazu gibi insanı hallerin oluşumunu önemseyen mekansal çözümlemeleri hedeflerken; çağımızın teknolojisine uygun yapısal ve işlevsel yenilikler içermesi hedeflenmiştir. İnsanların ibadetlerini huşu içerisinde gerçekleştirmesi için gerekli mekânsal nitelikleri, duyarlı bir anlayışla tasarlama fikri ön planda tutulmuştur.

Zaman içinde kültür, semboller ile yapılara yansımıştır. Mekân anlayışı ve kullanımı, dönemin yaşayışından ve gerekliliklerinden etkilenir. Mekân zaman ilişkisi, bir takım algısal ve mekansal sınırlılıkları da beraberinde getirir. Cami mimarisinden beklenen sembolik anlam ve mekân etkisi bu algı psikolojisinin sosyolojik boyutunu bize yansıtır. Yaşam alışkanlıklarının getirdiği zihinsel sınırlar, mekansal sınırlılıklara yol açabilmektedir.

Günümüzde barınma, ticaret, eğitim, ofis gibi birçok yapı türünün geçmişine bakıldığında, mekanın gereklilikleri ve içeriğinin değiştiğini görmekteyiz. Fakat; inanç üzerine yapılan yapıları diğerinden ayıran önemli bir özellik var. İnancın kurallarının ve gerekliliklerinin neredeyse hiç değişmemiş olması, bu mekanların gereklilikleri ve içeriklerinin de çok fazla değişmemesine sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla; ibadetin temel ve direği değişmediği için, insanların cami gibi bir inanç yapısının mimari etkisinden beklentileri de çok fazla değişim gösterememektedir. Tüm bunların kapsamında “toplumsal bellek” diye adlandırabileceğimiz durumdan ötürü proje tasarımında “kubbe” ve “minare” sembolikliğine ihtiyaç duyulduğu düşünülmüştür. Minareler eskiden işitsel ve görsel iletişimle ibadete çağrı yaparken, öneri projede yer verilen sembolik minare ibadete görsel bir çağrı niteliği taşımaktadır. Toplumsal bellek üzerinden yola çıkılarak; kubbe ve minare ikilisinin modernize edilerek tasarlandığı ve sembolik yer aldığı proje alanının, herkes tarafından bir ibadet mekanı olduğunun algılanması amaçlanmıştır.

Camiler özellikle cemaat ile ibadet edilmesi için kurgulanır. Ama ibadet sadece kişi ile Allah arasında olan bir şeydir. O yüzden camilerde cemaatle ibadet ederken aynı zamanda kişinin Allah ile baş başa olduğu hissinin aktarılması önemlidir. Mekanın mesajı, mekanın mimarisinde ve içerdiklerindedir. Bütün bu olgular mekanın dilini oluşturur ve mesajını o mekanda bulunan insana bildirir. Mekanın kendisine eklenen en ufak bir ayrıntı bile mekanın kimliğini ve mesajını doğrudan etkileyebilir. Bu noktada; gösteriş ve fazla detayın ibadetini gerçekleştiren insanda kendisi ile ve Allah ile baş başa kalma hissini olumsuz yönde etkilediği ve yalınlığın bu hissi arttırdığı düşüncesi ile tasarımda oldukça sade bir dil benimsenmiştir.

Tasarımda ayrıca; erişilebilirlik, sürdürülebilirlik, yapı ekonomisine katkı ve kentsel estetik ilkeleri tasarımın şekillenmesinde önemli birer yol gösterici olmuştur.

2.KENTSEL BAĞLAM VE PLANLAMA KARARLARI

Projenin çalışma alanı olarak “ŞANLIURFA” ili seçilmiş olup, ilin geleneksel “sokak” ve “avlu” yaşantısından yola çıkarak kentsel dokuyla bütünleşen ve yerel üsluba uygun bir plan şeması ve bir yaşantı önerisi getirilmiştir.

Tasarım alanı yakın çevresinde bulunan ticaret-konut alanları, meydanlar, yeşil alanlar ve diğer kamusal alanlar ile kurduğu etkileşim yüzeyleri dikkate alınarak yapıda bütününde oluşturulan yönlendirici yüzeyler ve geçirgenlikler yapı kompleksi ve kent arasındaki sınırları eriterek, alanın “kentsel bağlam” açısından şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Ayrıca; veriler dahilinde, alan çevresinde yer alan ya da ileride yer alabilecek yapıların gabarileri göz önüne alınarak “kentsel ölçek” ile hassas bir ilişki kurulmaya çalışılmıştır.

Kentten tasarım alanı çeperine doğru gelen, etkileşimin yoğun olacağı noktalar belirlenerek; bu noktalardan arazi içine yönlenen hareketlerin merkezinde ana ibadet mekanı yeri tanımlanmıştır.

YÖNLENDİREN VE CAMİYE DAHİL EDEN, “TOPLAYAN” BİR YAKIN ÇEVRE DÜZENİ

Mekan insanla vardır. İnsan bedeni ve hareketleri, mekan ile sürekli bir iletişim halindedir. Mekanı oluşturan öğeler bedenin hareketini sınırlandırır ve yönlendirir. Mekan hareketle belirlenir. Çünkü; canlı varlık hareketlidir.

Tasarım alanının yakın çevresi ile kurduğu tüm ilişkilerde ve oluşturulan bağlantı akslarının tümünde bağlantıları destekleyici katı yüzeyler kullanılarak hareketin ana ibadet mekanına yönlendirilmesi ve dahil edilmesi sağlanmıştır. Tüm bu yerleşim ve yönlendirme yapılırken cami ve bağlantılı olduğu tüm komplekste yapılar kıble yönünde aksa oturtulmuştur.

Yönlendiren, toplayan ve dahil eden aksların oluşturduğu akışkan mekan kurgusu devamında ihtiyaç programı dahilindeki fonksiyonlar ve önerilen ilave programlar ile alanın sadece bir ibadet mekanı olması değil, gelenekte olduğu gibi ticari, kültürel, sosyal mekanlarında varlığı ile davetkar ve devamlı yaşayan bir kamusal odak oluşturulması hedeflenmiştir. Oluşturulan “toplayan aksları” araziyi dört bölüme ayırmış ve bu bölümün ortasında ana odak olan cami konumlandırılmıştır. Böylelikle; sadece dış/iç bağlantısında değil; ihtiyaç programındaki fonksiyonların da devamlı olarak birbirini beslemesi, desteklemesi ve mekanların birbiriyle sürekli olarak ilişki kurması şeklinde bir devamlılık sağlamıştır. Bu tasarım fikri ve beraberinde gelen yerleşim kurgusu mekanların esnek kullanımlarına olanak vermiş ve programların kullanım sürelerini de arttıracak yönde “gece/gündüz” kullanım ile devamlı yaşayan mekan olması hedeflenmiştir.

Kurulan bu kentsel bağlantı aksları ile ibadet mekanı ana odak olacak şekilde proje alanının bulunduğu çevrenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimine katkı sağlaması desteklenmiştir. “Kentsel estetik” de gözetilerek tasarım arazisinde büyük bir alan yerini düzenlenmiş yeşil alana bırakıp kente ve kentliye bir rekreasyon alanı olarak kazandırılmıştır. Ayrıca ibadet alanına yönlendiren akslardan ana ibadet mekanını çevreleyen alan su ile çevrilmiştir. Su “öz”ünde arınmayı, saflığı ve duruluğu ifade eder. Bu düzenleme ibadete başlanmadan önce su ile fiziksel anlamda temizlenip, ibadet ile de ruhen temizlenip arınma ifade edilmeye çalışılmıştır.

3. MİMARİ YAKLAŞIM VE PROGRAMATİK KURGU

Genel yaklaşımda ortaya koyulan fikirler doğrultusunda, yerleşim kurgusunda öncelikle ihtiyaç programına ilave edilmesi düşünülen fonksiyonlar belirlenerek, bu fonksiyonların ilişkileri üzerinden mimari plan şeması oluşturulmuştur. Fonksiyon ilişkileri kurulurken ana ibadet mekanı “cami” ve diğer tüm fonksiyonlar bir bütün olarak ele alınıp, parça bütün ilişkileri kurularak ilerlenmiştir.

Projede yer alması öngörülen tüm yan fonksiyonlar ana ibadet mekanını ve kendi içlerinde ilişki kurdukları diğer fonksiyonları destekleyecek ve besleyecek şekilde gruplanmıştır. “Yaşayan mekan” kurgusu ile cami yapısını önemli ölçüde besleyen yan fonksiyonlar kendi avlularını oluşturarak ibadet kompleksine birçok farklı işlev yüklenmiştir. Oluşturulan “toplayan aksları” araziyi dört bölüme ayırmıştır. Asimetri ile sağlanan bir merkezilik ile bu dört bölümün ortasına cami konumlandırılmıştır.

Caminin biri ana giriş olmak üzere, üst katta konumlandırılan kadınlar mahfili girişi de dahil toplam 4 adet girişi mevcuttur. Ayakkabılıklar bu girişler ile bağlantılı çözülüp, “doğal aydınlatma” ve “doğal havalandırma” sağlanmasına özellikle dikkat edilmiştir ve bu sebepten caminin ana mekanına dahil edilmemiştir. Caminin ana girişi ile yakın ilişkili cami görevli odaları ve itikaf odaları konumlandırılmıştır. Bu mekanların girişleri ayrı bir holle harim bölümünden ayrılmıştır. Holü harimden ayıran duvarın hole bakan kısmı boyunca kitaplık yerleştirilmiştir.

Ana ibadet kütlesinin üzerini örten kabukta bir “yarık” oluşturulmuştur. Bu yarık; kadınlar mahfiline girişi, kıble yönünü ifade etmek ile birlikte, ibadet mekanı içerisine kontrollü gün ışığı alımı sağlayarak doğal aydınlatmaya ve doğal havalandırmaya imkan vererek projeye bir çok mekansal kazanç sağlamıştır.

Caminin ana girişinin yüz verdiği ve arazinin karşısında yer alan kentsel meydana bağlı cephesinin önünde sıradan bir cami avlusu değil; bütün kompleksin ana meydanı niteliğinde bir alan tanımlanmıştır. Bu ana meydanda tanımlı bir şadırvan bulunmaktadır.

Kıble duvarı dışta da devam ettirilerek, gasilhane ve ilişkili konumda cenaze aracı cebi düzenlenmiştir. Gasilhanenin hemen yanında ve kıble duvarının devamında açılan boşlukta sessizliği ve sukuneti ifade eden bitkiler kullanarak sağlanan peyzajın önüne musalla taşı yerleştirilmiştir. Bitkilendirmenin devamında kıble duvarı yeniden devam ederek “minare”yi oluşturmaktadır. Minare yüksekliği ve cenaze alanı ile ilişkili konumlandırılması ile Allah’ın varlığı ve yüceliğinin kuvvetli bir ifadesi amaçlanmıştır. Cenaze alanın zeminde bir iz şeklinde varlığını gösteren, yer altına inip çıkan, hidrolik sistemli bir üst örtü tasarlanmıştır. Burada amaç; minarenin duruşunu ve ifadesini etkilememektir. İhtiyaç anında sistem devreye sokularak üst örtü açılmakta, diğer zamanlarda üst örtü yer altında kalmaktadır.

Ülkemizde camilerin kadınlar ve çocuklar açısından yoğun olarak kullanılamadığını görmekteyiz. Bu doğrultuda; projede pozitif bir ayrımcılık yaparak kadınlara yönelik alanlar ve avlu tanımlamaları yapılmıştır. Kadın ve erkeklerin abdest alma yerleri caminin iki ayrı yanına yerleştirilmiştir. Erkek abdesthaneleri ve tuvaletlerinin açıldığı avluda cenaze alanı tanımlanmıştır. Kadınlara ait abdesthane ve tuvaletlerin yanında bebek bakım odası yerleştirilmiştir. Kadın tuvalet ve abdesthanelerinin açıldığı alana ise “Kadınlar Avlusu” tanımlanmıştır. Bu avluya bakan ve kadınlara yönelik çay kahve ve sohbet salonu ve kadınlara yönelik geçici sanat ve el işi atölyeleri-kursları düzenlenip, üretim-satışların yapılabileceği bir mekana yer verilmiştir. Kadınların bu avludan ya da abdest aldıkları yerden kadınlar mahfili katına asansörle ve merdivenle doğrudan erişim sağlanmıştır. Kadınlar mahfili katında çocuk oyun salonuna yer verilmiştir. Böylelikle kadınlar ibadetini yaparken, çocukların da güzel vakit geçirebileceği güvenli bir mekan oluşturulmuştur. Kadınların camide ve cami kompleksinde geçirecek oldukları vakti arttırmak amaçlı yer verilen destek birimler ve çocuklara yönelik alanlar sayesinde komplekste kadınların daha çok zaman geçirmesine olanak sağlanmıştır.

İhtiyaç programına ilave olarak; aşevi, giysi bağış ve paylaşım mağazası ve bunların açıldığı bir “yardımlaşma avlusu”na yer verilmiş olup bay-bayan iki hacim olarak ayrılan aile dini rehberlik bürosu da bu avluya bakacak şekilde konumlandırılmıştır. Yardımlaşma avlusu ile cami farklı zamanlarda farklı işlevlere ev sahipliği yapabilecek bir “rezerv avlu”ya yer verilmiştir. Rezerv avlu; iftar çadırı kurulması, ramazan etkinlikleri, geçici sergiler, yardım ve yemek dağıtma etkinlikleri, çeşitli atölyeler, sunumların, kermeslerin yapılabileceği, geçici pazar alanı ya da satış birimlerinin kurulabileceği, gençlerin, çocukların etkinliklerine yer verilebileceği bir sosyal dayanışma ve kaynaşma mekanı olarak kurgulanmıştır.

Çay ocağı ve sohbet salonu, kütüphane, dükkanlar, kitap satış ve çok amaçlı salonun etrafını çevrelediği bir “sosyal avlu” tanımlanarak insanların namaz vakitleri dışında sohbet edip, kaynaşabileceği, güzel vakit geçirebileceği bir mekan oluşturulmuştur. Çok amaçlı salon bölünebilir-bütünleşebilir şekilde tasarlanarak farklı kullanımlara olanak sağlanmıştır. Ayrıca çok amaçlı salonun olduğu kütlenin içinde bu salona hizmet veren bir mutfak, depo ve wc’lere yer verilmiş olup, bu yemekli toplu organizasyonların da yapımına olanak sağlanmıştır. Çok amaçlı salona servis verebilmek için servis aracı park yeri tanımlanarak mekana ayrı bir servis girişi verilmiştir.

Sosyal avluyu çevreleyen dükkanlar ve kitap satış birimi tek bir aksa yerleştirilerek sosyal avluyu ve bu ticari birimlerin birbirini beslemesi önemsenmiştir. Dükkanlara arka cephelerinden servis girişlerinin tanımlandığı bir sirkülasyon hattı tanımlanmıştır. Bu hatta aynı zamanda yetişkin ve çocuk Kur’an kursuları yerleştirilmiştir. Sosyal avlu kullanım açısından en yoğun kullanıma sahip avlu olacağı ön görüldüğünden ve kompleksin ana açık otoparkına mesafeli kaldığından bu alana yakın ayrı bir açık otopark düzenlenmiştir. Gerekli olan tüm mekanlar için ayrı servis girişleri ve bunun ile ilişkili servis otoparklara yer verilmiştir.

Cami ile ilişkili destek birimleri, caminin yanal girişlerinden birine yakın konumlandırılarak iki hacim şeklinde çözümlenmiştir. Elektrik ile ilgili odalar dışında tüm teknik hacimler bodrum katta ayrı bir hol oluşturarak çözümlenmiş olup, elektrik ve pano odaları bu teknik hacimlerin üzerinde, zemin kata yerleştirilmiştir. Bir rampa ile bodrum kattaki otoparka giriş sağlanmaktadır. Otoparkta 20 araçlık araç park yeri ve yönetmelikler dahilinde yeterli sayıda engelli park yeri mevcuttur. Ayrıca açık otoparktaki araç sayısı ve yerleri de otopark yönetmeliğine uygun çözülmüştür.

Lojmanlar kompleks genelinde daha mahrem ve daha az yoğun bir alanda çözülmüş olup, iki lojmanın ortasında lojmanlara ait bir ortak bahçe/avlu düzenlenmiştir. Ayrıca lojmanlar cami görevlilerine ait olduğundan, banyo ıslak hacminin dışında yalnıza abdesthane olarak fonksiyon yüklenen ve giriş kapısının hemen karşısında konumlandırılan bir ıslak hacim daha çözülmüştür.

Tüm bu düzenlemeler yapılırken cami dışındaki diğer birimlerde aynı dilde kütleleşme yapılmış, “cami ana odak” olduğundan farklılaşmıştır. Tasarımın tüm detaylarında “insan ölçeği” ve “kent ölçeği”ne önemle dikkat edilmiştir.

Tasarımda oluşturulan açık-kapalı tüm mekanlarda “engelli erişimi” başta olmak üzere, “erişilebilirlik” ilkesi ön planda tutulmuştur. Yapıya ulaşımda ve yapının tüm kotlarında iç ve dış sirkülasyonlarda kesintisiz ve engelsiz bir erişim şeması hakim kılınmıştır. Engelli wc ve abdesthaneleri kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı hacim olarak önerilmiş ve kadın ve erkek wc ve abdesthaneleriyle ilişkili konumlandırılmıştır.

İÇ MİMARİ KURGU

Caminin iç mekanı da mimari tasarımı ve dışı kadar önemsenmelidir. Hacim, yüzey, ışık, malzeme gibi öğeler mekanın algılanmasını sağlayan önemli faktörlerdir. İç mimarideki amaç süslemelerden uzak ferah, iç huzuru yansıtan bir iç mekan yaratmak olmuştur. Gün içinde pencerelerden ve kubbe üzerinde açılan deliklerden ve mihrap duvarından içeri sızan gün içinde sürekli değişkenlik gösteren doğal ışık namaz kılan insanların üzerine ve mekana düşmesi mekana ruhani bir atmosfer kazandırmaktadır. Mekanın yegane tezyinatı; loş olan mekanda, gündüz ve gece içeri sızan ışıklar ve abartıya kaçmadan yer verilen hatlardır. Gündüz gün ışığının içeri süzüldüğü kubbenin üzerinde yer alan çok sayıdan minik deliğin etrafındaki gizli aydınlatmalardan gecede aynı etkiyle ışık süzülmektedir.

4.SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK / EKOLOJİKLİK / YAPI EKONOMİSİ

“ŞANLIURFA” ilinde kullanılan yerel malzeme olan “kalker(Urfa) taşı”nın çağımız teknolojileri ile modernize edilmiş hali kullanılarak hem yerel üsluba uygun malzeme seçimi yapılmış hem de yerel ekonomiye destek olunması fikri savunulmuştur. Aynı zamanda seçilen malzemenin yörenin iklimine uygun oluşuyla sağlanan ısı yalıtımı ve ses yalıtımı (Malzemenin gözenekli olmasından ötürü ses ve ısı yalıtımına uygundur.) hem yapı ekonomisine katkı sağlamış hem de ciddi bir enerji tasarrufu sağlamıştır.

Şanlıurfa’nın iklimi göz önüne alınarak; yapıya doğal iklimlendirme ve doğal aydınlatma sağlanması amacıyla ana ibadet mekanında yer verilen havalandırma yüzeyleri aynı zamanda “mikroklima etkisi” ile yazın ve kışın yapıda ısıl konfor sağlanarak yapı ekonomisine ve sürdürülebilirliğine büyük bir katkı sağlaması hedeflenmiştir

Yapı kompleksinde yer alan tüm ıslak hacimlerin tavanında doğal havalandırma ve doğal aydınlatma sağlanması amacıyla pencere sistemi kullanılmıştır. Abdesthanelerde kullanılan su ve yağmur suları atık su toplama tanklarında toplanıp, yönlendirildiği teknik hacimde arıtma işleminden geçtikten sonra rezervuarlarda ve sulamada kullanılmak üzere sisteme geri kazandırılması önerilmiştir.

İklim verileri göz önünde bulundurularak, ısıl konforun sağlanması amacıyla duvar kalınlıkları fazla kullanılmıştır. Ayrıca; yapının cephelerinde kullanılan tüm camlarda, ısıl konforu maksimuma çıkarmak amacıyla solar Low-E kaplamalı ısı ve güneş kontrollü cam önerilmiştir.

Yapıda tercih edilen betonarme taşıyıcı sistem yapım maliyeti olarak yapı ekonomisine katkı sağlamıştır.

Sonuç olarak tasarım genelinde; ekolojik duyarlılıkları olan, enerji etkin, sürdürülebilir ve yapı ekonomisine katkı sağlayan bir anlayış benimsenmiştir.

5.STATİK:

Kompleks genelinde taşıyıcı sistem betonarme karkastır, taşıyıcı sistemin olabildiğince basit ve düşük maliyetli olmasına dikkat edilmiştir. Yapıda, ibadet alanlarında kolon olmamasına özen gösterilerek nervürlü betonarme döşeme -kolon-perde sistemi ile strüktürel yapı çözümlenmiştir.
Caminin iç ve dış mekânı ile çevresi, bir bütün halinde tasarlanmış olup, ana ibadet mekanında kullanılan kabuk sistem yapının ana taşıyıcı sistemiyle bütünleşik çözülmüştür.

Ana ibadet mekanı dışındaki diğer tüm yapılar ve yapı grupları kendi içinde ayrı aks sistemiyle çözümlenmiş olup, kapalı otopark ve teknik hacimler gibi bodrum katta yapılması öngörülen mekanların taşıyıcı sistemi de mekan gerekliliklerine uygun nitelikte ve statik çözüme uygun nicelikte sağlanmıştır.

Etiketler

1 Yorum

  • filiz-herdem-yilmaz says:

    Kentsel yaklaşım, akslamalar ve kütle oranları (cami kütlesi hariç) başarılı bir proje olmuş. Cami formunun kesilmesinin iç mekanda bakışsal perspektif kaymalarına neden olduğunu düşünüyorum. Belki de iç mekan görsellerinin üzerine fazla eğilinmemesindendir. Ama modern hatları güzel. Bir çok ödüllüden iyi. Emeğinize sağlık.

Bir yanıt yazın