Katılımcı (1. Kategori), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

PROJE RAPORU

“Toplumsal hafızada yer edinmiş cami imgesini tamamen ortadan kaldırmak müphem bir durum meydana getirebilir”

TARİHSEL SÜRECİN ETKİSİ

İslamiyet, yüzyıllar boyunca deneme yanılma yöntemiyle günümüze kadar şekillenmiş zengin bir cami mimarisine sahiptir. Çağının el verdiği yapım teknikleriyle fonksiyonel ve kavramsal ihtiyaçları karşılayacak bir arayış içerisinde olmuştur. Bu arayış günümüze kadar, zamanla birlikte devingen bir cami mimarisini oluşturmuştur. Fakat bu arayışlar sonucu elde edilmiş zengin birikim; günümüzde üzerine bir şeyler eklenip ilerletilmesi yerine, bir tıkanma evresine girmiştir. Günümüzde yapılan camiler, çoğunlukla geçmişin salt taklidinden (başarısız) ve zamanın ruhundan kopuk tasarımlardır. Oluşan bu aksaklığa rağmen, gelenekeselleşmiş zengin İslam mimarisi; kubbesiyle, minaresiyle, kemeriyle birlikte toplumun hafızasında yer edinmiş güçlü bir cami imgesi oluşmuştur.

Bu noktada: Toplumsal hafızada yer edinmiş bir cami imgesi varken yapılacak yeni tasarımda; klasikleşmiş elemanları tamamen yok saymak, toplumsal hafızada zedelenmeye yol açacaktır. Geleneksel cami mimarisinin klasik elemanlarının yüklendiği kavramsal ve fonksiyonel ihtiyaçlar özümsenerek, bu elemanlar yenilikçi ve çağdaş bir üslupla yorumlanmaya çalışılmıştır.

KÜRE-KUBBE

Cami mimarisinde geçmişten günümüze var olan tek mekân elde etme kaygısı; düz dam ve tonozu ardından kubbelerle oluşturulmaya çalışılmıştır. Tek mekan algısını en güçlü şekilde yansıtacak geometrik form olan küredir. Günümüz yapım tekniği ile kubbenin oluşturmaya çalıştığı tek mekan algısı küre ile sağlanmaya çalışılmıştır.

SADELİK

“Siz işitmiyor musunuz sade yaşamak imandandır; sade hayat sürmek imandandır.”

(Ebû Dâvûd, Tereccül 2. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 4)

Tasarlanacak camide ibadet eden mümin namaz kılarken ruhu tüm ağırlıklardan kurtularak çevresinden soyutlanacaktır. Cami bu huzura ve huşuya hizmet ederek, Ruh’a dokunan ve manevi değerlerin önemsendiği bir hassasiyete sahip olmalıdır. Bu nedenle İslamiyet’in temel esaslarından biri olan sadelik, projenin şekillenmesindeki ana ögelerden biri haline gelmiştir.

ÖN SAF

“İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı.”

(Buhari, ezan, 9,32; müslim, salat, 129)

İbadet mekânı, geleneksel cami mimarisinde tek mekânı temsil eden kubbenin yorumlanmasıyla küre formunda düşünülmüştür. Ön safın İslamiyet’te daha vecibeli olmasından ve kürenin plan düzleminde ön safa denk gelen kısmında yeterince alan olmadığından, kıbleye doğru genişleyen bir form, küreye eklenerek ön saftaki kullanıcı sayısı artırılmıştır.

KAMUSALLIK-SUFFE

Cami, İslam mimarisinin hem ibadet hem de pratik ve simgesel niteliğinden dolayı en önemli yapısıdır. Aynı zamanda kent içinde bir buluşma ve merkez olma niteliği barındıran cami, önemli bir kamu yapısıdır. Bu bağlamda, tasarım sırasında yapıyı sarmalayan bir bahçe duvarı tercih edilmemiş ve bahçeye dört sokaktan da ulaşım imkânı verilmiştir. Yer yer oturma alanları ve su ögesinin bulunduğu yeşil alan, ibadet için gelen kişilere namaz vaktini bekleyecekleri bir ortak bir buluşma alanı olmaktadır.

“Suffa Ashabı Resulullah (sas)’ın ashabından kalacak yeri olmadığı için mescitte kalan kimselere denirdi.”

(İbn S’ad, Tabakat, c. 1, s. 219.)

İslamiyetin ilk yıllarında, Mescid-i Nebevî’nin giriş kısmında Medine’de evleri ve kalabilecek yakınları olmayan sahâbîlerin barınması için yapılan mekânlara suffe denirdi. Burada kimsesizler, maddi durumu olmayanlar, başka bir şehirden gelip kalacak tanıdığı bulunmayanlar ve misafirler barınırlardı. Günümüz cami mimarisine bu gelenek görülememektedir. Bu noktada suffe kavramı tekrardan ele alınmış ve caminin giriş kısmının sağ ve sol tarafında ihtiyaç sahiplerinin kalabilecekleri mekanlar (suffeler) önerilmiştir.

ESNEK MEKAN

İbadet mekânının kullanım yoğunluğu yıl içinde çok değişken bir grafik sergiler. Normal vakit namazlarında caminin yoğunluğu az iken; Cuma Namazları, Bayram Namazları, Teravih Namazları gibi zamanlarda cami, kapalı mekân kapasitesinin üstünde bir kullanıcıya hizmet vermektedir. Bu dönemlerde açık alanlarda ibadetini yapan kullanıcılar dış hava koşullarından olumsuz etkilenebilmektedir.

Bu noktada tasarımda esnek (genişleyebilen) bir ibadet mekânı düşünülmüştür. İbadet mekânı ile aynı kotta tasarlanan iç avlu, ihtiyaç halinde kapalı ibadet mekânına dönüşebilmektedir. Kullanıcı yükünün aşırı artığı durumlarda ise; iç avluya hemzemin olan teras mahali ibadet alanına ek olarak kullanılabilmektedir.

İŞLEV

İbadet mekanının dış mekanla olan fiziksel ve görsel ilişkisi minimuma indirgenmeye çalışılırken aynı zamanda mekan için gerekli doğal ışık ve havalandırması göz önünde bulundurulmuştur. Kuzey yönünde +6.00 kotunda, kıble yönünde +3.50 kotunda semaya açılan şerit pencereler önerilir. Yönelim kıble yönünde açılan şerit pencereden süzülen ışıkla birlikte kıbleye doğru olmuştur. İç mekân duvarlarında bulunan yatay hareketler, akışkan formuyla minber, mihrap, müezzin ve kadınlar mahfilini oluşturmuştur. Böylece kütlenin bütüncül bir mekân anlayışına sahip olması sağlanmıştır.

Yapıdaki birincil mahal olan ibadet mekanının küre olmasına karar verildikten sonra, zemin kotta ek mahaller ve ibadet mekanıyla ilişkili mekanlar için bir iç avlu ve etrafında revaklarla oluşturulmuş birimler kullanılmıştır. İç avludan ibadet mekanına girilen kısımda son cemaat mahalli bulunmaktadır. Kadınlar mahfiline giriş, kadın abdesthanesinin sağından ayrı bir merdiven ve asansör ile verilmiştir. İbadet mekânında ve +3.5 kotunda bulunan kadınlar mahfilinin önünde tasarlanan mesh duvar ile, alt kottaki ibadet mekanıyla görsel ilişki kesilmiştir.

İç avlunun etrafında Kuran kursu, suffeler, lojman, cami görevlisi odası, abdesthaneler ve ıslak hacimler yer almaktadır. Kuran Kursuna giriş caminin iç avlusundan ve cami bahçesinin batı cephesi girişinden sağlanabilmektedir. Lojmanın cami bahçesine açılan cephesi mahremiyetten ötürü, bahçenin diğer kısımlarına nazaran daha sakin bir kişisel kullanım alanı olarak önerilmiştir. Engellilerin tüm mekanlara erişebilmesi için ise yapı içerisinde kotlanmaya gidilmemiş ve batı yönünden düzayak giriş tasarlanmıştır. Çok sık kullanılmayan teknik hacimler merdiven ve asansörle ulaşılan bodrum kata taşınmıştır.

AKUSTİK

İbadet mekânı içerisindeki ses, kontrol edilmesi güç ve mühim olan konulardan biridir. İmam vaaz verirken veya ezan okurken hacim içerisinde oluşacak yankı, tüm namaz kılacakların veya vaazı dinleyecek kişilerin konsantrasyonunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bu bağlamda projenin küre formunun asma tavan mantığıyla oluşturulan yatay hareketleri, sesi kesici ve absorbe edici nitelikte tasarlanmıştır. Gelen ses dalgalarını kırarak kürenin her yerine dağıtan yatay elemanlar; iç katmanlarında bulunan akustik yanmaz süngerler ile sesin şiddetini azaltarak absorbe eder ve sesin toplanma noktasının kürenin merkezi olmasını engeller. Aynı zamanda kadın mahfili önündeki delikli duvar (akustik baffle) ses yutucu özelliğiyle direkt olarak gelen sesi kırar ve sesin rahatsız etmeden kadınlar mahfiline ulaşmasını sağlar. Ses sistemi olarak sesi dikey açıyla saçan hoparlörlerin (ARP 150) kullanılması önerilmiş, böylece imamın konuştuğu kelimelerin net bir şekilde kişilere iletilmesi amaçlanmıştır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kültürel olarak günümüze kadar sürdürülebilirliğini korumuş olan cami, son yıllarda kaynakların tükenmeye başlaması nedeniyle, ekolojik olarak da sürdürülebilirlik kaygısı içerisinde olmalıdır. Bu bağlamda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tasarlanan yapıya; hibrit sistem ısıtma- soğutma ve pasif havalandırma sistemleri önerilir.

Kış aylarında güneye bakan duvarın yüzeyine eklenen toplayıcı; iç yüzeyinde bulunan metal mesh ile havayı ısıtır ve ısınan hava, aktif fanlar aracılığıyla zemin döşemesi altına yerleştirilen taş yatağını ısıtır. Isınan taş yatağı gün boyu ve geceleri iç mekânı sıcak tutar. Yaz aylarında ise sistemin üst kotunda bulunan ventler ile ısıtma işlemi devre dışı bırakılmaktadır.

Yaz ve kış aylarında yükselen ısının tepe noktasından tahliye edilmesi amacıyla kürenin en üst kotuna hibrit sistem açılır-kapanır tepe açıklığı eklenmiştir.

Toprağın don seviyesi altında 8 °C civarında olan sabit sıcaklığı toprağa döşenen bir boru hattı sistemi aracılığıyla yaz aylarında temiz havanın serinletilmesi için kullanılırken kış aylarında da temiz havanın ön ısıtılması için kullanılır.

Çelik halatlarla oluşturulan strüktür üzerinde açılır kapanır bir sistem olarak tasarlanan gölgelikler ile yazın iç avlunun sıcaklığının düşürülmesi hedeflenmiştir.

SONUÇ

Geleneksel cami elemanlarının klasik ögelerini (kubbe, kemer, minare, şadırvan, minber, mahfil vb.) yenilikçi ve çağdaş bir üslupla yorumlayarak çağın ruhunu yansıtacak bir tasarıma ulaşılmaya çalışıldı. Form olarak kubbeden yola çıkılmış, küreye ulaşılmış ve ön saf hacmini artırmak amacıyla eklenen kıble duvarı ile ibadet mekânı formu tamamlanmıştır. Yılın belli dönemlerinde (Teravih Namazları, Cuma Namazları, Bayram Namazları) iç avlunun ibadet mekanına dahil olabilmesi ile daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşılmıştır. Caminin salt ibadet mekânı olarak değil; bahçesi, su ögesi, Kuran kursu ve suffesiyle kamusal anlamda da kent halkını kucaklayıcı bir görevde olması amaçlanmıştır. Camilerde büyük öneme sahip olan akustik ve sürdürülebilirlik kavramlarına yönelik çözümler, projenin başlangıcından itibaren yapıya entegre bir biçimde tasarlanmıştır.

Çağdaş cami, geçmişi kucaklayarak fakat tekrar etmeden, ona saygı duyarak fakat kendi üslubunu da sunarak ortaya çıkacaktır.

Etiketler

3 yorum

  • cagil-basaran says:

    Mustafa Bey, yorumlarınıza baktığımda anladığım kadarıyla sizin projeniz veya bir yakınınızın projesi kazanan projelerden biri. (Sizin söylediğiniz bir yorumda da ne tesadüftür ki kazanan proje sizin projenize çok benziyordu sanırım)

    Buna cami demek mümkün değil demişsiniz fakat, raporda siz sorunuzu sormadan cevap verilmiş adeta:

    “Fakat bu arayışlar sonucu elde edilmiş zengin birikim; günümüzde üzerine bir şeyler eklenip ilerletilmesi yerine, bir tıkanma evresine girmiştir. Günümüzde yapılan camiler, çoğunlukla geçmişin salt taklidinden (başarısız) ve zamanın ruhundan kopuk tasarımlardır. Oluşan bu aksaklığa rağmen, gelenekeselleşmiş zengin İslam mimarisi; kubbesiyle, minaresiyle, kemeriyle birlikte toplumun hafızasında yer edinmiş güçlü bir cami imgesi oluşmuştur.

    Bu noktada: Toplumsal hafızada yer edinmiş bir cami imgesi varken yapılacak yeni tasarımda; klasikleşmiş elemanları tamamen yok saymak, toplumsal hafızada zedelenmeye yol açacaktır. Geleneksel cami mimarisinin klasik elemanlarının yüklendiği kavramsal ve fonksiyonel ihtiyaçlar özümsenerek, bu elemanlar yenilikçi ve çağdaş bir üslupla yorumlanmaya çalışılmıştır.”

    Bu yarışmanın sonuçlarından da anladığımız üzere jüri bunun bir “fikir” yarışması olduğunun farkında değil. Belki yarışmanın içeriğinden, şartnameden bile bir haber olmaları olası olan jürinin böyle talihsiz sonuçlar ortaya çıkarması ve bu durumdan memnun olan kazananların projeleri, kazananların takipçilerinin yorumları bizlere durumun vehametini gözler önüne seren bir tiyatro sergilemişlerdir.

    Sizin “buna cami demek mümkün değil” yorumunuz fazlasıyla aceleci yazılmış, üzerine düşünmeden tamamen leke atılmak amacıyla yapılmış bir yorumdur.

  • mustafa-kemal-arslan says:

    Benim projem ödül kazanmadı kazanan proje de bir yakınıma ait değil. Kazananların görsellerini görduğumde benzettim bir projeyi projenin içini görmedim sadece perspektiften gördüm. Diğer yaptığım yorumlar üzerinden bana cevap vermeniz komik geldi ama sorun değil kardeşim buraya projenizi hiç kimse yorum yapmasın sadece seyirlik olsun diye koydunuzsa eyvallah. Ben yorumumu siliyorum

  • cagil-basaran says:

    Mustafa Kemal bu proje benim projem değil.
    Hatta yarışmaya katıldığım projem bile yok.

    Keşke yorumunuzu silmeseydiniz de arkasında dursaydınız.

    Mustafa Kemal Arslan ismiyle yaptığınız bütün yorumlar sizinse, hepsinin üzerinden cevap verebilirim. Yaptığınız tüm yorumlara bakıyorum ve sadece lekelemek istediğinizi düşünüyorum. En vasat projelere güzel, güzel olabilecek projelere kötü diyerek doğru bir değerlendirme yaptığınızı düşünmüyorum.

    Tekrar söylediğim gibi, proje benim değil, ben sizin taraflı gözüken yorumlarınızı eleştiriyorum. Saygılar.

Bir yanıt yazın