Eşdeğer Mansiyon, S.O.S İstanbul Fikir Projesi Yarışması 2017: Üsküdar Meydanı

PROJE RAPORU

Meydan; sadece fiziksel sınırların ya da geniş boşlukların tanımladığı statik bir olgu değildir. İçerisinde gerçekleşen etkileşimler doğrultusunda kentlinin tanımladığı, geçmişinden izler taşıyan, kullanıcısına alternatifler sunan, kentlinin kendini ifade ettiği kentsel performans mekanlarıdır.

Osmanlı Dönemi’nde 19. yy’a kadar camileri, külliyeleri, çeşmeleri, hanları, çarşıları ve kullanıcısıyla bir bütün olarak yaşayan meydan, ilk olarak arabalı feribotun buradan sefere başlamasıyla araç yoğunluğuna maruz kalmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde tramvayın kaldırılmasıyla meydanda araç kullanımı artırılmış, daha sonra Harem sahil yolunun açılmasıyla kıyıyla meydan ilişkisi zedelenmiştir. Bu sebeple azalan insan merkezli faaliyetlerin çeşitliliği, meydanı insana değil araca hizmet eden bir yok-yer’e dönüştürmüştür. Kullanım ilişkileriyle birbirinin içerisine geçmiş kentsel unsurlar (süregelen meydan yaşantısı), önce aralarına giren araçlarla birbirlerinden ayrılmış, daha sonra ise çeşitli meydan düzenlemeleri amacıyla yapılan yıkımlarla, meydanı oluşturan unsurlar arasındaki ahenk kaybolmuştur. Ancak Üsküdar Meydanı’nın fiziksel, sosyal ve psikolojik yıkımına sebep olan son darbeye Marmaray projesi neden olmuştur.

İlk olarak projeyle beraber gerçekleştirilen yıkımlar, ardından başlayan ve uzun yıllar bitmeyen Marmaray şantiyesi meydanın bariyerler ile çevirerek kentlinin meydan algısını yürüdüğü rotadan ibaret kılmıştır. Proje bittikten sonra yetkili idarece başlatılan meydan düzenleme projesi şantiye halini devam ettirmiştir. Meydan o kadar uzun süredir inşaat halindedir ki çoğu insanın zihninde barikatlar ve iş makinaları olmadan meydan yaşantısının nasıl gerçekleştiğini hatırlamamaktadır. Marmaray projesinin beraberinde getirdiği yaya ve araç yükü (toplu taşıma ve binek araç), Üsküdar Meydanı’nın tarihi kimliği aktarma merkezi fonksiyonu altında ezilmiş özellikle Üsküdarlı için bir kaos merkezi halini almıştır.

İdarece önerilen proje incelendiğinde görülmüştür ki; yapılan yeni proje Üsküdar Meydanı’nın yıllardır süren araç sorununa kalıcı bir çözüm sunamadığı gibi çözümü hedeflediği konularda da yeni sorunlara sebep olmaktadır. Yapılan kıyı dolgusu ile daha da genişletilen tanımsız bir kentsel boşluk hali ile ilgili önerilen donatılar oldukça tekil kalmaktadır. Ayrıca proje sunduğu kullanım çeşitliliği açısından oldukça rijit, yaratıcı çözümler sunmayan bir anlayışta; yarattığı devasa boşluğu yalnızca botanik açısından ele alınmış çözümlerle inceleyen bir çizgidedir.

STK’lar ve meslek odaları tarafından hedeflediği kamu yararını sağlamaması yönüyle eleştirilen projenin ardından dolayısıyla ilerleyen süreçte yeni bir şantiyenin başlaması ve meydandaki kaosun bir devinim haline gelmesi işten bile değildir.

Senaryo; Üsküdar için süreklilik kazanan şantiyelerin sebep olduğu kaotik boşluk, Üsküdarlı ve meydanın diğer kullanıcıları için dayanılmaz hale gelmiş ve halk idarece tasarlanan şu an ki meydan projesinin de yeni şantiyelere yol açacak başka sorunlara neden olacağı hakkında hemfikir olmuştur. Zaten Belediyelerce yapılan bir diğer proje olan Taksim Meydan Projesi, Üsküdarlı için bir emsal niteliği taşımaktadır.
Meslek odaları ve STK’larca bilinçlendirilen halk Üsküdar Meydan Düzenleme Projesi şantiyesi önüne gelerek, projenin durdurulması amacıyla eylem yapmış, yapılan sert müdahale sonrası olay yalnızca Üsküdarlı için değil ulusal bir boyut kazanmıştır. Bir hafta kadar süren olaylı protestolar sonunda geçmişte yaşanan benzer halk hareketleri, dolayısıyla olayların daha fazla büyümesini istemeyen idare ve yüklenici firma şantiye çalışmasını durdurmuştur. Bu gelişmenin ardından idare taraflar ile görüşmenin yolunu açarak, içerisinde kent kullanıcıları ve Üsküdarlıların da bulunduğu bir kentli heyeti ile diyaloğa geçilerek sonraki sürecin yürütülmesi istenmiştir. Kentli heyeti yerel halk ve meydanın diğer kullanıcıları ile yaptığı saha çalışması sonucunda bir tasarım manifestosu yayınlamış ve isteklerini idareye iletmiştir.

Kamu daha fazla zarara uğratılmayacak, yeni yapılacak olan proje halihazırda yapımı devam eden proje üzerinden temellenecek.

Kıyı kullanımı kentli için bir haktır, bu haktan yararlanmanın yolları çeşitlendirilmelidir. Kıyılar kentlinin suyla ilişki kurabildiği nadir yerlerdendir. Kıyı kullanımı yalnızca seyretme ve oturmadan ibaret olamaz.

Yapılacak tasarım Üsküdar’ın dününü, bugününü düşündüğü gibi yarınlarını da düşünmelidir.

Üsküdar tarihimizin önemli yerleşim yerlerindendir. Sahip olduğu tarihsel yapılar hem fiziki hem de kent imgesindeki yeri bağlamında korunmalı, bu yapılara zarar veren unsurlar kaldırılmalı, kaldırılamıyorsa düzenlenmeli ve zarar indirgenmelidir.

Düzenlemeler yalnızca iskele meydanı ve çevresiyle değil, aynı zamanda çarşı meydanı, Marmaray meydanı ve çevrelerini de kapsamalı noktasal kalmamalıdır.

Üsküdar Meydanı, Ancak, tarihiyle, esnafıyla, yerlisiyle, seyyar satıcısı, balıkçısı ve diğer tüm kullanıcılarıyla ele alınırsa bir meydan olma vasfını korur ve devam ettirebilir. O yüzden yapılacak tasarımın meydanda varolan her unsur irdelenerek yapılması birincil önceliktir.

Etiketler

Bir yanıt yazın