Eşdeğer Mansiyon, Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Caddesi Çamlıbel Kentsel Tasarım Yarışması

PROJE RAPORU

Bir kente dokunmak, sokaklarında dolaşmak, kendine has kokusunu hissetmek, o yere ait ritimle yaşamak, sürprizli sokaklarının sonunda ya bir denizi, ya bir eski yapıyı, ya bir yüzyıllık ağacı görmek: artık kulağa ne kadar “zor ve nostaljik geliyor”. Çünkü artık yürürken kenti unutuyoruz, zihnimiz yürümeyi bir düşünme eylemi olarak görmekten ziyade, hayatta kalma mücadelesi olarak algılıyor. Caddelerin ve sokakların bir çok uyaran ile “yaşıyor” sanılması  —araba, reklam panosu, korna, tabela, siren, trafik lambaları, kaçan otobüs— bir yanılsamadan ibaret. 1950lerin “modern kent” nasıl olmalı sorusuna cevabı, “otomobillerle dolmuş taşmış büyük bulvarlar” olmuştu. İnsanı ve kentin tam da kendisini denkleme katmamışlar mıydı?

Kentsel Tasarım Stratejileri

Kentin farklı noktalarında her birimiz hep iki kişiyiz, yerlerden birinde ya “yabancıyız” ya da “oralı”. Farklı karşılaşmalarla daha önce hissedilmemiş duyguların kişinin “öznel deneyimi” haline gelmesi ve zihinde “tam da o yerle” özdeşleştiriliyor olmasıyla herkesten farklı bir anı yaratıp, onu biriktiriyoruz. Bir yabancı için oluşan “ilk anı”, kişinin oraya tekrar gitmek istemesi ya da bir daha uğramamayı istemesinin belirleyicisi oluyor. Oralı’nın birikmiş anılarıysa, “oralı kalma” kararını değiştirebiliyor. Kentte hem bir birey, hem de bir topluluğun parçası oluyoruz. Bir araya gelme pratiğinin: kapsayıcı ve demokratik sokaklardan caddelere ve meydanlara taşmasıyla da kolektif hafızanın tamamlayıcısı olarak insan, kentin dinamik ve yaşayan tarafını oluşturuyor. 2020’lerin “yaşayan kentini” her bir sokağında, bir gölgede dinlenen, bir balonun peşinden koşan, portakal ağacı çiçeklerini koklayan, kültürel yaşama dahil olan, kentsel aktivitelere katılan ya da katılanları izleyen insanlar oluşturuyor.

Tasarlanan kamusal alan ve mekan dizileri, onların karakteri ve tavrı, bünyesinde barındırdığı tamamlayıcı komponentlerle birlikte: unutulmakta olan “çekim merkezi” potansiyelini yeniden ortaya koyuyor.

Tarihi kent merkezinden başlayan, yayalaştırılmış sokağa eklemlenen kentli koridoru Cumhuriyet Meydanı’ndan Atatürk Caddesine, Aşıklar Parkı’na ve Millet Bahçesine uzanıyor. Mersin’e ait formel ve informel kentli aktivitelerini besleyecek, çeşitlendirecek, sürekli ve etkin kılacak ve biçimsel olarak Mersin’in çok katmanlı haline uyum sağlayacak komponentler yapı ölçeğinden kent mobilyası ölçeğine kadar geniş bir aralıkta tasarlanmış, böylelikle odak alanlarından etkileşim alanlarına yayılan bir kamusal mekanlar dizisi tariflenmiştir.

Odak Alanları

Cumhuriyet Meydanı Aktörleri / Komponentleri

Cumhuriyet Meydanı’nın etkinlikler haricinde kullanılmaması tasarımın temel problem girdisi olarak ele alınmış ve Meydan Saçağı, Kent Balkonu, Aktivatör ve Kamusal Saçak önerilerinin kentlinin gün içinde ihtiyaç duyacağı altyapısal birimlerle (kafe, büfe, tuvaletler, bebek bakım odası) teknik hacimlerin gerekliliği düşünülerek meydana entegre edilmiştir. Geçip gitme ya da kalıp vakit geçirme senaryolarını birbiri içinde eriyik hale getirerek, Kültür Merkezi, Vali Konağı ve Rum Ortodoks Kilisesi ile diyalog kurarak yapılacak her türlü etkinliği bünyesinde barındırması hedeflenmiştir. Meydan Saçağı Kent balkonuyla beraber çalışarak, meydanı, meydan yapılarını, denizi ve kenti farklı bakılarla algılatma potansiyelini kullanır. Kamusal saçak ise meydanın ağaç dokusu yoğunluğu olan bölgede, narince ağaç aksları arasına yerleşir. Saçak altına eklenen kafe / büfe birimleri kentsel yeşil zeminini aktive edecek dinamik ahşap döşemeler ve ahşap oturma elemanlarıyla “kullanılabilen” bir kent zemini tanımlar. Aktivatör farklı durumlar, aktiviteler ve imgeler üreten, farklı kullanım ve atmosfer senaryolarını her gün yeni baştan kuran, kentte iç-dış ilişkisini tartışan bir “aktivite kurucu” olarak düşünülmüştür. Çeperinde kurgulanmış hareketli “media-mesh” ile teknik/altyapı donanımları meydanın ses, ışık vb. ihtiyaçlarına cevap verir.

İnönü Caddesi’nin Cumhuriyet Meydanı’ndan Atatürk Parkı’na ve Sakarya Caddesi’nin Kentli Koridoru’na geçişteki rolleri meydan arayüzü olarak düşünülmüş, cadde zemininde yapılacak küptaş uygulamasıyla trafiğin kontrollü yavaşlatılması ve meydandan kopup gelen izlerin zemin dokusundaki renk devamlılığıyla yaya hareketinin kolaylaştırılması hedeflenmiştir.

Atatürk Caddesi Aktörleri / Komponentleri

Cumhuriyet Meydanı’ndan Müftü deresine ve Millet Bahçesine uzanan Atatürk Caddesi, kentin tarihi merkezinde yapılmış yayalaştırma müdahalesinin kendi kimliğinde de devamlılığını sağlar. Bisiklet yolu, kent mobilyaları, açılması önerilen biyo-hendek aksı ve drenaj kanallarıyla beraber, ticari amaçla kullanılan hacimlerin tabelalarının standartlaştırılması ve cadde tasarımıyla uyumlu bir dil konuşuyor olması hedeflenmiştir. Cadde üzerinde yer yer saçaklaşmalar önerip kamusal ve ticari faaliyetlerin sokağa taşabilmesini ve beraber var olabilmelerini sağlayacak bir tasarım dili kullanılmıştır. Acil durumlar ve lojistik için cadde kısmi olarak araçlara açılıp, ihtiyaç duyulan yol genişliği optimumda tutulmaya çalışılmıştır. Atatürk Caddesi’ne bağlanan etki alanı sokakları ve kentsel cep boşlukları “edebiyat koridoru, sessizlik sokağı, dokuma sokağı, hafıza sergisi, açık atölye” olarak geçici / kalıcı aktivitelerle işlevlendirilmiş ve sokak – cadde arakesitinde dinamik aralıklar açılması hedeflenmiştir.

Aşıklar parkı yeşil bir matris olarak düşünülmüş, tasarlanan bir strüktür ile parkı tarifleyen, yeni işlevlere olanak tanıyan, servis / altyapı birimlerinin ve yüzeylerin eklemlendiği ve böylelikle de alanın sakin alt katmanına dinamik bir hayat önerisi sunan bir kurguyla tasarlanmış: oyun, rekreasyon, dinlenme, aktivite, festival, gösteri, panayır ve etkileşime girme alanı olarak potansiyeli açılmıştır.

Tescilli Yapılar

Şaşati Evi kültürel etkinlikleri bünyesinde barındıran, Atatürk Caddesine yapılmış hafif strüktür/balkon ile kimi zaman beraber çalışan, yapının kendisinin bir sahne ya da kamusal iç mekan olarak düşünüldüğü, fakat bazı durumlarda yapının cadde ile arasında tariflenen zeminin de bir sahne olabildiği çok katmanlı öneriler bütününden oluşmaktadır. Türk dram sanatı geleneğini oluşturan köy seyirlik oyunlarının toplum hafızasından giderek silinmesine karşı, Şaşati evi bir kent sahnesi işlevi üstlenerek kentlinin birbiri ile diyalog kurmasına ve köklü sözlü geleneği yeniden canlandırmasına olanak sağlamaktadır.

Emniyet Müdürlüğü Lojmanı –  Oyun Müzesi ve Atölye alanı olarak işlevlendirilmiş, Aşıklar parkını hem besleyen, hem de ondan beslenen bir kurgu önerilmiştir.

Banka Binası – Kent Mutfağı işlevi düşünülen yapı, sokak sakinlerinin kolektif bilincini sürdürme düşüncesi ile, beraber yapmak, beraber tüketmek ve yardım etmek fiillerini açan bir donatı olarak tariflenmiştir.

Kent Ekolojisi Kararları

Mersin iklimi göz önünde bulundurularak yapılan ekolojik ve sürdürülebilir kararlar yapısal çevre ve doğal çevreye ilişkili düşünülmüştür. Bu doğrultuda, yapısal peyzajın ve kent mobilyalarının kurgusunda yerel malzeme olarak Tüf Taşı önerisi getirilmiş, tamamlayıcı malzeme olarak doğal taş ve ahşap kullanılmıştır. Albedo etkisi düşünülerek meydan döşemelerinin açık renkli ve sürdürülebilir malzemelerle tasarlanmasına özen gösterilmiştir. Kentsel ısı adası oluşumunun önüne geçebilmek için etki alanında bululan yapılara “cool roof” (soğuk çatı) uygulaması önerilmektedir. Bu sayede beyaz renkle kaplanmış çatılar, konvansiyonel çatılara oranla hem konut içi ısının hem de kent ısısının artmasını önlemiş olacaktır. Kent su taşkınlarını önlemek adına biyo-hendek ve drenaj çözümü getirilmiştir. Alanın mevcut bitki dokusu korunurken, aralarında karbon tutucu bitkilerin de olduğu yumuşak peyzaj kararları alınmıştır. Meydan, cadde ve park aydınlatma önerilerinde güneş enerjisi ile çalışan birimler tasarlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın