Eşdeğer Mansiyon, Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı ve Yakın Çevresinin Düzenlenmesi Ulusal Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması

Eşdeğer Mansiyon, Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı ve Yakın Çevresinin Düzenlenmesi Ulusal Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

Meydanlarda, sınırlar , eylemde ya da etkileşimde devamsızlığa yol açan sosyo-kültürel bir fark olarak görülebileceği gibi, eş zamanlı olarak, iki veya daha fazla alanın belirli bir şekilde birbirleriyle alakalı olduğu anlamında bir aynılık ve devamlılık göstermektedir

 (Akkerman & Bakker, 2011).

Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü olarak tanımlanan bellek, kentsel ölçekte bilinçli olarak biriktirilen olayların,kişilerin, görüntülerin, mekanların ve benzeri her türlü öğenin kayıt altına alınması ve geleceğe aktarılmasında önemli rol oynar (Ünlü, 2017). 2012 yılına kadar ‘özgürlük meydanı’ olarak anılan Bakırköy Cumhuriyet Meydanı, kentsel bellekte özgürlük kavramı üzerinde önemli izler taşımaktadır.

Özgürlüğün kentsel bellekte ortaya çıktığı ve en demokratik ilke olarak kamusal alan, yurttaşların ortak meselelerini, eşit ve özgür katılımla (söz, irade ve eylemle) halletmeye çalıştığı yerdir. O yüzden bir toplumda varolan kamusal alanın genişliğini ve sınırlarını; düşünce, ifade, bilgiye erişme, tartışma, toplanma, örgütlenme ve tanınma özgürlüklerinin gelişmişliği ve ayırtetmeksizin herkesi kapsayıcılığı (eşitlik, çokluk ve farklılık) belirler (Özbek, 2014). Bruno Zevi’nin değindiği gibi; kentsel mekan, insan eserinin ‘boşlukları sınırladığı’ her yerde, yani, kapalı ve açık mekanlarda, kentte, sokaklarda, meydanlarda, caddelerde ve parklarda, bahçelerde sürmektedir. Bunlar arasında önemli yere sahip olan, Kentsel mekanlar işlevsel ve yapısal olarak tanımlanmış kişi, grup veya grupların ortak toplumsal karakteristikleriyle olabildiği gibi çeşitli fiziksel, toplumsal, simgesel özelliklerle sınırları belirlenmiş oluşumlardır (Akkerman & Bakker, 2011). Kentsel alan sınırlarının tanımladığı meydanlar, tüm kullanıcı profillerinin ortak kullanımının olduğu, kentsel mekandaki en özgür alanlardan biridir. Fakat bu özgür alan incelendiğinde kendi içinde birtakım sınırları olduğunu görülmektedir. Çalışma alanı olan kentsel alanın en özgür parçalarından biri olan Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda, özgürlük kavramı, sınır kavramı üzerinden ele alınmıştır.

Tasarımda, ‘sınır’ olarak ifade edilen kavram insan hareketleri üzerinden yorumlanarak şekillenmiştir. Bu hareketlerin tasarıma yansımasında Akkerman & Bakkerin tanımındaki sınırın hem fark oluşturan hem de alanların birbiriyle ilişkisini güçlendiren bir olgu olması üzerinden yola çıkılmıştır. İnsan hareketinin sürkilasyonundan faydalanılarak çıkartılan hatlar, hem ayrıcı hem de mekanları bağlayıcı özelliğe sahiptir. Aksların genişlikleri insan hareketlerinin yoğunluk derecelerine göre belirlenmiştir. Böylece oluşturulan akslar insan hareketinin doğal yönelimini destekleyecektir. Alan insan hareketine göre geçiş, dinlenme, aktivite alanları gibi sınıflandırılmış, tanımsız tek bir yüzeydense sınırlara vurgu yapan ama mevcut yönelimi etkilemeyecek bir mekan olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda akslar ve mekanlar malzeme çeşitlenmesiyle geçirgen ve geçirgen olmayan sınırlara vurgu yaparak insan algısındaki sınırların mekana yansıması hedeflenmiştir.

Alanın doğu kısmında bulunan havuz ve market kaldırılmıştır. İnsanların meydanın doğusundaki alana erişimini kolaylaştıracak hem transit geçişi rahatlatan  hem de kentsel bellekte özgürlük kavramı üzerinde taşıdığı önemli izleri ortaya çıkartacak olan bir alan kullanımıyla işlevlendirilmiştir. Bundan hareketle, bir toplumda varolan kamusal alanın genişliğini ve sınırlarını; düşünce gücünü ve  bilgiye erişmesini güçlendirecek, kent belleğine vurgu yapan bir kütüphane tasarlanmıştır. Bu alan peyzajla yapının bütünlüğüne vurgu yapan, peyzajın yapıyla bir olacağı şekilde tasarlanmıştır. Meydan ve yapı bir bütün olarak çalışan sistem olarak değerlendirilmiştir. Böylece iki mekan birbirini besleyecek kent belleğinde özgürlük meydanının vurgusu yapılmış olacaktır.

Özetle; “Sınır”, kentsel bellekte özgürlük kavramının, özgürlüğün geçirgen ya da geçirimsiz sınırlarla ifadesinden esinlenilerek, insan hareketi üzerinden mekansal sınırların belirlenmesi ve belleği güçlendirici fonksiyonlarla tamamlanması sağlanılarak bir bütün oluşturması çabasıdır.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın