5. Mansiyon, Kırşehir Gezegenevi ve Kültürparkı Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

Bir çam ağacı düşünün; kozalakları yere düşüyor, düşerken patlıyor ve tohumları her yana saçılıyor…
Düşünün… Patlayan gezegenler ve uzayın her yanına dağılan yaşam tohumları

Dünyamıza her yıl binlerce meteorit çarpmaktadır. Bunlardan küçük olanları atmosferde yanarak atomize olurken, büyük meteoritler kurtularak yeryüzüne çarpar, hatta bazıları gözle görülür kraterler oluştururlar. Yeryüzüne düşen meteorlarla ilgili yapılmış araştırmalarda dünya dışı mineral ve alaşımlara rastlanmış ve bu malzemelerin kökeni komşu gezegenlerden, güneş sisteminin uç sınırlarına kadar dayandırılmıştır. Bu da bize güneş sisteminin ve evrenin oluşumu hakkında paha biçilmez engin bilgiler sunmanın yanında, günümüz malzeme bilimini zenginleştirerek pek çok sektörde yeni teknolojilerin doğmasını sağlamış, adeta bir bilgi tohumu olmuştur. Ayrıca bazı meteorlarda organik bileşenlere de rastlanmıştır. Hatta çok yakın bir zamanda Mars’tan geldiği düşünülen bir meteorda bakteri kalıntıları bulunmuştur. Bu bilginin yanına; meteorların çarptıkları bölgedeki toprağın organik kalitesini arttırdığı bilgisini eklersek, meteorlara birer yaşam tohumu diyebiliriz.

Tasarlanan Gezegenevi, tıpkı meteorlar gibi, içinde kainat hakkında bilgiler barındırmanın yanında, etrafındaki sosyal hayatı zenginleştirmekte; adeta bir bilgi ve yaşam tohumu olarak şehre kök salmaktadır. Yapı, alışıla gelmedik kütlesel tasarımı ve dış görünümüyle, dünya dışı bir varlığı andırmaktadır. Geleneksel mimari ile arasındaki bu farklılaşma etraftaki insanlarda merak uyandırarak, onları Gezegenevi’nin barındırdıklarını keşfetmeye davet eder.

Gezegenevi’nin tasarımının ana fikirleri olan “yaşam tohumu” ve “meteor” kavramları, arazi içerisinde yapıyı içine alan büyük bir krater ile somutlaştırılmıştır. Oluşturulan bu tematik bağın mekansallaşması, kullanıcılar için aktif bir kullanım alanı olması için, kraterin iç eğimi teraslandırılmıştır. Oluşturulan bu teraslı iniş sayesinde arazi ile yapı girişi arasındaki bağ kurulmuştur. Bu tasarım aynı zamanda organik bir açık hava amfi alanının oluşmasını sağlamıştır. Tasarlanan açık hava amfi alanı gündüz saatlerinde bir dinlenme, gözlem mekanı olarak kullanılırken; gece saatlerinde ise yapının dış cephesine yansıtılacak video gösterimleri için izleme yerine dönüşecektir.

Yapının girişi, ana fikir ile bağlantılı olacak şekilde, ana kraterin alt kotunda oluşturulan plaza alanından alınmıştır. Arazinin 0.00 kotu olarak alınan +979.00m kotundan 4.30m aşağıda tasarlanan, +974.70m kotunda yer alan plaza ile; bu plaza kotuna inişi sağlayan açık hava amfi arasındaki bağlantı ise yapı çevresinde oluşturulan yansıma havuzu ile sağlanmıştır. Tasarlanan yansıma havuzu giriş kotuna kazandırdığı yansıma özelliği ile binanın algısını kuvvetlendirirken, sıcak geçecek yaz aylarında ise pasif bir soğutucu etmen olarak dış mekan kullanıcılarının konforunu arttıracaktır. Yansıma havuzu ile Gezegenevi arasındaki mekansal bağlantı ise özel olarak tasarlanan cam köprü ile kurulmuştur. Bu sayede yansıma havuzunun sert bir yüzey ile bölümlenmesinden kaçınılmış, kullanıcılar için farklı bir giriş deneyimi oluşturulmuştur.

Gezegenevi ile Kent parkı arasındaki tasarım dilini bütünleştirmek için, park alanı tasarımı için de “meteor”, “çarpışma” ve “krater” kavramlarından yola çıkılarak, topografik peyzaj oluşumları tasarlanmıştır. Bu sayede tasarım alanının aktif ve dinamik tek bir yüzey olması sağlanmıştır. Bu uygulama ile aynı zamanda toprak geri kazanımının sağlanması hedeflenmiştir. Gezegenevi’nin inşaatı sırasında kazılan toprağın çok büyük bir kısmı, arazi içerisinde tasarlanan topografik peyzaj düzenlemeleri ile yeniden değerlendirilecek; bu sayede sürdürülebilir bir tasarıma ulaşılacaktır. Oluşturulacak en büyük topografik düzenleme ise Gezegenevi binasının yer aldığı krater ile bağlantılı olacak şekilde tasarlanmıştır. Meteor çarpışması sırasında oluşan şok dalgalarını anımsatacak şekilde, yükseklikleri değişken olarak tasarlanan bu tepecikler; ana kraterin güney ucundan başlayıp, doğu ve batı yönlerini sarmalarken, yüzey ile sıfırlanacak şekilde oluşturulmuştur. Oluşturulan yeşil krater alanları, dalgalanmalar ve tepecikler; kullanıcılara farklı ve sürekli değişken bir aktif yeşil alan deneyimi sunacaktır.

Açık hava amfisi ve yapıyı içeren ana krater çevresinde oluşturulan topografik dalgalar üzerinde; Gezegenevi ve park kullanıcıları arasındaki bağı kuvvetlendirmek için bir “yörünge yolu” tasarlanmıştır. Ana krater etrafında yükseklik ile eğimi değişen “yörünge yolu” sayesinde, kullanıcılar Gezegenevi binasını farklı açılardan görebileceklerdir. Yörünge yolunun güney tepe noktası (+983.50m) ile alt plaza kotu (+974.70m) arasında; açık amfi alanı ile bağlantılı yüzeyin ise “dikey bahçe” olarak tasarlanması öngörülmüştür. Kırşehir ili iklime uygun yer örtücü, çalı ve sukkulent bitkiler ile oluşturulacak bu yüzey sayesinde, tasarıma özgün bir dil yaratılacaktır.

Mekansal kullanım farklılıkları göz önüne alındığında, iki ana fonksiyon diğerlerinden ayrışmaktadır: Çok amaçlı salon ve Gezegenevi projeksiyon salonu. Bu iki mekan, yapının içinde bir çekirdek oluşturacak şekilde konumlandırılmıştır. Bu sayede iç mekan hiyerarşisinde bu mekanlara önem kazandırılmıştır. Kat servis ve depolama alanları, kuzey-güney aksına konumlandırılan yapının güney kısmında çözülmüştür. Yapının girişinin bulunduğu -4.30m kotu planında iç çekirdek etrafında fuaye ve sergi alanları tasarlanmıştır. Bu alanda yer alan bilgi ekranları sayesinde dijital sergi ve bilgilendirmelerin yapılması öngörülmüştür. Katta ayrıca idari ofisler ve kütüphane/medyatek mekanları da çözülmüştür. Yapının -0.60m kotunda iç çekirdekte çözümlenen Gezegenevi fonksiyonuna ek olarak, kat dış çeperlerinde eğitim işlikleri ve kafeterya alanları çözümlenmiştir. Bu kotta yaratılan galeri boşluğu, Gezegenevi fonksiyonu için mekansal bir sınırlama yaratmanın yanı sıra, -4.30m kotu için de ilave bir aydınlatma sağlamaktadır.

Yapı mekansal olarak sınıflandırıldığında, ışık ihtiyacı olan ve olmayan iki bölüme ayrılmaktadır. Işık ihtiyacı olmayan dış cephe yüzeyleri için kaplama malzemesi olarak doğal bazalt taşı seçilmiştir. Bu yüzeylerde dünya dışı konseptiyle uyumlu bir geometrik desen tasarlanmıştır. Gün ışığı ihtiyacı olan yüzeylerde dış cephe malzemesi olarak metal mesh seçilmiştir. Gezegenevi’nin bilgi saçmasından hareketle ışıldayan yüzeyler yaratmak için paneller parlak pirinç kaplanmıştır.

Seçilen cephe sisteminin avantajı kullanılarak, kuzey-güney aksına konumlanan yapının iç mekanları için değişken ışık geçirgenliği sağlanmıştır. Cephenin güneye bakan yüzeyleri %30 ışık geçirgenliğine sahip panellerle kaplanırken, kuzeye bakan yüzeyleri %50 geçirgenliğe sahip paneller ile kaplanmıştır. Uygulanan bu sistem ile kullanıcılar için iç mekan konforu arttırılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın