3. Ödül, Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması

Lorien Mimarlık'ın "Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje 3. ödülü kazandı.

Proje Raporu:

Günümüzde belediye binaları yalnızca kamuya hizmet veren ofis yapıları değil, katılımcı demokrasinin mekânsal karşılığı olarak ortaya çıkmalıdır. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı olma, dışlayıcı değil kapsayıcı mekansal organizasyonlar kurma, şeffaf yönetim ve açık bilgi paylaşımına olanak verme, toplumsal etkileşim, buluşma ve sergi salonları, etkinlik alanları gibi sosyalleşme mekanlarına sahip olma, kentsel bağlamla bütünleşme, geçirgen ve ulaşılabilir olma, ekolojik duyarlılığa sahip bir anlayışla tasarlanma ve inşa edilme, 21. yüzyılda kamusal yapı mimarisinin ulaşmaya çalıştığı noktalar olmalıdır.

Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası tasarımı da yukardaki ilkelerden yola çıkılarak tasarlanmıştır. Yapı, Kadıköy gibi İstanbul’un kültürel ve sosyal açıdan en yoğun ve zengin ilçesinde yer almaktadır. Tasarımın hem simgesel bir kamusal yapı olması hem de yerel ölçekte erişilebilir bir merkez olarak aktif kamusal yaşamın yoğunlaştığı bir düğüm noktası olması fikirleri üzerine mimari senaryo kurgulanmıştır.

Kadıköy Belediyesi Yeni Hizmet Binası tasarımı, kamu yapılarının 21. yüzyılda nasıl dönüşmesi gerektiğine dair çok yönlü bir yanıt üreterek, şeffaflık, erişilebilirlik, çevre duyarlılığı ve çok işlevlilik ilkelerini içselleştirmeye çalışmıştır. Kentliye ait, davetkâr bir yaşam alanı sunmakta, yapısal inovasyonu ve sürdürülebilir teknolojileri kullanarak kent içinde örnek teşkil etmekte, simgesel değil, işlevsel bir kamusal odak olarak kentsel dokuda konumlanmaktadır. Kentle kurduğu ilişki, insan ölçeğini önceleyen yaklaşımı, nitelikli açık alan tasarımları ve mimari sadeliğiyle bu proje; katılımcı, yenilikçi ve geleceği düşünen bir belediyecilik anlayışının mekânsal karşılığı olmaya çalışmaktadır.

1. Kentsel Bağlam ve Yerleşim Kararları

Yapı, Fahrettin Kerim Gökay Caddesi ile Kurbağalıdere Caddesi keşisiminde, Söğütlüçeşme metrobüs durağının yanında ve Kadıköy Evlendirme Dairesi’nin karşısında yer alan, etrafı ile kesintisiz bir ilişkisi olan, merkezi bir ada üzerinde konumlanmaktadır. Yapı, aynı zamanda ulaşım açısından oldukça yoğun ve kamusal kullanımın yüksek olduğu bir bölgededir. Bu bağlamda yapı, kentsel dokuda varlığıyla yönlendirici bir kamusal yapı kimliği taşımaktadır. Öncelikle, yapı belirgin bir yöne açılmak ve ön-arka ilişkisi yaratmak yerine, etrafını saran tüm yollara doğru açılmış ve yapının kendisi adanın merkezinde konumlandırılmıştır. Yatayda yaygın yerleşimiyle mahalle ölçeğiyle uyum kuran yapı, çevresindeki kentsel alanlarla doğrudan ilişki içindedir. Yapının 4 kollu formu ise çevresindeki diğer kütlesel odak noktaları olan stadyum, evlendirme dairesi ve gazhane gibi yapılarla tasarımın kentsle doku içindeki ilişkisini güçlendirmektedir. Yaya ulaşımını önceleyen yerleşimi, açık ve yarı-açık alanlarla desteklenmiş geçiş senaryoları ve kentlinin yapıya farklı yönlerden erişimini mümkün kılan açıklıklar ve avlular ile kamusal bütünleşme sağlanmaya çalışılmıştır. 4 yönde avluları tanımlayan, merkezi yapıyı çevreleyen dörtgen kütlenin yer yer boşatılması açık, yarı açık ve kapalı mekan hiyerarşisini güçlendirmektedir. Bu avlular, belediye girişi avlusu, başkanlık girişi avlusu, belediye çalışanlarına hizmet veren servis (kreş, yemekhane) avlusu, ve çok amaçlı salon ve konferans salonununa açılan sosyal birimlerin avlusudur.

2. Mimari Kurgu

Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası projesi için güçlü ve net bir dikdörtgen çerçeve üzerine oturan 4 kollu merkezi form ve modüler ve simetrik bir plan şeması yaratılmıştır. Ortogonal 4 kollu odaktaki yapının planı, merkeziyetçi organizasyon kurgusu sayesinde yönlenmeyi kolaylaştırmakta ve erişilebilirliği artırmaktadır. Yapının dört kolunun ucunda yer alan iç avlular, hem ışık ve hava geçirgenliği hem de mekânsal hiyerarşi açısından başarılı biçimde değerlendirilmiştir. Mimari kurguda tüm mekanların doğal havalandırma ve ışık alması hassasiyeti kütle ve plan kurgusunu şekillendiren unsurlardan biridir. Kütlenin genel biçimlenişi sade, güçlü ve zamansız bir duruş sergilerken; açıklık, geçirgenlik ve avlu organizasyonu ile kamu yapılarında giderek daha fazla önem kazanan şeffaflık, katılımcılık ve kapsayıcılık ilkelerine doğrudan karşılık verilmeye çalışılmıştır.

3. Cephe Karakteri ve İnsan Ölçeği

Cephe tasarımı, düşey elemanlarla zenginleştirilmiş ve yapının ritmini vurgulayan, hem işlevsel hem estetik bir dille geliştirilmiştir. Bu düşeylik, gün ışığını filtrelerken aynı zamanda cepheye hareket kazandırmakta ve güneş kontrolü sağlamaktadır. Ahşap strüktürle birlikte kullanılan açık renkli doğal malzemeler, hem sıcaklık hissini hem de şeffaflık ve açıklığı destekleyen bir ifade sunmaktadır. Yapının öncelikle bir ofis yapısı olması ve yıllar içinde iç mekanın birçok dönüşüme uğrama ihtimali, yapının cephesinin bu dönüşümlere olanak verecek esneklikte olmasını gerektirmiştir. Cephenin ritmik karakteri iç mekan dönüşümlerine kolayca uyum sağlayabilecektir. Katmanlı kütle organizasyonu, binayı kollara ayırarak ölçeksel olarak kentliye yakınlaştırmakta, cephedeki yatay-düşey dengesi ise binaya sade ve güçlü bir karakter kazandırmaktadır.

4. İç Mekân Kalitesi ve Kamusal Deneyim

İç mekânlar; doğal ışığın bolca girdiği, kullanıcıyı yönlendiren ve karşılaşmayı teşvik eden galeri boşlukları, avlular ve geçirgen ofis alanlarıyla şekillenmiştir. Görsel süreklilik sağlayan açık ofis çözümleri ve cam bölmeler sayesinde hem iç mekânda yön bulmayı kolaylaştırılmış, hem de hiyerarşik sınırlar yumuşatılarak daha demokratik bir çalışma ortamı yaratılmıştır. Kamusal kullanıma açık alanlar, avlular, toplantı ve bekleme salonları, dinlenme noktaları, yemek alanları ve sosyal buluşma alanları ile belediye binasının bir hizmet merkezi olmanın ötesine geçerek bir kamusal yaşam alanına dönüşmesi hayal edilmiştir. Kamunun sıklıkla kullanacağı birimler zemin kata yerleştirilmiştir. Ardından, mekanların kamu tarafından kullanım sıklığına göre zeminden üst katlara doğru bir yerleşim tercih edilmiştir.

5. Avlu ve Kamusal Mekân Kalitesi

Yapının 4 köşesinde yer alan avlular, yalnızca bir iç boşluk değil; çeşitli toplumsal kullanımlara açık, güçlü bir kamusal mekân kullanımı için kurgulanmıştır. Belediye giriş avlusu Kurbağalıdere Caddesi üzerinde Boğa Heykeli’ni ve Metrobüs çıkışını karşılamaktadır. Özellikle bu avlunun konumu gereği çok farklı ve bazen de spontane kentsel aktivitelere ev sahipliği yapması hayal edilmiştir. Ek olarak Söğütlüçeşme metrobüs girişinde yer alan ticari birimler ile yapının bu yüzü ve belediye giriş avlusu ilişki içerisindedir. Zemin katta yapıdan geçişlere izin veren pilotiler, su öğesi ile zenginleştirilmiş oturma alanları ve geniş dolaşım koridorları bu mekâna sakin ve deneyimsel bir nitelik kazandırmaktadır. Suyun ve ahşap malzemenin birlikte varlığı, kamusal mekâna hem fiziksel hem duygusal bir derinlik katmakta, bu alanı kentlinin gündelik yaşamının doğal bir uzantısı hâline getirmektedir.

6. Ofis Kullanımı ve Esneklik

Ofis alanları, esnek planlanabilirliği destekleyen açık ofis sistemleri ile tasarlanmış, gün ışığı alımına özen gösterilmiştir. Modüler mobilya yerleşimi ve geçirgen ara bölmeler sayesinde kullanıcılar arası iletişim ve birlikte üretim kolaylaştırılmış, farklı birimlerin değişen ihtiyaçlarına adaptif çözümler sunulmuştur. Ahşap tavan strüktürü, akustik paneller ve doğal ışık kullanımı ile birlikte mekânsal konfor yükseltilmiş; hem çalışanlar hem de ziyaretçiler için davetkâr ve insan ölçekli bir çalışma ortamı yaratılmıştır.

7. Yapısal Sistem ve Malzeme Yaklaşımı: CLT (Çapraz Lamine Ahşap)

Yapının zemin üstü taşıyıcı sisteminde tercih edilen CLT (Cross Laminated Timber), çağdaş kamu yapılarında giderek daha fazla karşılaştığımız sürdürülebilir ve çevreci bir yapı teknolojisidir. Bu tercih ile karbon emisyonu düşmekte, ahşabın karbon depolama kapasitesi sayesinde çevreye duyarlı bir bina ortaya çıkmaktadır. Yapım sisteminin prefabrik üretim imkânı sayesinde hızlı ve kuru inşaat süreci, kentsel merkezde şantiye etkisini minimize etmektedir. Ahşabın termal ve akustik yalıtım kapasitesi, iç mekân konforuna doğrudan katkı sunmaktadır. Ahşabın doğallığı, kullanıcı üzerinde psikolojik rahatlama, doğayla bağ hissi ve mekânsal aidiyet yaratmaktadır. Ahşap malzeme, yapının yalın ama güçlü mimari ifadesiyle uyum içindedir: CLT, sadece taşıyıcı değil, aynı zamanda estetik bir unsur olarak da mekâna dâhildir

Etiketler

Bir yanıt yazın