3. Ödül (BEOFFICE), Çanakkale Belediyesi Çarşı, Yaşam Merkezi ve Otopark ile Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması

3. Ödül (BEOFFICE), Çanakkale Belediyesi Çarşı, Yaşam Merkezi ve Otopark ile Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması

KENT

Ayakları altında ezilir arnavutkaldırımları ve kulağında satıcıların naraları. Bir yanın alabildiğine mavi, iyot kokusu; bir yanında yıllardır süregelir çınar ağaçlarının gölgesi. Oysa daha iyi ne anlatabilir ki sokaklardan başka kenti?

Özel mekanlarından soyutlanan, kente ve kentliye karışmış insan toplulukları kentin ilişki kurmaya her daim açık ve sürekli kesişen çoklu ağ sistemine dağılırlar.

Kimi zaman buluşmak, beklemek, durmak için kimi zaman ise yalnız ulaşmaktır amaç.

Parklarda oynayan çocuklardan kordonda yürüyen insanlara, sokaktaki simitçiden köşedeki bakkala kentli olma mekanlarıdır sokak.

Şüphesiz ki, kenti anlamak, kentliyi ve kültürü anlamaktan geçer. Churchill, kentin sabit veya statik bir durum ya da fiziksel bir yapı olmadığını, tersine insanların dolaşımı ve işgaliyle yeniden kurgulanan ve sürekli değişim halinde olan bir mekân olduğunu belirtmektedir. Öyle ki, kent tanımı özel mekanlardan sıyrılarak her katmanda farklı dinamikler ile beslenen, sürekli devinen sokaklarda harmanlanır.

Varoluşundan itibaren, kurdukları sosyal ilişkiler ile ritüelleri oluşturan, bir araya gelen, kültür paydaşında buluşan ve gelişen topluluklar için de uzun süreçler boyunca sonsuz imkanlar sunan kamusal mekanların başında sokaklar gelir. Bu anlamda sokaklar, deneyimsel, keşfe / performansa / ihtiyaca dayalı, katılımcı, demokratik, erişilebilir, insan odaklı, sosyal, dinamik, yenilikçi, melez, atmosferik, kolektif, eylemsel, bütünsel /parçalı, çok katmanlı, sürdürülebilir, geçirgen ve radikaldir. Kavramsal arkaplanların oluşturduğu boşluk, kentli için nefes mekanlarını var ederek, buluşma, bir araya gelme, ritüelleri gerçekleştirme, ticaret yapma, dağılma, oyun oynama gibi sosyo-kültürel eylemler bütününe ev sahipliği yapar.

Bir başka deyişle kentsel iç mekan, iç ve dışın mekânsal / sosyal kompozisyonu ve insanlar ile çevreleri arasındaki ilişkinin yeniden tariflenmesi olarak tanımlanabilir. Ne yazık ki, günümüzde göçler ile yoğunluğu artmış kent nüfusu, hızlı ve plansız büyüme ile kentler odağındaki insan ve doğanın varoluşundan uzaklaşarak, talep edilen rant ile beraber yüksek yoğunluklu yapı stokları bütününe doğru devinim göstermekte, bu sebeple kimliksiz kentler meydana gelmektedir. Nitelikli yapıların korunamadığı, niteliksiz ve yere ait olmayan yapıların hızla yükseldiği, iklim koşulları ile iyi ilişki kuramayan planlamalar, gelenekten öğrenememe hali, kamusal mekanların azlığı, ölçek sorunsalı ve erişilebilirlik problemleri ile beraber kentli de sokaktan uzaklaşmış, nefes mekanlarını çoğunlukla kaybetmiştir.

Günümüz eleştirisini, ticari mekanlar kurgusu üzerinden pekiştirmek, alışveriş merkezlerinin kentin odaklarında yer alması, yere duyarsız tasarımlara sahip olması, alternatif yoğun fonksiyonlar bütününü bünyelerinde barındırarak kullanıcıyı uzun süreler boyunca klimatize edilmiş, kapalı kutular içerisinde ağırlaması ile de yapılabilir. Oysa kısa bir zaman öncesine dek kentinin ticari tüm faaliyetlerini çarşı ve arastalarda gerçekleştirdiği görülür. Çarşı Farsça çarşu sözünden gelir ve açık alan anlamı ifade eder. Çarşı, eylemin gerçekleştirildiği, ürünlerin sergilendiği, alıcının gezip dolaştığı, pazarlık yaptığı, kentin alternatif sokaklarına sızdığı ve odağındaki doğanın koruyuculuğu, kucaklayıcılığı ile sosyalleşme mekanıdır.

Çanakkale Belediyesi Çarşı, Yaşam Merkezi ve Otopark ile Yakın Çevresi Ulusal Mimari Projesi gelenekten öğrenme bağlamını merkezine alır, sokak kurgusu ve kurgunun yarattığı kamusal mekan potansiyelleri üzerinden ilerlemeyi hedef edinir. Öyle ki, yüzyıllardır birçok uygarlığa ev sahibi olmuş, destanlar yazmış, sayısız kitapların konuğu Çanakkale, içinde kenti, kentliyi, hayatı ve sonsuz kent öyküsünü de barındırır. Halen görece, az yoğun nüfusa sahip ve kamusal mekanlarının azlığının yanında var olanların yoğun biçimde kullanıldığı bu kent için, yüksek yoğunluklu programlar ile desteklenen, yerin ruhunu taşımayan, çevre verileri gözetmeyen, niteliksiz yapı stoklarını kentin merkezinde, tarihi ve turistik bölge içinde konumlandırmak odağında doğayı ve insanı koymayı hedef edinen herhangi bir planlama ve mimari anlayış mümkün değildir. Bu sebeple Çarşı ve Yaşam Merkezi çevresel potansiyelleri iyi okuyabilmiş, yeşil dokuyu ve aktif kamusal açık mekan kullanımları sürdürebilmiş, iklime duyarlı, olabildiğince geçirgen parçalı kurgu ile gelişmelidir.

ÇIKARIMLAR

Kentsel doku analizi mahalle ölçeğinde incelenmiş, bu inceleme beraberinde parçalı-avlu kurgusunu, sokak çeperlerine yaslanan yapı cephelerinin arka bahçeler ile zenginleşerek özel kullanımlara izin verdiği mekanların varlığını göstermiştir. Parçalı yapı kurgusu sayesinde, dinamik kent dokusu meydana gelerek farklı sokak-kesitlerde alternatif siluetler oluşmasına imkan sağlamıştır.

Aynı zamanda kentin organik-dar sokakları sayesinde rüzgarın potansiyelinin maksimumda kullanıldığı belirlenmiştir. Öyle ki, yazın kavurucu hissedilen sıcağında kentin dar, birbiri üzerine gölge düşüren ve denizden gelen rüzgarın hareketine imkan veren sokak geleneği tarihi bölge içerisinde halen, görece az da olsa varlığını sürdürmektedir.

Aynı mahallede yapılan gözlemler, sosyokültürel ve ticari faaliyetlerin kentin sokaklarında sürdürüldüğünü ve kentli tarafında yoğunluklu kullanıldığını göstermiştir. Ancak bununla birlikte, süreç içerisinde nüfusun kent merkezine sıkışması ve yetersiz planlama ile sokakların birer açık hava otopark ağına dönüştüğü görülmüştür.

Buna göre proje, kentli için, iklim verilerinin sağlamış olduğu imkanlar çerçevesinde, çevresel mevcut yeşil dokunun maksimumda korunarak yapının karakterine sızdığı, kültürel fonksiyonların davetkar biçimde var olacağı bir kurgunun ürünü olmalıdır.

TASARIM KARARLARI

Yarışma alanında, ana tasarım kararı olarak mevcut ağaçların tamamı korunmuştur. Buna göre sınırlar içerisinde kalan ağaçlar, gölgeleme imkanı vermesi ve doğal kamusal, toplayıcı mekan oluşturması sebebi ile, ön cephede tasarlanacak mahaller için birincil önem teşkil etmektedir.

Cumhuriyet Meydanı, Muammer Aksoy Parkı ve Halk Bahçesi arası yaya akış sürekliliğine ilişkin rotalar belirlenmiştir. Belirlenen bu rotalar ile zemin kat akslar boyunca boşaltılmış, geçirgen kurgu geliştirilmiştir. Böylece yayaların akslar boyunca ilerlerken yapının ve zemin katta yer alan ticari fonksiyonların içine doğrudan sızmaları amaçlanmıştır. Geçirgen kurgu sayesinde mevcut yeşil doku yapının iç mekanlarına dek ilerletilmiş, kamusal mekan sürekliliği kitle içindeki avlular ve sokaklar ile desteklenerek kullanıcının yapıya zaman zaman alışveriş, etkinliklere dahil olmak ve zaman zamansa buluşmak-oturmak, kültürel faaliyetlerden haberdar olmak için gelmesi amaçlanmıştır.

Zemin katta oluşturulan yeşil doku ve kamusal mekan sürekliliğinin birinci katta (üst zemin) da oluşturulması, bu sayede sürekliliğin yatay düzlemden düşeye dönüşümünün sağlanması amaçlanmıştır
Sürekliliğin aynı zamanda yaya akslarını karşılayacak biçimde, birinci kata (üst zemin) akışının sağlanması hedeflenmiş, bu doğrultuda park ve meydan tarafları amfi merdivenleri ile desteklenmiştir.

Kent ölçeğindeki parçalı yapı karakteri, kitle tasarımında kamusal kabuk üzerinde de devam ettirilmiştir böylece insan ölçeğinde yapı bloklarından oluşan kentsel simülasyon oluşturulmuştur.

Kitle karakteri geçirgen kurgu ve yeşil dokuya karşı korumacı tavır doğrultusunda; çevresel peyzaj tasarımı ile bütüncül olarak ele alınmıştır. Bu doğrultuda meydan, park ve Halk Bahçesi ile sahil aksında kentliyi yönlendirecek, yönlendirme esnasında yapının katlarından geçirecek ve yine bu katlarda durak noktaları oluşturacak peyzaj kurgusu oluşturulmuştur. Sert zemin ve yeşil doku-sucul alanlar-oturma birimleri yeniden tasarlanmış, mevcut ağaçların tamamı korunarak yeni ağaçlar önerilmiştir. Kitle katları kamusal oturma birimleri, etkinlik avluları, sokaklar, açık hava sineması ile desteklenmiştir. Böylece iç-dış ve yapı-park arasında sınırlar erimiş, duvarlar kaldırılmış ve akış sağlanmıştır.

ÇARŞI

Zemin kat, okumalar ve çıkarımlarda detaylı biçimde bahsedildiği üzere yaya sirkülasyonu ve kamusal aktif yeşil alanların birbiri içine geçirgen akışını önemsemiş, bu doğrultuda parçalı kitle kurgusu tasarlanmıştır. Tasarımda önemli bir diğer parametre mevcut mülk sahiplerinin bulundukları konumların muadilinde yeniden konumlanmalarıdır. Aynı zamanda zemin kattaki dükkanların kiralanabilir açık alanlara sahip olacağı, dükkan önü kullanımlar ile tasarlanan avlu ve sokakların süresiz yaşayan alanlar haline geleceği öngörülmektedir. Parçalı kurgu yeşil doku ile birlikte birinci katta da sürdürülmüştür.

Belediye tarafından kiralanacak dükkan alanlarının katlar boyunca yer yer kültürel fonksiyonlara ev sahipliği yapacak biçimde kiralanacağı öngörüsü getirilmiştir. Servis koridorları, asansörü ve teknik hacimlerin tamamı komşu parseller çeperinde eritilerek kitlelerin parka yönelmesi amaçlanmıştır.

KÜLTÜR MERKEZİ
2. katta ticari fonksiyonlar kent simülasyonu sürekliliğinde tasarlanmış, dış mekan kullanımları ile desteklenmiştir. Bunun yanı sıra, yapının davetkar yüzü niteliğinde tasarlanan kültür merkezi fonksiyonları yarı şeffaf örtü ile birlikte tasarlanarak güneş kontrolü ile enerji tasarrufu sağlar bir kurguya sahiptir. Atölye alanları fuaye alanı ile sınır teşkil edecek biçimde tasarlanmış, gerekli durumlarda modüler oluşturulan atölyelerin sergi alanına katılabileceği düşünülmüştür. Aynı zamanda sinema-tiyatro fonksiyonlarını kullanmak üzere gelen kentli için atölyeler fuayeden doğrudan görsel temas kurabilecekleri, sanata dokunabilecekleri veya daha sonra dokunmak üzere tekrar gelmek isteyecekleri konumda bulunur. Üçüncü katın büyük bir paydasını kültür merkezi yapısı ve görsel sanatlar işlevleri barındırır. Cep sinemalarına fuayeden veya birinci kattaki merdivenden doğrudan ulaşmak mümkündür. Bu kat aynı zamanda büyük salonun üst girişini de oluşturur. Katta alt fuayeyi besleyen bir kafe ile üst fuayeyi besleyen, büfe bulunur.

SONUÇ

Sokaklarında yürüdüğümüz, insanlarıyla konuştuğumuz, doğasına hayran olduğumuz kent Çanakkale için, sonuç ürün kadar sürecin öneminin farkındalığı ile geliştirilen proje, farklı ölçeklerden bakışlar ve kesitler içermiştir.

Öyle ki, sokak kavramı ve kamusal mekan bağlamları, tanımları ve günümüz eleştirisi üzerinden başlayan, makro ve mikro ölçekte devam eden okumalar proje alanı ve çevresine dek indirgenmiştir. Ölçek karşılaştırmaları ile pekişen arkaplan beraberinde kitlesel çözümlemeleri, prensip kararları, peyzaj yaklaşımlarını ve hatta duvar-mobilya tasarımlarını da getirmiştir.

Kentin potansiyelleri üzerinde durulan tasarım sürecinde, potansiyellerden faydalanmak ve bununla beraber zayıf noktaları belirleyerek bu noktalara yönelik, kendisi ile birlikte bölgesel bir değişim yaratma olasılığı yüksek kurgular geliştirilmiş, tasarıma aktarılmıştır.

Hedef, kullanıcılar için alternatif kullanım alanları sunan, yapı bütününde insanı ve doğayı odakta tutarak iletişime, sosyalleşmeye, esnek kullanımlara, geçmeye ve durmaya izin vermek yönünde olmuştur.

Etiketler

4 yorum

Bir yanıt yazın