Side ve Çevresi Turistik Düzenleme Projesi

12 kilometrelik kıyı bandı ve geri alanlarıyla toplam 300 hektarlık alanın “organize turizm bölgesi” olarak planlanması için 1969 yılındaki açılan yarışmayı Ersen Gürsel, Mehmet Çubuk ve Nihat Güner’den oluşan ekip kazandı.

Bir koloni yerleşmesi olarak kurulan ve İ.Ö.190’da bağımsız kent olan Side’nin 7.yüzyıla kadar parlak bir kentsel yaşamı vardı. Çoğunluğu Eyalet başkenti olduğu Roma döneminden kalan çok sayıdaki anıtsal yapı ve kalıntılar, hala çok görkemli ve etkileyicidir. Bir Roma metropolisi ile bir küçük göçmen köyünü üstüste barındıran Side, görsel imge kaynağı olarak hem anıtsal Roma ölçeğini ve biçimlerini hem de alçakgönüllü bir vernaküler oluşumu içiçe vermektedir. Fiziki varlıklarını yanyana sürdüren bu iki çevre, “zeytinlerin ve dalgın çınar ağaçlarının” birleştirdiği “mekan” izleyicisine “zamanı” ve “tarih”i sunar ve “zaman-dışı” olanı aramaya isteklendirir.

Birinci seçilen proje ne yazık ki tam olarak uygulanmadı. Yalnızca kanalizasyon, vb. alt yapı önerileri gerçekleştirildi, yerleşme ve zoning kararları kısmen ve üstelik bir süre sonra yerleşme yoğunluğu artırılarak uygulandı. En önemli kararı, projenin kalbi olan ve ölü bir antik kent ile bir köyden (Selimiye Köyü), tarihiyle yaşayan çağdaş Side kentini yaratacak öneriler paketi içinse hiç bir şey yapılmadı. Bölgesel ve kentsel koruma planlaması için belge niteliği taşıyan kararlar unutuldu. Side kentine verilen sosyo-kültürel merkez işlevi, Side Tiyatrosu’nun konserler için kullanımıyla sınırlı kaldı.

Etiketler

Bir yanıt yazın