1. Ödül, DEGİAD – Yaşayan Pamukkale Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması

1. Ödül, DEGİAD – Yaşayan Pamukkale Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması

PROJE RAPORU


KABUK

Kabuk, Pamukkale Travertenlerinin karşısında jeolojik bir ölçek ve zamanda yer bulmaya çalışan bir olay serisidir. Olayın yer kabuğunun altını üstüne getiren izleri, yer kabuğundaki tektonik çeşitlilikleri takip eden algoritmik bir hat boyunca Pamukkale Kasabası civarına yayılagelir.

Tektonik katmanların birbirinin üstüne bindiği, tabakaların sertleşip katılaştığı daha sonra da çarpışarak birbiri üzerine bindiği, yükseldiği, kırıldığı, yollar verdiği, bu sırada yer kabuğunda topografik farklılaşmalar, tepeler, vadiler, düzlükler ürettiği bir jeolojik oluşum süreci içinde su kendi öyküsünü yazmaya başlıyor. Suyun yer kabuğunun derinliklerine yolculuğu, yerin sıcak katmanlarıyla çarpıştıktan sonra çatlaklar boyunca yükselme eylemine dönüşüyor. Kalsiyum Karbonat yüklenen sıcak sular yer kabuğunda buldukları çatlaklardan sızarak yüzeye çıktıkları anda yeniden yerin merkezine doğru, fakat bu sefer yerin altı ve üstü arasındaki zar boyunca hareketleniyorlar. Eğik bir düzlemde gerçekleşen bu yolculuk Kalsiyum Karbonatın yüzeye çökelmesi ile birleşince morfogenetik bir nitelik kazanıyor. Çökelen tortu, suyun içinde yükseldiği çatlakların oluşumuna paralel bir zaman ölçeğinde, kademe kademe birikerek kat kat, havuz havuz, yol yol, damar damar büyük bir yeryüzü lekesi halini alıyor.

Pamukkale Travertenlerinin jeolojik ve hidrolojik zaman ölçeklerindeki kayıtsız biçimlenişiyle karşılaşmamız, ele almamız gereken temasın insan yaşamı ile Pamukkale deneyimi arasında olmaktan çok, jeolojik bir oluşum ve kentin zamanı arasında olduğunu, yataya yayılan bir küf tabakası ile düşey bir hatta ilerleyerek biteviye katmanlanan bir kireçlenme arasında olduğunu, yatay tabakalanmalar ve tektonik kırılıp bükülmeler arasında olduğunu, suyun oyup biçimlendirişi kadar taşıyıp eklemlemesiyle de ilgili olduğunu düşündürüyor. Pamukkale traverten lekesinin devasa kayıtsızlığı karşısında insan zamanında, kendi hayatını yaşamakta olan kasabanın anlam yitimi, bu mevkideki olası tek mimari eylemin lekenin içinde dönüştüğü bir zaman ölçeği ve jeolojik dil içinde hareket etmek olduğunu düşündürüyor.

“Pamukkale traverten lekesinin devasa kayıtsızlığı karşısında jeolojik bir dil ve zaman ölçeğinde hareket etmek…”

Pamukkale projesi bir kasaba hayatının canlandırılması, ekonomisinin desteklenmesi, mimari biçimlenmesinin dengelenmesi, binalarının ve sokaklarının süslenmesi, cephelerinin düzeltilmesi, arızalarının gözlerden gizlenmesi ile ilgili olamaz, bunu hemen anlıyoruz.

“Manzarayı domine eden düşey beyazlaşmanın ölçeğini kentin yatay dağılımıyla karşıtlık içine koyan…”

Önerimiz jeolojik katmanlaşmaların, zeminin altında yatan ve dünyanın merkezine doğru derinleşen katman katman toprağın, toprağın bileşimini çeşitlendiren minerallerin dilini konuşan, milyarlarca yıla yayılan jeolojik bir zamandan, o zaman ölçeğindeki muazzam tektonik farklılaşma ve dönüşümlerden, kısacası, ayağımızın altında gizlenen muazzam küreden haber vermeye koyulan, o kürenin gizini kentin yavaş ve hızlı zamanlarına büyük bir kayıtsızlıkla eklemleyen, düşeyde oluşarak manzarayı domine eden beyazlaşmanın ölçeğini kentsel küflenmenin yatay dağılımıyla karşıtlık içine koyan bir dil arayışına dayanıyor.

“Ayağımızın altında gizlenen muazzam küreden haber vermeye koyulan…”

Önerimiz bir nesne, heykel, makine ya da bina değil, bir olay. Yeraltının tabakalarını yerüstüne çıkarmak üzere, yerin üstü ve yerin derinleri arasında oluşan zarda kendi zaman-mekanını kurarak seyahat eden bir olay serisi öneriyoruz.

Yılın hangi gününde, günün hangi saatlerinde gerçekleşeceğini kendisi tayin eden otonom bir sondaj olayları serisi bu. Bilinmeyen anlarda yer kabuğunu delmek üzere harekete geçen, bu etkinlik esnasında kendi seslerini mekana duyuran, yerin altına doğru indikçe tahliye ettiği toprağı yer yüzeyine taşıyan, yüzeye getirdiği toprağı yerden çıkan zemin suyundan ayrıştıran, fazla gelen suyu bir gayzer ile göğe salarken çökelen toprağı sabitleyici bir reçine ile karıştıran ve yer yüzeyinde bir kule halinde istifleyen bir olaylar serisi.

“Yılın hangi gününde, günün hangi saatlerinde gerçekleşeceğini kendisi tayin eden otonom bir sondaj olayları serisi…”

Sondaj olayının bir mevkide ne kadar kalacağı (1 ya da 10 yıl?), kaldığı mevkide hangi derinliklere ineceği (1 ya da 300 metre?), bu derinliklerden ne miktarda su (1 ya da 1000 litre?) ve toprak çıkaracağı (1 ya da 3 m3?), çıkan suyu ne kadar yükseklere püskürteceği (1 ya da 1000 cm?), çökelen toprağı hangi yüksekliklerde istifleyeceği (1 ya da 5 metre?), işini ne zaman ve hangi jestlerle sonlandıracağı ve ardından kendini hangi başka noktaya ışınlatacağı tümüyle yer katmanlaşmasındaki çeşitlenmenin, başka deyişle tespit edilen enformasyon miktarının stokastik bir algoritma ile etkileşimine dayanıyor; olay tektonik çeşitliliğin arttığı mevkilerde faaliyetlerini yoğunlaştırma eğiliminde.

Sondaj bir yandan son derece geçici bir ses coğrafyası ve geyzer bulutları oluştururken, silindirik bir formda istiflenen toprak oluşumları görece daha kalıcı bir iz olarak, olay gerçekleştikten yıllar sonra bile, gerçekleşen olaydan ve üzerine basılan yer kabuğundan haber vermeye devam ediyor.

“Kalıcı bir iz olarak toprak oluşumları gerçekleşen olaydan ve üzerine basılan yer kabuğundan haber vermeye devam ediyor…”

Her ne kadar toprak basit bir silindirik formda yığılıyorsa da, oluşturulan çamurun toprak türleri ve su yönünden değişken bileşimi, rüzgar, nem, yağmur, güneş gibi iklimsel etkenler ve olayın gerçekleşme sıklık ve sürelerine bağlı olarak ve kendi yükünün de etkisi altında, önceden tayin edilmemiş deformasyonlara uğraması, kendi biçimini alması, kendi bedenini jeolojik bir metafor takip ederek oluşturması umuluyor. Olayın gerçekleşip terk ettiği her noktada olayın iziyle karşılaşıyoruz; farklı bir yükseklikte, farklı bir katmanlaşma örüntüsünde, farklı bir bedensel deformasyon ve eskime ile… Bu izler kasabaya yabancı bir katman olarak ekleniyor.

“Olayın terk ettiği her noktada olayın iziyle karşılaşıyoruz; farklı bir yükseklikte, farklı bir katmanlaşma örüntüsünde, farklı bir bedensel deformasyon ve eskime ile… Bu izler kasabaya yabancı bir katman olarak ekleniyor.”

Uzun vadede ortaya çıkacak olay haritası kentin yol ve parsel örüntülerine bütünüyle kayıtsız. Özenle vurguladığımız bu kayıtsızlık, kentin ve insanın döngü ve zamansallığından, amaç ve anlam dünyasından uzaklaşarak Pamukkale Travertenlerine bir yanıt verme, onun ölçeği ve kadimliği karşısında (estetik bir tabir olarak) “yüce”nin dilini konuşarak durabilme arayışı olarak okunsun isteriz.

“Yerin altı ve yerin derinleri arasındaki zarda kendi zaman-mekanını kurarak
seyahat eden bir olay serisi…”
“Pamukkale Travertenlerine bir yanıt verme, onun ölçeği ve kadimliği karşısında durabilme arayışı…”

TEKNİK AÇIKLAMALAR

Sondaj olayı azami 300 metre derinlikte su kuyuları açmak için üretilen standart bir sondaj aracının amaçlarımıza uygun biçimde dönüştürülmesiyle gerçekleştirilebilir.

Bu amaçla sondaj aracına,

(1) sondaj çubuklarının sondaj hattına otomatik eklenip çıkarılmasını sağlayacak bir düzenek (bu tür düzenekler petrol sondajı kulelerinde kullanılmaktadır),
(2) toprağın ayrıştırılması için buharlaştırıcı-çökeltici (iki hazneli standart bir endüstriyel sistem kullanılabilir),
(3) arınan suyun püskürtülmesi için bir “püskürtme ağacı”,
(4) çökeltilen toprağın reçineyle karıştırılması için bir reçine haznesi ve pompa,
(5) oluşan hamurun silindirik bir formda yazdırılması için basit bir rotor yazıcı kolu,
(6) sistemi yönetmek üzere sensörler ve aktüatörler,
(7) bir bilgisayar eklenecek, sondaj aracı bir bilgisayar programı üzerinden, büyük ölçüde otonom olarak işleyecektir.
Sayılanların dışındaki makine ve gereçler standart sondaj araçlarında bulunmaktadır.

Sondaj aracının işleyişteki ihtiyaçları motor ve jeneratörler için yağ ve yakıt, periyodik bakımlar ve toprağı sağlamlaştırmak için kullanılacak reçineden ibarettir. Bu ihtiyaçların sondaj aracı tarafından sensörler yoluyla takip edilmesi ve araç ihtiyacını belirttiği hallerde periyodik olarak karşılanmaları öngörülmüştür.

Sondaj aracı paletler yoluyla çeşitli mevkiler arasında kendi kendine yer değiştirme kapasitesine sahip olmakla beraber, uygulamada, aracın ekranı yoluyla bildirdiği zamanlarda, bildirdiği mevkilere, bir çekici araç ile çekilerek götürüleceği düşünülmüştür. Mevki değişimi esnasında sondaj kulesi trafik sınırlamalarına uyacak şekilde katlanabilmekte, böylece elektrik direği, elektrik telleri, üst geçit, ağaç vb. engellere takılmadan haritadaki olası noktaların çoğuna erişebilmektedir.

Etiketler

2 yorum

  • oguzhan-yilmaz says:

    Pamukkale projesi bir kasaba hayatının canlandırılması, ekonomisinin desteklenmesi, mimari biçimlenmesinin dengelenmesi, binalarının ve sokaklarının süslenmesi, cephelerinin düzeltilmesi, arızalarının gözlerden gizlenmesi ile ilgili olamaz, bunu hemen anlıyoruz.

    Projenin şartnamesinde ve istenilenlerde projenin konusu zaten bu , yani istenenlerde bu . Kendi özelinde takdire şayan bir proje fakat yarışma konusuyla bağlantısı nedir bu projenin . Jeoloji Mühendisleri için açılmış bir yarışma değil diye biliyorum açıkcası .

  • oguzhan-yilmaz says:

    Kendi içerisinde tutumlu bir proje diye yorumuma eklemiştim fakat yarışmanın bağlamıyla uzaktan yakından bir ilişkisi yok çünkü istenenlerde bu değil açıp şartnameyi okursanız bunu görebilirsiniz . Mimarlığa hangi pencereden hangi açıyla baktığımın dereceside sizi ilgilendirmez.

Bir yanıt yazın