1. Mansiyon, Uzundere Cemevi Sosyokültürel Merkez Mimari Fikir Projesi Yarışması

1. Mansiyon, Uzundere Cemevi Sosyokültürel Merkez Mimari Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

A- Aleviliğe Dair- Bir Cemevi Tasarlamak

 

Alevilik inancı, kişinin kendisiyle, çevresiyle, doğayla ve tüm varlıklarla barışıklığını esas alan bir inançtır. Bu barışıklık, insanın doğanın hakimi değil, bir parçası olduğu bilincini de beraberinde getirir.

Alevilikte esas olan doğal dengenin gözetilmesi ve tür ayırmaksızın tüm canlılara yaklaşımın sevgi ve saygı çerçevesinde olmasıdır. Bu yüzdendir ki Alevi deyişlerinde doğa, ağaç ve su öğesi sık sık karşımıza çıkmaktadır.

Böylesi ince nüanslar içeren bir inancın ve bu inanışa sahip bir toplumun ibadet mekanı da aynı değerlere saygı göstermelidir. Doğayla yarışmamalı, aksine onu koruyup gözetmelidir. Bu inanca sahip kişiler nasıl ki kültürlerini ve birikimlerini gelecek kuşaklara aktarma çabası ve kaygısı taşıyorsa, bu inanca ait ibadet mekanı da ait olduğu yeryüzü parçasının doğal birikimlerini sonraki kuşaklara taşıyabilmelidir.

Tüm bunlar ışığında, Alevi inancına hizmet eden bir ”Cemevi ” tasarlarken, işlevsellik kadar çevreyle bütünlük, arazi ile uyum ve insan ölçeğine yakınlık da göz önünde bulundurulmalı ve doğaya saygı esas belirleyici olmalıdır.

B- Üst Ölçek Kararları

 

a. Uzundere Mahallesi
Proje alanı Uzundere mahallesinde bulunmaktadır. Bilindiği gibi Uzundere mahallesi kentsel dönüşüm alanındadır. Bu bağlamda yapılacak inşai ve sosyolojik düzenlemeler kapsamında cemevi gibi bir toplanma alanı yapılmasının öngörülmesi oldukça heyecan verici bulunmuştur. Bu doğrultuda tasarım, bir dini yapı olmasının yanı sıra çevreye ait bir toplanma ve buluşma noktası olması ışığında sürdürülmüştür.

b. Proje Alanı Verileri ve Düzenlemeleri
Uzundere mahallesi ölçeğinde proje alanına bakıldığında; D300 karayolu, mahalleyi iki ayrı parçaya ayırmaktadır. İmar planında, proje alanının kuzey-batısında bir park alanı öngörülmektedir. Öngörülmüş park alanı Uzundere Cemevi Sosyokültürel Merkezi için oldukça önemli bir potansiyel barındırmaktadır. Plan şeması incelendiğinde daha da net görülebileceği gibi park alanından proje alanına sızıntılar halinde yeşil aksların devam ettirilmesi planlanmıştır. Kent, proje alanının kuzey-batı yönündedir ve yaya aksının bu güzergahtan proje alanına en kısa mesafede ulaşması öngörülmüştür. Bu nedenle de park alanından proje alanına yaya aksları alınmıştır. Bu bağlamda park ve proje alanı arasındaki yol kaldırılmıştır, böylelikle park ve cemevi külliyesi ilişkisini bölen ve kesintiye uğratan bir engel kalmamıştır.

Kaldırılan yol park alanına dahil edilmiştir, böylelikle park alanı genişlemiş ve araç ulaşımının parkı uğrattığı sekte de ortadan kaldırılmıştır. Hem cemevi külliyesinin parkı sosyokültürel işlevleriyle beslemesi hem de parkın cemevi külliyesini gerek yaya aksları gerek ise Alevilik’in adım taşlarından olan “doğa ile bir olmak” felsefesinden yola çıkan yeşil ile bütünleşmek konseptiyle desteklenmesi tasarlanmıştır.

Proje alanın kuzey batısında sık ağaçlık alan bulunmaktadır. Bu ağaçlar her mevsim yeşil kalan ağaçlardır. Bu nedenle bu ağaçlık alanın korunması ve koru olarak nitelendirilmesi öngörülmüştür. Koru alanına tanımlanan, avlu ve işlevler ile bu alana bir mekan dinamizmi katılmıştır. Proje alanı yakın çevresine dair düzenleme önerileri getirilebileceği proje verilerinde belirtilmiştir. İncelemeler sonucunda proje alanının etrafından dolanan yolun ağaçlık koru alanından geçtiği ve yaklaşık %45 eğime sahip olduğu saptanmıştır. Yol, eğimi daha makul bir hale getirilerek ve sık ağaçlık alanının dışından dolaştırılarak düzenlenmiştir. Böylelikle proje alanının batı yönü de yeşillendirilerek, Cemevi külliyesi park- koru alanı- yeşil aks doğrultularında yeşil bir bant ile çevrelenmiştir. Cemevi külliyesi atmosfer olarak doğa içinde bir buluşma noktası olarak tasarlanmıştır.

C- Alt Ölçek- Mimari Tasarım

1. Araziye İlişmek
Proje alanında yaklaşık olarak 16 metre kot farkı bulunmaktadır. Yukarıda bahsedildiği gibi kuzey-batı cephesi park, güney cephesi ise sık ağaçlık ile çevrilmiştir. Bu çevre verileri ışığında araziyi tıraşlamak veya tasarıma uygun şekilde düzlemek yerine “araziye ilişilmesi” ana konsept kararlarından biri olarak alınmıştır. Arazinin doğal eğimi kullanılarak, tüm yapı, 4 farklı kottan çalışan, iç-dış birliği olan ortak bir mekan olarak tasarlanmıştır. Park cephesine kütle yerleşimi yapılmamış, aksine avlular bu yönde kurgulanmıştır. Yapı kotlara ilişen bu haliyle bu araziye ait bir mekanlar bütünü haline gelmiştir.

2. Avlulaşma
Cemevi külliyesi kuzey cephesi giriş kotu, +164.00 olarak kabul edildi. Hayat avlusu olarak tanımlanan ana cemevi avlusu, parktan gelen yaya aksını hemzemin olarak karşılayacak şekilde +160.00 kotunda tasarlandı. Kuzey cephesi girişi, hayat avlusuna yer yer yeşil ve amfileşen basamak sistemi ile bağlandı. Hayat avlusu, hayat ağacı olarak nitelendirilen ve avlu ortasında konumlandırılan; bereket, döngü ve doğayı simgeleyen bir nar ağacı etrafında şekillendirildi. Alevilik’te en önemli adım taşlarından biri olan doğa, böylelikle bir buluşma noktası haline getirildi.

Araç trafiği ile direkt ilişkili olan proje alanının güney kısmında; cenaze meydanı kurgulandı ve bu meydan sık ağaçlık alan ile bütünleştirildi. Cenaze meydanı son derece dingin ve arınmış, doğayla bir olmuş bir atmosfere büründürüldü. Cenaze meydanı ve hayat avlusu görsel ilişkisi, cenaze terası ile sağlandı, akışkanlık düşey sirkülasyon ile desteklendi.

Kültür avlusu, +156.00 kotunda, parktan gelen yaya aksını karşılayacak şekilde konumlandırıldı. Alevilik, her zaman ilim ve hümanizm etrafında şekillenmiştir. Yunus Emre’nin bir deyişi de bunu destekler niteliktedir.

İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir

Sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır.

Bu nedenle kültür avlusu hayat avlusu ile ilişkili olarak kurgulanmıştır. Avlular arası kot farkı, hafif basamaklar ile birbirine bağlanmış, işlevler arası farklılıklar hafif bir şekilde belirtilmiş ve görsel ilişki her zaman korunmuştur.

Alevilik kişinin her zaman kendini bulmasının, öze ulaşmasının önemi vurgulamaktadır. Bunun yolunun ise ilim ve bir olmaktan geçtiğini söylemektedir. Yunus Emre bunu şu sözleri ile vurgulamıştır.

Okumakta murat ne, kişi Hakkı bilmektir.

Sen kendini bilmezsen, Hak bir kuru ekmektir.

Deyişler ve Alevilik felsefesi ışığında, tüm avlular insanların bir araya gelip bir kilit oluşturdukları buluşma noktası olarak tasarlanmıştır. Ek olarak, tüm avluların yeşil ile ilişkisi güçlü olarak kurgulanmıştır. Bu ise Alevilik’teki doğa, kendini bulma ve dinginlik ögelerini oluşturur niteliktedir.

3. Akışkanlık
Kuzey yönü +164.00 kotu yolu, hayat avlusu, kültür avlusu ve park içi yaya aksları akışkan bir sirkülasyon eğrisi çizmektedir. Yol- hayat avlusu- kültür avlusunu birbirine bağlayan aks boyu devam eden bir su ögesi, yönlendirici olarak kullanılmıştır. Su ögesi, Alevilik felsefesinde de bahsedilen akışkanlık, dinamizm ve döngü ögelerini çağrıştırmaktadır. Kuzey doğu yönünden gelen hayat avlusu, kültür avlusu ve yaya aksları, avlular arası geçişleri birleştirerek kesintisiz bir dolaşım güzergahı sunmaktadır. Parktan gelen yaya akslarının, hayat avlusu ve kültür avlusu kotlarına hemzemin olması cemevi külliyesinde devamlı bir engelli ulaşımı olmasını sağlamaktadır. Aynı durum kuzey yönündeki +164.00 kotundaki yol ile hemzemin olan mihman odaları, cenaze ve dede odası hacimleri için söylenmektedir.

4. Dinamik Avlu İlişkileri- Fonksiyon Dağılımı

a.Cenaze Meydanı

+164.00 kotu, yol ile direkt ilişkili olması nedeniyle cenaze terası ve cenaze terasını besleyen dua odası vb. İşlevler, cenaze meydanı yakınında konumlandırılmıştır. Bu işlevler açık sirkülasyon ve teraslar sayesinde hayat avlusu ile direkt bir görsel ilişkidedir. Mihman odaları, direkt olarak alanın batısındaki yoldan (3968.sk.) kullanılacak şekilde tasarlanmıştır.

b.Hayat Avlusu

+160.00 kotu, yukarıda bahsedilmiş olan hayat avlusu kotudur ve avluyu birebir besleyen aşevi, kahvehane, ön avlu, meydan evi, lokma odası ve muhabbet meydanı avludan kullanılacak ve avluyu besleyecek şekilde kurgulanmıştır. Aşevi cephesi gerektiğinde avluya ve terasa taşabilecek şekilde açılabilir olarak tasarlanmıştır. Kahvehanenin açılabileceği bir teras kurgulanmıştır. Böylelikle aşevi, kahvehane gibi toplu kullanım mekanlarında kapalı, açık ve yarı-açık mekan alternatifleri sunulmuştur. Aşevi mutfağı, servis hacmi olarak alt kotta çözülürken, avlu kotunda da bir hazırlık bölümüne yer verilmiştir.

Ön avlu, hayat avlusuna inen su ögesinin devamıyla girişi belirginleştiren bir şekilde tasarlanmıştır. Ön avlu ve lokma odası ilişkisi direkt olarak sağlanmıştır. Aynı zamanda bir ayakkabılık ve vestiyer alanına da yer verilmiştir. Meydan evi oldukça yalın ve mütevazi olacak şeklide tasarlanmıştır. Alevi kelimesi ışıktan gelen anlamındadır ve yaratılışın ışıktan geldiğini savunan deyişler bulunmaktadır. Meydan evi heykelsi tavan örtüsü ile direkt olarak cem alanına ve sızıntı şeklinde oturma alanlarına doğal ışık almaktadır, bu durum yaratılışa atıfta bulunmaktadır. Avlu cephesinde açılan yırtıklar ile iç-dış arasında görsel bir ilişki yakalanmıştır. Meydan evi doğa ve su ile çevrili dramatik ve dingin bir mekan olarak tasarlanmıştır.

c.Kültür Avlusu
+156.00 kotu, kültür avlusu olarak hayat avlusu ve parktan gelen akslar ile bütünleşmektedir. Kültür avlusundan girişini alan kültür kolu; atölyeler, derslikler ve yönetim birimlerini içermektedir. Kültür kolu girişi, bir galeriye açılmakta ve giriş amfiyle alt kota devam etmektedir. Atölye ve derslikler, yapılan işlerin sergilenebileceği ortak bir fuayeye açılmaktadır.

+151.00 kotu araç ulaşımının direkt olduğu kültür kolu girişidir. 1. kat kültür kolunda başlayan amfi bu kotta sona ermekte ve +151.00 kotu girişini karşılamaktadır. Bu alan satış, kafe, sergi salonu, konferans salonu fuayesi ve konferans salonunu bulundurmaktadır.

Tüm avlular kendilerini çevreleyen fonksiyonlar, yaya akışları ve bağlantılarıyla günün her saatinde yaşayan, dinamik toplanma noktaları olarak tasarlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın