Yeni İmar Yönetmeliği’ndeki eksiklik, mağduriyetlere sebep oluyor

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nde gözden kaçan ifadeler sebebiyle, pek çok insanı mağdur edilecektir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na; 

Ana caddeye cepheli ve paralel uzanan eski yerleşim adalarındaki arsalarda, sonradan yapılan plan değişikliklerinde, adanın ön ve arka sırası birlikte düşünülmediğinde, arka sırada olanların, Anayasa’nın 10-17 ve 35. maddelerdeki hakları elinden alınarak, ön sıraya verilmiş olmaktadır. 

Anayasa’nın 10. Maddesi’nde, “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz” denmektedir. 

Belediye teşkilatları, yaptıkları değişikliklerle, ana caddeye cepheli ve paralel uzanan adalarda, arka sırayı ilk haliyle aynı katta bırakarak (3 kat), ön sırayı önce 5 sonra 9-10 kata kadar çıkartmaktalar. Bu kat artışları, ön sırayı ihya, arka sırayı mahvetmektedir. Arka sıra 3 katta kaldığından, ön sıra binaların arka cepheleri de açık kaldığından; ön sıra değeri, hem önündeki yoldan hem de arka sıranın hava sahasını kullanmasından dolayı, katlarla ifade edilecek şekilde ihya edilmektedir. Arka sırada soba bacaları çekmez, televizyon yayınları izlenemez, uydu yayınları bile alınamaz ve en önemlisi güneş ışığı bile odalara düşmez hale geliyor. Böylece arka sıra öldürülüyor. 

Arka sıra 3 katta bırakılarak, hava sahası ön sıraya kullandırılarak, ön sıraya imtiyazlar tanınıyor. 

Anayasa’nın 17. Maddesi’nde, “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denmektedir. 

Yönetmelikteki ifade eksikliğinden dolayı, Belediyeler, yaptıkları düzenlemelerle, kişilerin maddi varlıklarını koruma haklarını elinden almaktadır. 

Anayasa’nın 35. Maddesi’nde de “Herkes mülkiyet ve Miras haklarına sahiptir” denmektedir. 

Belediyeler, düzenlemeleri yaptıktan sonra, o adada hakkı olanlara karar tebliğ edilmediğinden, vatandaşın haberi olmadığından, süresi içerisinde itiraz edip hakkını arayamıyor. Zaman içerisinde mülkün değeri öldürülerek, şahsın mülkiyet hakkı elinden alınmaktadır. 

Bu tür sonradan yapılan imar planı değişikliklerinde, eski yerleşim alanlarında bir zümreyi koruma, kayırma ve ihya etme adına, ön sıra 9-10 kata kadar yapılaştırılıyor. Arka sıra ise 3 katta kaldığından, fiziki olarak eskidiğinden, ekonomik açıdan şahıslarca yenileme imkanı olmadığından, müteahhitlerce rantabl olmadığından binalar yenilenemiyor. Böylece şahsın 50-60 yıllık mülkü heder oluyor. Anayasa’nın 10., 17. ve 35.

Maddeleri ile korunmuş hakları elinden alınmış, mağdur edilmiş oluyor. 

Bitişik nizamda yan sokak, arka sokak genişliği hiç dikkate alınmadan (4-6 m) sokaklar tarafından sokaklara terk yaptırılmadan, sundurmalarla doldurularak, arka sokağa kadar aynı katta ve yükseklikte binalar yaptırılıyorsa, ki yaptırılıyor. 

Ana caddeye cepheli ve paralel uzanan, eski yerleşim adalarında, sonradan yapılan değişikliklerde, insanların belediyelerce mağdur edilememeleri için; 
İmar Yönetmeliği’ne, “Ana caddeye cepheli ve paralel uzanan adanın iç sırasındaki parseller, iki sıra arasından yol geçmemek şartıyla, arsa kullanımı, bina yüksekliği ve çıkmalar aynen ön sıra gibi değerlendirilerek, imar ruhsatı verilecektir” cümlesi eklenerek; arka sırada yeri olan şahısların Anayasal hakları, değişik anlayıştaki yöneticilerin vereceği zarardan korunmuş olur. Böylece biz ve bizim gibi eski yerleşim adalarında oturan eski bina sahiplerinin de mağduriyeti giderilmiş olur. 

Etiketler

Bir yanıt yazın