Trajikomik Bir Yıkım Hikayesi: Kılıçoğlu Sineması

Eskişehir Kılıçoğlu Sineması'nın bir yıkılan bir yanan tarihine ve önümüzdeki sürecine göz atıyoruz.

Mevcudiyeti ortadan kalksa da adı her zaman aynı kalacak bazı kentsel mekanlar vardır, sizi ve kentsel belleği derinden sarsmış… Bugün Arkitera ekibi olarak üzerinde konuştuğumuz konulardan biri de buydu. Örneğin İnönü Stadyumu’nun adı ve tasarımı değişecek olsa da orası uzun bir süre herkes için İnönü olarak kalmaya devam edecek diye konuşuyorduk. Ya da Ali Sami Yen… Aslında bu kentsel mekanın toplumsal bellek ile kurduğu ilişkinin piyasa ekonomisi ile nasıl zorlandığı, toplumsal düşünceyi nasıl itilediği üzerine çok kolay ipuçları sunan da bir süreçti…

Bu sürecin bir parçası da kentsel rantın, belleği yok sayarcasına arazi üzerinde oynadığı oyunlar. Yanan Haydarpaşa Garı, Galatasaray Lisesi görüntüleri herkesin içine “bir oyun var” diye şüphe düşürdüyse paranoyak olan bizler değil, şüpheyi yayan ve sorunlu olan bir sistem var demekti. Ya da üzülerek izlediğimiz ve çoğumuzun hayatında önemli anlara tanıklık etmiş mekanların yerlebir edilişi bize bu sistemi işaret ediyordu… Taksim Meydanı, Emek Sineması bunlardan yalnızca birkaçı.

Bu mekanlar ve yıkım süreçleri sadece toplumsal bellek açısından değil kişilerin kentle kurduğu bağlar açısından da oldukça önemli. Bireysel olarak kafamızı kurcalayan sorular var. Örneğin yıktığımız bu bağlar, bizi nereye götürüyor? Yenilerini ne kadar zamanda kurabileceğiz? Daha ne kadar zaman İnönü demeye devam edeceğiz? Ya da demeli miyiz?

Bizler anormal kentsel dönüşüm hızına alışmak zorunda olan ve bu hıza maksimum uyum sağlaması gereken bir neslin çocukları olarak dünyaya geldik…

Bu sefer ilk buluşmalarını, öpüşmelerini, babalarla ilk sinemalarını izledikleri Kılıçoğlu Sineması’nı kaybetme tehlikesiyle karşı kaşıya olan Eskişehir’de kentsel dönüşümü anlamaya çalışacağız…

Porsuk Kenarı’nda Bir Sinema Salonu

Kimisinin anısında ilk elele tutuştuğu, kimisi için ise sinemayla tanıştığı yer olan Eskişehir Kılıçoğlu Sineması’nın bir yıkılan bir yanan tarihine ve önümüzdeki sürecine göz atıyoruz.

Levent Şentürk’ün cephesindeki pers tuğlalarına vurgu yaptığı yapının 1954 yılında Yüksek Mimar Abidin Mortaş tarafından projelendirildiği biliniyor. Porsuk’un hemen kıyısında bulunmasıyla, Eskişehir kent merkezinin en önemli yapılarından biri konumunda olan sinemanın kaderi açılıp kapanmalar, yakılıp yıkılmalar ile günümüze kadar uzanıyor.


Fotoğraf: Dilşah Aladağ

2006 yılında kira kontratlarının yenilenmemesi, yerine yapılacak avan projenin onaylanması ve yıkım kararının uygulamaya başlaması ile Kılıçoğlu sinemasının kapısına 16 Mayıs 2008 tarihinde bir daha hiç açılmamak üzere kilit vuruluyor ve 2010 yılında yapının yıkımına başlanıyor.

Yıkım sürecinde salonun metal aksamları, koltukları sökülüyor. Bir dönem alınan yıkım durdurma kararı ise artık görmeye alışık olduğumuz bir “itibarsızlaştırma” sürecine dönüyor ve yapı çürümeye bırakılıyor. 5 yıl boş bırakılan yapı, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir programlarından da nasibini alamayınca sessizce yıkıma terk ediliyor… Bu süreçte Kılıçoğlu Sineması’nın bulunduğu handa 6. kez yangın çıkıyor ve yapı büyük bir hasar görüyor.

Şuanda yapının ya yıkılması yada kendiliğinden çökmeye terk edilmesi bekleniyor. Eskişehirde artan AVM heyecanı ve sinemanın konumunu göz önüne alırsak bu belirsizlik süreci, bizi tanıdık bir sona götürüyor gibi.

Fakat bir kent simgesinin daha yok olmasına kimse izin verecek gibi durmuyor. Mimar Abidin Mortaş’ın kent belleğine ait bu değerli yapısının yıkılmaması için imza kampanyaları da başlatıldı. #‎kilicoglusinemasiyikilmasin‬ hashtagiyle’de sosyal medyadan çalışmaları takip etmek mümkün…

Hem kim bilir. Biz çok kötü filmler de gördük ama bu sinemada çok güzel filmler de oynadı… #‎kilicoglusinemasiyikilmasin

Etiketler

Bir yanıt yazın