Toroslar’a Selçuklu Tarzında Kültür Merkezi

Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, ilçeye Selçuklu mimarisi tarzında çok güzel bir kültür merkezi ile kentin en büyük Cumhuriyet alanını kazandıracaklarını söyledi.

Kültür merkezinin temelinin 10-15 gün sonra atılacağını ve 8 ayda tamamlanacağını belirten Tuna, Cumhuriyet alanının da 1,5 ay sonra biteceğini bildirdi.

Toroslar Belediye Başkanı Tuna, hayata geçirdikleri iki yeni çalışmayla ilgili İHA muhabirine açıklama yaptı. Toroslar bölgesinin toplantı yapılacak yer sıkıntısını gidermek için yol haritalarına bir kültür merkezi projesi koyduklarını ifade eden Tuna, ancak 2004-2009 yılları arasında hem ekonomik şartlar hem de arsa sıkıntısı nedeniyle projeyi hayata geçiremediklerini aktardı. 2004’ten bugüne kadar Toroslar bölgesinin her tarafında müthiş bir açılım, yenileşme ve çekim merkezi olma yönünde hızla ilerlediklerini vurgulayan Tuna, bu gelişmeye nihayet bir kültür merkezini de eklediklerini kaydetti. Halkkent-Güneykent mahalleleri arasında Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin köşesinde yaklaşık 11 bin metrekarelik alanda, kapalı alanı 11 bin 800 metrekare olan Selçuklu mimarisi tarzında çok güzel bir proje yaptırdıklarını ve ihalesini de gerçekleştirdiklerini anlatan Tuna, “10-15 gün sonra temeli atılacak ve 8 ay içerisinde tamamlanacak. 2013 yılının 10. ayına doğru da tamamen bitmiş olacak. İçerisinde 600 kişilik bir konferans salonu, iki tane 100 kişilik sinema salonu stilinde yapılmış toplantı yeri olacak. Ayrıca, kütüphane yapılması için bir kısmını İl Halk Kütüphanesi’ne tahsis edeceğiz. Diğer bölümleri de Toroslar Teknik Eğitim Kursları’nın (TORTEK) sınıfları olarak donatacağız. Çok donanımlı bir yapı olacak. dış görünüşü itibariyle de Mersin’de öyle bir bina yok” dedi.

Projeyi, Toroslar Kaymakamlığı’nın mimari projesini yapan mimara çizdirdiklerini de dile getiren Tuna, kaymakamlık binasının kültür merkezine 500 metre uzaklıkta olacağını, böylece aynı bant üzerinde çok güzel iki tane Selçuklu mimarisinde binanın hayata geçeceğini bildirdi. Projeyi çok önemsediklerine vurgu yapan Tuna, maliyetinin de yaklaşık 8 milyar lira olacağını söyledi.

“Mersin’in En Büyük Cumhuriyet Alanını Yapıyoruz”

Aynı zamanda Mersin’e ikinci Cumhuriyet Alanı’nı yaptıkları bilgisini de veren Başkan Tuna, üst yapısı bitme aşamasına gelen alanın 22 bin metrekare ve Mersin’in en büyük Cumhuriyet Alanı olacağının altını çizdi. Alanda, Mersin Üniversitesi Heykel Bölümü öğrencilerine iki yıl önce yaptırdıkları, Ankara Ulus Meydanı’ndaki heykelin kopyası olan, 4,5 metre yüksekliğinde Atatürk’ün at üzerinde bir heykelinin bulunacağını belirten Tuna, heykelin hazır olduğunu, kaidesinin yapılacağını, şu anda yerin beton dökümünün gerçekleştirildiğini dile getirdi. Alanın yapılacağı yerin çok çukur bir vadi olduğunu ifade eden Tuna, şöyle devam etti: “Burada önce dere ıslah çalışmasını yaptık ve Mersin’in bütün hafriyatını oraya gömdük. Burada yaklaşık 1 milyon kamyon hafriyat var. Yani iki yönlü bir çalışma oldu. Biz orayı hafriyat alanı olarak işaretledik, Büyükşehir Belediyesi’nin, MESKİ’nin, üniversitenin, adliyenin müteahhitleri bütün çıkan molozlarını oraya döktüler ve serme-sıkıştırmayı da sağlıklı bir şekilde yaparak gerçekten hem bize bir yer kazanımı oldu hem de Mersin’in bütün pisliğini, görüntü kirliliği oluşturacak malzemesini oraya gömdük. Bize de çok güzel bir alan çıktı. Cumhuriyet alanı 1,5 ay sonra tamamlanıyor. Alt yapısını kendi olanaklarımızla gerçekleştirdiğimiz alanın üst yapısının maliyeti 600 bin lira. Bitiğinde göreceksiniz, toplanma yeri olarak Mersin’de çok önemli bir merkez olacak.”

Ayrımcılık Eleştirilerine Yanıt

Mersin’e ikinci bir Cumhuriyet Alanı yaptığı için ‘bölücülük-ayrımcılık yapıyor, ikinci bir Cumhuriyet alanına ne ihtiyaç var’ diye eleştirildiğini de anlatan Tuna, eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Toroslar kendi kendine yetebilen bir ilçe olmalı. Yani merkeze bağımlı kalmadan kendi içinde bütün her şeyini karşılayabilen bir şehir olmalı. Bir merkeze gidip gelerek insanları yormanın gereği yok. İnsanlar

yaşadıkları yerde her hizmeti kendi ayağında alabilmeli, alamıyorsa o hizmeti siz götürmek durumundasınız. Çağın gerektirdiği şehircilik anlayışı da budur zaten. Ben öyle bakıyorum olaya, insanları taşıyıp yormaktan ve onların oluşturduğu trafik akışından kaynaklanan yoğunluk ve insanların o yolda geçen zamanlarını öldürmemek anlamında ben her işini kendi bölgesinde alabilen bir şehir düşünüyorum ki, onu da uygulamaya gayret ediyoruz. Bu bölge de özellikle bizim coğrafyanın merkezi. Harita üzerinde de baktığınızda hem gelişme noktasındaki göstermiş olduğu düzenli yapı oluşumu hem de coğrafyanın merkezinde olması, imarının çok düzgün olması mecburen burayı merkez yapmak durumunda bıraktı. Zaten her ilçenin bence bir merkezi bir toplanma alanı olması gerekir.”

Etiketler

Bir yanıt yazın