Topraktan Yapılmış Bir Gözlem Kulesi: Kiln Tower

Topraktan Yapılmış Bir Gözlem Kulesi: Kiln Tower

Boltshauser Architekten, sürdürülebilirlik projesinin bir parçası olarak Brickworks Müzesi için kilden bir gözlem kulesi tasarladı. Kule, İsviçre Cham'da bulunuyor.

Fotoğraflar: Lucia Frey

Bugün Brickworks Müzesi tarafından işletilen The Brickworks, İsviçre’de sağlam kalan tek el yapımı tuğla fabrikası ve şu anda koruma altında olan mimari bir anıt. Anıt olarak listelenmiş yapılar; ahşap bir tuğla kurutma kulübesi, artık çalıştırılamayan bir fırın, tarihi kil ocağının yaşam alanı, bahçeli bir konut yapısı ve yanmış bir ahırın yerinde bulunan bir müze binasından oluşuyor.

Boltshauser Architekten, Technische Universität München (TU München) ve Eidgenössische Technische Hochschule Zürich (ETH Zurich) öğrencileri ile birlikte, 2017 yılında, alan için yeni bir gözlem kulesi tasarlamaya başladı. Kule, ETH Zürih yaz okulunda üretilen toprak elementlerinden oluşuyor. Projeyle birlikte, ETH Zurich, TU München, yurtiçi ve yurtdışındaki diğer üniversitelerden yaklaşık otuz öğrenci, sıkıştırılmış toprak inşaatı konusunda uygulamalı deneyim kazandı.

Proje için, ziyaretçilerin tuğla fabrikasının ve çevredeki doğa manzarasının keyfini çıkarabilecekleri yaklaşık sekiz metre yüksekliğinde bir gözlem kulesi tasarlandı. Öngerilmeli toprak ve ahşap yapı, doğrudan Sitterwerk’te gerçekleştirilen bir modeli örnek alıyor ve dünyanın ilk öngerilmeli toprak yapısı oluyor.

Yapı malzemesi, kili pişmemiş formunda karşımıza çıkarıyor. Ayrıca, sıkıştırılmış toprak sayesinde arkaik inşaat yönteminin çağdaş gelişimini gözler önüne seriyor. Yeni kule, ziyaretçilerin yaklaşık sekiz metre yüksekliğindeki gözlem platformunun tepesinden alanı incelemesine ve personelin yeni ocakla tuğlaları yeniden fırınlamasına olanak tanıyor. Ayrıca mimarlar, diğer müze eserlerinin sergilenmesi için de bir alan yaratıyor.

Bitişik fırınlı sergi odası, sağlam katı bir ahşap tavana sahip. Sergi odasının karakteri, toprak elementinin varlığı ve fırın duvarının anıtsallığı ile tanımlanabilir. Öngerme elemanlarının arkasında yer alan açık derzlerin yarıkları sayesinde, ziyaretçiler, germe çubuklarının inceliğiyle tezat oluşturan, sıkıştırılmış toprak duvarların tüm katılığını deneyimliyor. Ayrıca bu elemanlara sergi panellerini veya eserleri tutması için çelik iskeletler eklenebiliyor. Çelik spiral bir merdiven, çatıdaki gözlem platformuna erişim sağlıyor.

Sıkıştırılmış toprak elemanlarla inşa etmek yeni bir yöntem değil, ancak boyutları nakliye ve montaj koşullarına bağlı değişen blokların arasında bulunan derzler, genellikle daha sonra zaman alan bir şekilde elle dolduruluyor. Bu yöntem, yapısal yeniliklerle yapım sürecinin verimliliğini ve sağlamlığını artırmayı amaçlayan, deneysel mimarinin teması olan prefabrik yapılaşmanın izlerini ortadan kaldırıyor.

Mimarların yaptığı ilk yenilik, sistemi deprem yüklerine karşı dayanıklı hale getiren öngermedir. Sadece basınç yüklerine dayanan toprak ve çekme dayanımlı çelik mükemmel bir uyum sağlıyor. İkinci yenilik, ahşap elemanlı taban plakalarının duvar strüktürüne entegrasyonudur. Toprağı erozyondan korumak ve birleşim ilkelerini göstermek için alandaki plakalara bir hava oluğu monte ediliyor.

Projenin bilimsel olarak izlenmesi, sıkıştırılmış toprak araştırmalarına katkı sağlıyor. İsviçre’de her yıl altmış milyon tondan fazla toprak ve kil kazılıyor ve bunların çoğu çakıl çukurlarını doldurmak için kullanılıyor. Bu atıl kaynağı kullanmanın yeni yollarını bulmak, beton ve tuğla gibi yoğun enerji gerektiren yapı malzemelerinin ikamesinde önemli bir rol oynayacak. Geleneksel bina yöntemleriyle karşılaştırıldığında, bu, yeni binalarda yüzde kırka varan enerji tasarrufu sağlayacak.

Etiketler

Bir yanıt yazın