TOKİ, Çeşme-Reisdere’de onanmış mevcut imar yoğunluğunu 5 kat arttırarak, Çeşme’yi betonlaştırıyor

"Çeşme'nin imarını bozmaya kimsenin hakkı yok" diyen Başkan Tütüncüoğlu, "TOKİ Planı için haklı itirazlarımızı Bakanlığa bildiriyoruz, düzelmez ise mahkemeye gideriz" dedi.

Başkan AKP’nin belediye meclisinde Termal Tedavi Kür Merkezi ihalesine karşı çıktığını, İzmir için 35 proje kapsamında söz verdikleri Balıkçı Barınağından da vazgeçtiklerini, Çeşme-Alaçatı-Çiftlik bölgelerinin turizm planlarının da hala beklendiğini vurguladı..

Çeşme belediyesi, kendilerine 22 Şubat 2013 tarihinde TOKİ plan revizyonu şeklinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca gönderilen plana itiraz etmeğe hazırlanıyor.”Çeşme’nin imarını bozmaya kimsenin hakkı yok” diyen Başkan Tütüncüoğlu, “Haklı itirazlarımızı Bakanlığa bildiriyoruz, düzelmez ise mahkemeye gideriz” dedi. Ayrıca AKP’nin Çeşme’nin gelişmesine engel olduğunu her fırsatta görmekten üzüntü duyduğunu söyleyen Başkan Tütüncüoğlu, Mart ayı belediye meclis toplantısında AKP meclis üyelerinin, Çeşme’de turizm sezonunu uzatmak için en önemli proje olan Termal Tedavi Kür Merkezi ihalesine karşı çıkmalarını anlayamadığını, oysa yine aynı proje için, ” ’20 yıllık hayali gerçekleştiriyorsunuz’ diyerek bizi tebrik etmişlerdi. Balıkçı barınağının ihtiyacını dile getirdiğimizde, İzmir için 35 proje kapsamında yapacaklarının sözünü vermelerine rağmen Çeşme Balıkçı Barınağı sorunu devam ediyor, engellemeyi yine kendileri yapıyor, biz ihtiyaçlarımız doğrultusunda bir barınak istemişken , abartan ve sonra vazgeçen yine onlar oldu. Malum Çeşme -Alaçatı-Çiftlik bölgelerinin turizm planlarını da hala bekliyoruz…” dedi.

Çeşme’yi Betonlaştırır

Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, TOKİ’nin Reisdere bölgesinde yapmaya hazırlandığı evlerin kanuna aykırı olduğunu belirterek, “Önceki gün bana gelen yazıları inceledim. Bu yazıda Reisdere bölgesinde at çiftliğini geçince 40 dönümlük bir hazine arazisi var. Bu bölge için TOKİ tarafından bir plan yapılmış ve yüzde 1.5 emsal alınarak 4 kat olarak hazırlanmış. Bu plana bakıldığı zaman Çeşme’yi betonlaştırma çalışması olduğunu anlıyoruz. Bu bizim yatay yapılaşmayı dikey yapılaşmaya çevirme anlamına geliyor. Bizim planlarımıza baktığımız zaman yüzde 0.25 olduğunu göreceksiniz. Buranın parsel büyüklüğü ise 1000 metre. TOKİ bize hiç danışmadan Ankara’da ilana çıkarıyor ve yoğunluğu da 1.50 olarak belirliyor. Bizde ise en fazla 6.5 metre yükseklik bulunurken TOKİ’nin planlarında 4 kat gözüküyor. Bu Çeşme’nin doğal yapısını bozup, burasını Kuşadası veya başka yerler gibi betonlaştırmaya açma girişimidir. Biz buna engel olmak için konuyla ilgili her türlü girişimi başlatacağız” dedi.

Bunlar Padişah Gibi

Tütüncüoğlu, TOKİ’nin Reisdere bölgesinde yapmaya başlayacağı konutların kanuna aykırı olduğuna vurgu yaparak, “Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 13.11.2002 tarihinde onaylanan Çeşme Çevre Düzeni Revizyon Planı’nda 1000 metrekare parsel çıkarıldı. Burada iki kat ve tek bağımsız plan yapılmış. Diğerinde ise 4.08.2010 tarihinde 300 sayılı İzmir İl Özel İdare kararı ile onaylanan Çeşme Çevre Düzenlemesi adı altında hazırlanan planda en küçük parsel 1000 metrekare en fazla 0.25 ve bir bağımsız birim gözüküyor. TOKİ tarafından hazırlanan planda ise en küçük parsel 500 metrekare en fazla kat adeti 4 gözüküyor. Burada iki kattan 4 kata çıkarıyor hem de emsal 0.25’ten 1.50’ye çıkarıyor. Burada çok büyük bir yoğunluk artışı var. Böyle yaparak Çeşme’nin betonlaşmasını sağlayacaklar ve doğal klimasına zarar verecekler. Bu Çeşme için çok ağır bir karar. Ve bu, Çevre Bakanlığının kararına aykırı, hem de İl Özel İdare’nin yaptığı plana aykırı. Biz itirazımızı hazırladık. Ne Çeşme Belediyesi, ne de sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmadan hazırlanan bu plana itirazımızı yapacağız. Türkiye’deki kanunları hiçe sayarak yapılmak istenen bu iş tam bir padişahlık örneği. Bu ‘Ben Kral’ım. Ne kanun ne de yönetmelik dinlerim’ anlamına geliyor. Bunun adı Çeşme planlarını bozma adına atılmış ilk adımdır. Çeşme Belediyesi olarak bunu engelleme adına her türlü girişimi yapacağız. Yürütmeyi durdurma ve iptal davası açacağız.

Termal Tedavi Kür Merkezine Karşı Çıkıyorlar

Bizim hedeflerimizden bir tanesi de Çeşme’de Termal Tedavi Merkezini kurmak ve Çeşme’de evleri ısıtmak. Dün yapılan meclis toplantısında bunun ilk adımını attık. Ilıca’da bulunan 29 bin metrekarelik alana bu tedavi merkezini yapacağız. Bizim üzüldüğümüz bu projeye Adalet ve Kalkınma Partisi’nin karşı çıkması oldu. Daha önce bize teşekkür edenler şimdi karşı çıkıyorlar.

Balıkçı Barınağından da Vazgeçtiler

Bugünkü iktidar partisi Çeşme’de ne yapılmak istenirse karşı çıkıyor. Ayrıca Deniz Ticaret Odası’nın yaptığı bir araştırmada İzmir ve ilçelerinde bulunan balıkçı barınaklarının sorunları adı altında bir araştırma yapılmış ve Çeşme’nin böyle bir problemi yok denilmiş. Bunu kabul etmiyorum. Balıkçılarımızın böyle bir problemi var. Buraya yapılmak istenen balıkçı barınağına da karşı çıktılar. Çeşme’de muhalefet durumundaki parti buraya yapılmak istenen her şeye karşı çıkıyor. Bizler Çeşme’nin güzelliklerini bozmalarına izin vermeyeceğiz ve mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde açıklamada bulunurken, Çeşme-Alaçatı-Çiftlik bölgelerinin planlarının da hala beklendiğine dikkat çekti..

Çeşmeliler Tepkili

Öte yandan TOKİ betonlaşmasını duyan Çeşmeliler tepkili.. “Bodrum, Marmaris gibi beton yığını bir Çeşme istemiyoruz. Bizi diğer turizm bölgelerinden ayrı yapan, bozulmamış doğamız ve klimamız. Bu imar yoğunluk artışı ve çok katlar, ilçemizin doğasını bozacaktır, kötü bir başlangıç olacaktır, buna izin vermeyeceğiz” diyerek tepkilerini dile getirdiler.

Etiketler

1 Yorum

  • azmi-acikdil says:

    Reisdere:Çocukluğumda, ata biner gibi bacak aramıza aldığımız tütün kargılarını at yaptığımız tozlu sokaklarında koşuşturduğumuz köy.

    Yer gök taş, evler taş, yollar taş tozu, sokakların iki yanı bahçe duvarları kilometrelerce taş, bazıları tek çoğu iki katlı büyük sakız tipi planlı evler. Alt katları tütünlerin deniz kıyısında ki tarlalardan kırılarak eşekler ile getirildiği doldurulmuş küfelerin boşaltıldığı ve çoluk çocuk yaşlı her aile ferdinin bu tütünleri şişlere dizdikleri kireç sıvalı duvarları tütün kokusu sinmiş, rabıta kaplı tabanları, ahşap kirişli tahta tavanları,kapıları iki kanatlı tek mekanlı büyük depolar.

    Bir ucunda dizilen şişlerin kargılara geçirildiği istif bölümü, bir ucu mutfak, zifirli eller ile yapılmış yemeklerin yine zifirli eller ile yiyerek tadına varamadığınız ama bahçede yetiştirilmiş elbette doğal sebzelerden yapılmış domates salatası ve taze fasulyenin, zeytinyağının leziz tadını biz de çocuk halimizle tadını anlamadığımız yemekleri yerken bir taraftan da tütün dizen usta yaşlı eller, yorgun yüzler ama gülümseyecek hatta gülecek kadar da neşeli yaşlı yüzler, çakır gözlü güzel yengelerim, halam ve yeğenlerim.

    Arnavutluktan mübadele ile buraya yerleşmişlerdi dedemin kardeşleri, Reisdere Köyü tamamen akraba. Her yaz bizde Manisa’dan tatile gelirdik, bize tatil babama amca çocuklarını ziyaretti aslında onlar sabahın alaca karanlığında şimdi villa dolu o zaman ki tütün tarlalarına giderler öğle güneşi tepeye varmadan köye dönerlerdi. Basık tepenin bir ucu deniz arka ucu köydü.

    Öğleyin yemekten sonra biraz dinlenilir kahve çay ve sohbetten sonra ikindi vaktine yakın yine tepe aşılır denizin hafif çalkalandığı beyaz köpüklü hali sırttan güzel gözükürdü. Bizler eşeklerin semerine bağlanmış iki yanında ki boş tütün küfelerinin içinde sallana sallana elde çomaklar ile eşeğe vuracağımıza birbirimize vurmak ister korunmak için küfenin içine çökerdik. Tütün tarlasında ki hasırdan çardaklara malzemeler indirilirdi. Bizde büyüklerin yardımı ile küfelerden indirilir, denize don gömlek girerdik. Akşamın karanlığı basmadan güneş denize değmeden dönüş başlar yorgun bizler dolu küfelerin yerine eşeklerin semerine diğerimizde kıçına biner tıngır mıngır köyün yolunu tutardık.

    Gündüz dizilmiş tütünler kargılara geçirilmiş evde kalan ihtiyarlar tarafından güneşe sergiye çıkarılmış bile. Akşam yemeğinde yorgunluktan uyuya kalan bizler uykuda, eşek sırtında ki sallanmadan semerin sırtımıza vurup açıyan kemiklerimizin sızısını duymazdık.

    Eski bir Rum Köyü idi Reisdere. Her bahçe duvarı her evi beyaz kireç boyalı hatta avlularının tabanları dahi bembeyaz temiz bir köydü. Sanki planlı dar gölgeli sokakları bakımlı evlerinin, ufak ama koruk asmasının mutlaka olduğu avluları bazılarının sebze yetiştirildiği geniş bahçeleri vardı. Kuyusu olan da vardı ama suyu kıttı köyün belli yerlerde ki köy kuyularından çekilirdi su.

    Üst kata bahçesinde ki taş basamaklı merdivenden çıkılır son basamağın sahanlığı geniş kare planlı bir taraça olurdu. Akşam içeriye yatmağa girmeden burada denizden gelen tatlı serin esinti ile bir sigara daha içilir, daha sonra konuşmalar seyrelir, yorgunluk çöker, gözlerin kapandığı akşamın karanlığında zor seçilir, iyi akşamlar diyen orta yeri sofa dört büyük odalı üst katın oda kapıları bir bir kapanırdı.

    Önce Rumlar Sakız’a sonra mübadele göçmenleri Arnavutlar İzmir’e göçdü Reisdere’den. Şimdi TOKİ geliyormuş. Gelse ne olur? Gelmese ne olur? Eski anılar, evler, tozlu sokaklar, esintili taraçalar, en önemlisi muhabbetin vesilesi tütün, tütünün zifti kokusu yok artık. Beyaz evlerin bir çoğu yıkık bir kısmı yıkılarak yenilenmiş alacalı renklenmiş.

    Toki gelse nolur? Gelmese de hatırım kalmaz, gelse de hatıram olmaz.

Bir yanıt yazın