Terkedilmiş Endüstri Alanlarından Eko-Bölgelere: Brownfield

Avrupa şehirleri, kentsel yayılmanın aksine sürdürülebilir stratejileriyle şehir sakinlerine hizmet veren canlı, yaşanabilir ve yürünebilir alanlar sunmaya devam ediyor.

Avrupa’nın çoğu yerindeki şehir, “Brownfield” olarak isimlendirilen terkedilmiş endüstri bölgelerini, mevcut araziden yararlanan ve yayılmayı engelleyen yoğun, yaşanabilir ve çevre dostu mahallelere dönüştürüyor. (1)

Brownfield, tehlikeli bir maddenin veya atığın muhtemel mevcudiyeti nedeniyle genişletilmesi, yeniden geliştirilmesi veya yeniden kullanılması bakımından karmaşık alanlar. Temizlenmesi ve yeniden işlevlendirilmesi, hava ve su kalitesine zarar veren kirleticileri ortadan kaldırabilir, yeşil alanlar üzerindeki rant baskısını azaltabilir. Terkedilmiş ve yeterince kullanılmayan alanları, parklar ve meydanlar gibi kamusal alanlara, karma kullanımlı mekanlara veya konutlara dönüştürebilir. (2)

Brownfield mülkleri genellikle altyapının halihazırda mevcut olduğu merkezi alanlarda bulunuyor, bu da onları geliştirme için değerli mülkler haline getiriyor. Altyapı harcamalarını yollara, su ve kanalizasyon hatlarına yönlendirmek de bu alanları geliştiriciler için daha çekici kılıyor. Toplu taşımaya veya iş merkezlerine olan yakınlık, insanların ulaşım mesafesini azaltıp onlara başka ulaşım seçenekleri sunuyor. (2)

Brownfield mülklerinde gerçekleştirilen ve genellikle kentsel planlama yarışmalarının sonucu olan projeler, vatandaş katılımını da ön planda tutuyor, yerel ev sahiplerinin yeni evlere yerleşip statükoyu koruduğu savurgan bir uygulamanın yerine sakinlerin yeni yaşam alanlarında söz sahibi olabildiği, bölgenin nasıl görüneceğine ve ne tür açık alanlara sahip olacaklarına dair seçim yapabildikleri bir süreç sunuyor. (1)

Seestadt Aspern

Günümüzde konut oluşumu çok çeşitli. Bu çeşitliliğe uygun konut seçenekleri ile cevap vermek önem arz ediyor. Değişen demografiye uyan, toplumu teşvik eden ve dayanışmayı artıran uygun fiyatlı konutlara olan talep gün geçtikçe artıyor. Konut çeşitliliği, kişinin yaşadığı toplumu ve nasıl yaşayacağını seçme imkânı veriyor. Brownfield proje geliştirmelerinin çoğu çeşitli konut türlerini barındıracak şekilde tasarlanıyor. (1)

Berlin, Viyana ve Freiburg gibi şehirler, genellikle banliyölerde tek ailelik evler barındıran ortak konutlardan farklı olarak şehirlerde bulunan çok katlı binalardan oluşan “baugruppen” konsepti gibi stratejileriyle piyasa dışı konutlar için proaktif arazi politikalarına sahip. Sürdürülebilirlik, satınalınabilirlik veya diğer yenilikleri içeren projeler tercih ediliyor. Birçoğu verimlilik standartlarına göre inşa ediliyor. (1)

Hollanda’nın Utrect şehrinde, oldukça eski fabrika binalarından oluşan bir alanda inşa edilen Merwede bölgesi, bisiklet kültürünü geliştirmek için trafiğe kapalı bir mahalle sunuyor. Tasarımcılar, araçların kamusal alan tasarımını dikte ettiği çoğu dünya şehrinin aksine sakinlere ihtiyaç duydukları her şeyi yürüme mesafesinde vermeyi hedefliyor. (3)

Merwede, yaklaşık 60 dönümlük bir alanda, yayalara ve bisikletçilere odaklanan ve Hollanda’nın tüm bölgelerine bağlanan toplu taşıma araçlarıyla 12.000 kişiye ev sahipliği yapacak. Orada yaşayan herkes için ortak araba ve bisiklet filosu sağlanacak. Hane başına bir veya birden fazla araba yerine her üç hane için bir araba bulundurulacak. (3)

Sürdürülebilirlik çabalarının bir parçası olarak yeşillik, bina çatılarına kadar uzanacak ve güneş panelleri ile enerji üretimi gerçekleştirilecek. Yakınlardaki kanaldan gelen su, bölgeyi ısıtmak ve soğutmak için Hollanda’nın en büyük yeraltı ısıtma ve depolama tesisinde kullanılacak. (3)

Berlin’de yer alan Eski Tegel Havaalanı’nın 500 hektarlık arazisinde, kentsel teknolojiler için bir araştırma ve endüstri parkı inşa ediliyor: Berlin TXL – Urban Tech Republic. İnovasyon parkı, 21. yüzyılda gelişen metropolün devam etmesini sağlamayı amaçlıyor. Burası, kentsel teknolojilerin araştırıldığı, geliştirildiği, üretildiği, test edildiği ve ihraç edildiği yer olacak. (4)

Projenin bir parçası olan yeni yerleşim bölgesi Schumacher Quartier, 200 hektarlık peyzaj alanı, kreşler, okullar ve alışveriş tesisleri ile canlı bir mahallede 10.000’den fazla kişi için 5.000’den fazla daire sunuyor. (4)

Schumacher Quartier

Proje, enerji tüketimini en aza indirgemeyi hedefleyen iklim adaptasyonuna odaklanıyor. Dünyanın en büyük masif ahşap bina koleksiyonuna sahip olacak, neredeyse her proje Passivhaus verimlilik seviyelerine göre inşa edilecek. (4)

Almanya’nın güneyindeki Freiburg’ta yer alan Vauban bölgesi, sürdürülebilir kentsel yaşam örneklerinden bir diğeri. Yerel topluluk ile birlikte iş birliğine dayanan tasarım süreci ile geliştirilen proje, çevre dostu bir yaşam konsepti sunuyor. (5)

Bölgede sokaklar olsa dahi arabalar neredeyse hiç geçmiyor. Tüm okullar, işyerleri ve alışveriş merkezleri yürüme mesafesinde yer alıyor, yaya ve bisiklet yolları ile verimli ve yeşil bir ulaşım ağı oluşturuyor. (5)

Tüm binalar, minimum düşük enerji tüketimi standartlarını karşılamayı hedefliyor. Kamusal enerji ve ısı, bir bölgesel ısıtma şebekesine bağlı ısı ve güç jeneratörü tarafından üretiliyor. 100 adet ev, “plus-energy” standartlarına bağlı kalıyor ve kullandığından daha fazla enerji üretiyor. (5)

Organik evsel atıklar anaerobik çürütücü ile işleniyor. Ayrıca proje, benzersiz bir ekolojik kanalizasyon sistemini bünyesinde barındırıyor: vakum boruları tarafından emilen dışkılar çürütücüye taşınıyor ve yemek pişirmek için kullanılan biyogaz üretiliyor. Gri su, biyofilm tesislerinde temizleniyor ve su döngüsüne geri kazandırılıyor. (5)

GEMIS yazılımı sayesinde bölgenin yaşam döngüsü ve malzeme akışı izleniyor. Binalar, altyapı, elektrik temini, ısı temini, su ve atık, trafik ve özel tüketim açısından tam bir yaşam döngüsü perspektifiyle analiz ediliyor. (5)

Etiketler

Bir yanıt yazın