Tayland’da Modern Alüminyum Müzesi

Tayland’da Modern Alüminyum Müzesi

HAS Design and Research tasarımı Museum of Modern Aluminum (MoMA)’un fikri Tayland’da alüminyumun önemini yeniden canlandırmayı amaçlayan bir grup hevesli müşteriden çıkmış.

Fotoğraflar: W Workspace

20. yüzyılın sonlarında Tayland, Güneydoğu Asya’nın en büyük alüminyum üreticisiydi. Çeşitli ve bol alüminyum profilleri yalnızca yerel pazarı karşılamakla kalmayıp, denizaşırı pazarlara da ihracat yapmasıyla biliniyordu. Ancak, Asya Mali Krizi 1997’de beklenmedik bir şekilde endüstriyi etkiledi. Bu, Tayland’ın alüminyum endüstrisinin hayatta kalabilmek için ülke çapındaki hırdavat pazarlarına düşük fiyatlarla alüminyum profiller satmasına sebep oldu ve bu da günümüz Bangkok sokak manzarasını oluşturan reklam tabelalarının, balkon çitlerinin ve zemin kat uzantılarının karmaşasıyla sonuçlandı.

Böyle bir ortamdan doğan MoMA, yoğun trafiğin çeşit çeşit reklam tabelalarını takip ettiği Bangkok’un eteklerindeki en işlek trafik merkezinde yer almakta. Ana yollar Grand Palace, Wongwian Yai, Bangkok Üniversitesi’ne ve Bangkok’taki tek ada olan Ko Kret’e çıkıyor. On yıldan daha uzun bir süre önce Ko Kret’i dolduran ateşböcekleri, adayı Bangkoklular için doğal bir dinlenme yeri haline getirdi.

HAS desgin and research, MoMA’nın yalnızca bir kamusal alan olarak değil, aynı zamanda meşgul şehir sakinleri için bir kaçış noktası olarak da hizmet etmesini istemiş. Yapı Ko Kret Adası’nın doğal manzarasını proje alanına kadar genişletip devam ettiriyor. Gün boyunca, sarkan ve rüzgarda sallanan elemanlarıyla, yoğun Ratchaphurek Yolu’na yumuşaklık ve hafiflik hisleri getiren bir karahindibaya benzetilebilirken, geceleri oldukça ticarileşmiş olan Ratchaphruek Yolu’na doğa ve huzur hisleri getiren bir ateşböceğine dönüşüyor.

MoMA, alüminyum şeritleri yalnızca teşhir öğeleri olarak kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda mimaride, iç mekanda, peyzajda, aydınlatma ve mobilyalarda devam ettirerek, iç ve dış mekanda bir bütünlük duygusu yaratıyor. Cephe, tıpkı bir karahindibanın tüyleri gibi, her biri biraz farklı renk ve dokuya sahip on binlerce alüminyum şeritle kaplanmış. LED aydınlatma ile birleştirilen alüminyum şeritler, ön cepheden iki yan cepheye ve ardından batı kısmındaki “tünel” alanına yayılıyor ve dış ortamın gürültüsünü filtreleyerek ziyaretçileri sessiz sergi alanına yönlendiriyor.

Cephede bulunan alüminyum şeritler yalnızca çeşitli aydınlatma işlevlerini sağlamakla kalmıyor, fazla güneş ışığının geçişini önleyerek iç mekanda konforlu bir ortam sağlamayı amaçlıyor. Sergi alanının esnek oluşu, çeşitli sergileme, karşılama ve etkinlik ihtiyaçlarını karşılıyor. En üst katta, kapalı manzara, mevsimlik bitkilerle yüzen bir adayı andırıyor ve ateşböceklerinin serpilmesi için kentsel bir ekolojik alan yaratıyor.

MoMA’nın tasarım süreci, sokaklarda yaygın olarak görülen alüminyum tabelaların incelenmesiyle başlamış ve ardından alüminyum tüm binayı birbirine bağlayan bir unsur olarak kullanılmış. Alüminyum profillerin araştırılması yoluyla, belirgin bir mimari doku yaratılmış ve Tayland’ın beton ormanında yeni bir yöresel anlayış keşfedilmiş.

Etiketler

Bir yanıt yazın