Leica’nın yeni mağazası ve galerisi, New York’un Meatpacking District bölgesinde kapılarını açtı. Format Architecture Office tarafından tasarlanan yapı, krem rengi tuğlalarla oluşturulan dikkat çekici bir cepheye sahip.
Fotoğraflar: Nick Glimenakis.
Leica Store and Gallery, yıllar içinde bakımsızlığa terk edilmiş, 1950’lerden kalma “önemsiz” bir binanın yerini aldı.
Format Architecture Office, projeyle ilgili şu açıklamada bulundu: “Sadece iki katlı olan ve altı metreyi geçmeyen dar bir cadde cephesine sahip bu bina, bölgede kalan en küçük yapılardan biri olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda, mahallenin giderek lüksleşen yapılaşma eğilimine karşı nadir bir istisna oluşturuyor.”
Kapsamlı bir yenileme süreciyle, binanın orijinal ahşap iskeletli tavanı gibi karakteristik detaylar korunarak toplam kullanım alanı 372 metrekareye çıkarıldı.
Üst kattaki döşeme kısmen geri çekilerek, giriş bölümünde çift kat yüksekliğinde etkileyici bir asma kat oluşturuldu. Ayrıca, alt kata doğal ışığın ulaşabilmesi için yeni çatı pencereleri eklendi.
İkinci katın arka kısmında ise, 93 metrekarelik açık terasa açılan yeni bir çelik katlanır cam kapı inşa edildi.
Format Architecture Office, binanın ön cephesini tamamen yenileyerek, zemin katta çelik ve camdan oluşan şık bir mağaza vitrini, üst bölümde ise tuğla işçiliğiyle tasarlanmış bir duvar oluşturdu.
Mimarlık ofisinin açıklamasına göre, merkezde kullanılan krem rengi tuğlalar, bir çerçeveyle sarılan kafes biçiminde döşenerek, bölgede sıkça rastlanan dekoratif tuğla rölyeflerinin modern bir yorumunu yansıtıyor.
Gündüzleri üst kata doğal ışığın girmesini sağlayan bu kafesli cephe, gece olduğunda çerçeve içine entegre edilen aydınlatmalar sayesinde etkileyici bir ışık oyunu sunuyor.
“Basit ile karmaşık arasındaki denge, kolayca sıradanlığa ya da aşırı karmaşıklığa kayabiliyor ve bu da tüm kompozisyonun çökmesine neden olabiliyor. Projede bu dengeyi doğru seviyede tutmak bizim temel görevimizdi.”
Mağazanın iç mekan tasarımı, Alman tasarım stüdyoları Holzrausch ve OHA’nın ortak çalışmasıyla hayata geçirildi.
Cadde cephesinden girişte, Leica’nın kameralarının sergilendiği cam vitrinler ve sıcak bir atmosfer oluşturan ahşap kaplamalar dikkat çekiyor.
Açık tonlardaki ahşap zemin, mağazanın arka bölümüne doğru devam ederken, beyaz duvarlarla çevrili fotoğraf galerisi, tavan raylarına yerleştirilen aydınlatmalar ve yan duvarlardaki gizli ışıklar sayesinde zarif bir şekilde aydınlatılıyor.
Üst katta yer alan stüdyo alanında, orijinal tuğla duvarlar yeni cepheyle uyumlu olacak şekilde boyanarak, mağaza genelinde eski ile yeniyi harmanlama fikri öne çıkarıldı.
Format Architecture Office’un kurucu ortağı Matthew Hettler, projeye ilişkin şunları söyledi: “Koruma altındaki bir yapıda çalışmanın en büyük zorluklarından biri, binanın ve çevresinin tarihine saygı göstermekle birlikte, içinde yeni ya da yenilikçi bir unsura yer açabilmektir.”
Hettler sözlerine şöyle devam etti: “Bu süreci aşabilmek için, projenin çok erken aşamalarında mahalle yönetim kurulu üyeleri ve Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu ile yakın temas halinde çalıştık. Böylece anlatmak istediğimiz yeni hikâyenin, yapının geçmişiyle uyum içinde olmasını sağladık.”
Manhattan’ın Meatpacking District bölgesi, son yirmi yılda büyük bir dönüşüm geçirerek, eskiden kötü şöhretli bir semtken bugün şehrin en cazip mahallelerinden biri haline geldi.