Sanata Bir İyilik Yap, Sokağa At!

Sokak sanatının en güçlü temsilcilerinden Kurt Wanner, 1 Haziran 2011 Çarşamba günü, İstanbul Bağdat Caddesi'nde üç boyutlu bir zemin grafiği tasarladı.

Belgesellerde ya da dergilerde yıllardır ilgiyle izlediğimiz işlerden bazıları kaldırıma çizilen 3 boyutlu imajlar… Sokak sanatında çığır açan bu işler, bir süre sonra yenilerinin gelişmesine de öncülük ettiler. Kar amacı gütmeyen bir tür olan sokak sanatının bugünkü haline geleceği ve bu kadar sevileceğini kim tahmin edebilirdi ki? Sokak sanatının en güçlü temsilcilerinden Kurt Wanner, 1 Haziran 2011 Çarşamba günü, İstanbul Bağdat Caddesi’nde üç boyutlu bir zemin grafiği tasarladı. İş, 13 Haziran’a kadar Şaşkınbakkal’daki Nezih Kitabevi’nin önünde sergilenmeye devam edecek. Arkitera Mimarlık Merkezi olarak Wenner ile görüştük ve tebeşirin sanata nasıl dönüştüğünü izledik.

Kurt Wenner, Kaliforniya’da doğmuş bir tasarımcı. 14 yaşında sanatçı olmaya karar vermiş. Rhode Island Tasarım Okulu ve Tasarım Sanatı Merkez Koleji’nde eğitim gördükten sonra, 1982’de NASA’da çalışmaya başladı. NASA’da çalıştığı dönemde işi, dünya dışındaki sistemlerin yüzey arazilerini ve gelecekteki olası uzay projelerinin kavramsal resimlerini çizmek olan Wenner, 1991’de İtalya’ya giderek klasik sanat ve Rönesans sanatı üzerine yoğunlaştı. Rönesans sanatına hayranlığı 1980’ler ve sonrasında gördüğü “modern ve çağdaş sanat” etiketli işlerin O’na göre niteliksizliği nedeniyle daha da arttı.

“Her nesil dünyaya başka bir gözle bakıyor” diyen Wenner’ın klasik İtalyan ve Rönesans sanatından etkilenerek oluşturduğu üslubu ve 3 boyutlu illüzyon yaratan çizim teknikleriyle sokak ressamlığı, tebeşirle fresk çizimi, kaldırım sanatı gibi grafik sanatlar tamamen farklı bir hal aldı. Kullandığı perspektif tipi diğer Rönesans sanatçılarından daha farklı. Anamorfizma ve Fresk tavan resimlerinde kullanılar özel yükseklik ilüzyon tekniğinden ilham aldı.

Wenner’ın yeni bir sanatsal form olarak ortaya koyduğu 3 boyutlu sokak ressamlığı, diğer sanatçılar tarafından ancak 15 yıl sonra ve bilgisayar programlarının yardımı sayesinde taklit edilebildi. O’nu taklit edenler sadece tekniğini değil, aynı zamanda hikayesini de kullandılar. Wenner’dan ilham alan / taklit eden kişiler arasından beğendiği tek isim ise Eduardo Relero.

Wenner, sanatını ve çalışmalarını anlattığı “Asphalt Renaissance: The Pavement Art and 3-D Illusions of Kurt Wenner” (Asfalt Rönesansı: Kurt Wenner’ın Kaldırım Sanatı ve 3 Boyutlu Yanılsamaları) adlı kitabını yakın zamanda yayımladı. 1987 yılında çekilen ve Wenner’ın Avrupa’daki eserlerini konu alan “Tebeşirle Yaratılan Başyapıtlar” adlı National Geographic belgeseli, New York Film Festivali’nin güzel sanatlar kategorisinde birincilik ödülünü aldı.

Büyük markaların bu işi yapması için sponsor olacağını aklına bile getirmediğini belirtiyor Wenner. Bugüne kadar aralarında Nike, Microsoft, Toyota, Warner Bros, General Motors, Absolut Vodka, British Airways, Disneyland, Greenpeace, Knorr, Nescafé, Sony ve Panasonic için tasarımlar yaptı. Başka bir müşterisi ise oldukça dikkat çekici: Papa 2. Jean Paul!

Fransa’dan Tayvan’a, Hong Kong’tan Güney Afrika’ya 24 farklı ülkede farklı çalışmalara imza attı. Wenner birçok farklı kurum, okul, müze ve topluluk için özellikle “İtalyan sanatında biçim ve yanılsama”, “perspektif ve yanılsama”, “temel çizim teknikleri”, “renk ve çizim teknikleri” konularında atölyeler düzenliyor.

Sergi ya da reklam/tanıtım amaçlı olarak gerçekleştirdiği 3 boyutlu sokak ressamlığının yanında Wenner, hiçbir zaman mimarlık eğitimi almadı. İtalya’da mimarlık tarihi üzerine dersler aldığı halde, büyük malikanelerin ve konutların mimari tasarımını da yapıyor. Wenner aynı zamanda yağlı boya tablo, fresk, mimari ve heykel sanatında da birçok eser veriyor.

Kurt Wenner, Türkiye’de ilk defa böyle bir iş yapmaktan mutlu olduğunu belirtti. Düzenlenen basın toplantısında bu işi ilk yapmaya başladığında genç neslin buna göstereceği ilgiyi öngördüğünü söyleyen Wenner, gelecekte gençlerin daha büyük zorluklarla karşılaşacağını ve bunun için onlara ilham kaynağı olmayı amaçladığından da bahsetti. Toplumun tasarım sürecinde sanatçıya destek vermesi gerektiğini anlattı. Grafitti dahil sokak sanatının tüm dalları için toplumun anlayış ve açık fikirli olmasının önemine dikkat çekti.

Kurt Wenner’ın Vestel için yaptığı grafiği, 13 Haziran’a kadar Şaşkınbakkal’daki Nezih Kitabevi’nin önünde görebilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın