Mimarlar Odası’ndan “Maslak 1453″e Dair Basın Açıklaması

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Ağaoğlu'nun son günlere damgasını vuran "Maslak 1453" projesiyle ilgili basın açıklaması yaptı.

Yapılan basın açıklaması şu şekilde:

“Değerli Basın Mensupları,

Bugün tüm dünyada sermaye, yaşamakta olduğu krizi aşmak için kentleri, tarihsel, doğal ve kültürel değerleri metalaştırarak ekonomiye girdi olarak sokma peşindedir. Toplumsal muhalefetin baskılandığı toplumlarda bu süreç; tarihi, doğal ve kültürel değerlerin büyük bir tahribatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemlerde ülkemizde “afet riski tehlikesi” adı altında gündeme gelen ve imar mevzuatları olarak karşımıza çıkan düzenlemelerin tek amacı da, metalaştırılan kent topraklarından azami rant sağlamaktır.

Bilindiği gibi, her paylaşım, doğası gereği farklı taraflar oluşturur. Bugün ülkemizde yaşanan süreçte de, bir tarafta yaşam kaynaklarını insanlığın geleceği için koruma mücadelesi, diğer tarafta ise yaşam kaynaklarını metalaştırarak mali kaynağa dönüştürme çabası yer almaktadır.

Yargının siyasallaştırıldığı, toplumsal muhalefetin susturulmaya, meslek odaları gibi kamu kurumlarının da yasal düzenlemelerle hizaya getirilmeye çalışıldığı bir süreçte; sınır tanımayan bir gücü elinde bulunduran iktidarın yarattığı hukuksuzluk ortamından yararlanmaya çalışan kimselerin ortaya çıkması da kaçınılmazdır. Son günlerde bu duruma dair en önemli örnek, “Maslak 1453” isimli projedir.

İlgili projenin reklamları, görsel ve yazılı basında yer almaya başladığı ilk günden itibaren, gerek yeri ve yaptığı tahribatın boyutları ile gerekse reklamda kullanılan dil itibarı ile kamuoyunda tartışmalara konu olmaktadır.

Projenin yer aldığı alan, kentin en önemli ekolojik koridor alanlarından biri olan ve herhangi bir yapılaşmanın olmadığı, bu anlamda da kuzeye doğru meydana gelebilecek yapılaşma baskısını durduran tampon bölge niteliğindedir. Riskli jeolojik yapısı, dere koruma ve taşkın alanları ile Cendere Vadisini de kapsamakta olan bu önemli bölge, Büyükkent bütünlüğü açısından ekolojik rezerv ve kentsel rekreasyon alanı olarak değerlendirilmesi gerekirken; ilgili imar planları T.C Başbakanlık Toplu Konut Dairesi Başkanlığı tarafından yerel yetkilerin gaspı ile hazırlanarak, onaylanmıştır. Söz konusu plan alanı Şişli İlçesi, Ayacağa Gecekondu Önleme Bölgesi’ni içermekte olup, TOKİ Başkanlığı’nca hazırlanarak onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı iptali için 12.11.2010 tarihinde açmış olduğumuz bir dava söz konusudur.

Elimize ulaşan ve dava konusu 11.08.2010 onanlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığını belirten bilirkişi raporunda ise, bilirkişi heyetinin şu tespitleri oldukça önemlidir:
Dava konusu 11.08.2010 onanlı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı, üst ölçekli plan olan 13.02.2009 onanlı,1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile uyumsuzluk göstermekte;

Kentin yaşamsal varlığı için vazgeçilemez önem teşkil eden orman alanları üzerinde yapılaşma baskısı oluşturarak doğal hayatın sürekliliğini de kesecek içerikte bir yaklaşım ortaya konmakta;

Orman alanı sınırında bulunan alanın, dava konusu planda olduğu gibi yüksek yapılaşma katsayılı (E:2.20) değerlerle yapılaşmaya açılması, üst ölçekli planın amaç ve planlama ilkeleri ile tamamen aykırı bir içerik ortaya koymakta;

İçerdiği vadi tabanları, yüksek eğim derecesi ve toprak yapısı sebebiyle jeolojik açıdan önemli eşiklere sahip olan arazide, tüm bu eşikler aynı yapılaşma koşullarında konut alanı olarak ön görülerek özellikle İstanbul gibi deprem kuşağında bulunan bir kent için hayati bir risk ortaya koymakta;

16.09.2011 onaylı 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı ile de; yeşil alan oranının azaltıldığı, konut alanının artırıldığı, alanın sınırlarının büyütüldüğü ve dolayısı ile 2010 onanlı planlara göre donatı standartlarının daha da azaltıldığı görülmektedir.

Söz konusu davada, kamu yararı lehine belli bir aşamaya gelinmesinden hemen sonra, “Maslak 1453” isimli projenin reklamlarının ortaya çıktığı ve satışlarının yapıldığı görülmektedir; bu anlamda bahsi geçen projenin reklamlarının zamanlaması da dikkat çekicidir.

Sınır tanımayan bir iktidardan alınan güç nedeniyle; geçmişte ilkel yöntemlerle ve sadece rant amaçlı binalar yapan bir inşaat şirketi, bugün aynı düşünce yapısı ile planlama kriterleri ve kamu yararı açısından problemli bir alanda bu projeyi gerçekleştirmektedir. Projenin yaratacağı çevre tahribatının yanında, başka bir vahim mesele de ilgili projenin reklam filminde kullanılan dil ve üsluptur. Çekilen reklam filminde, mimarın emeğini temsil eden proje paftaları bir müteahhit tarafından elinin tersi ile yerlere atılmakta ve mimarlık mesleği itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak; hem yapılan proje ile bölgede ciddi bir çevre tahribatının önünün açılmış olmasını, hem de projenin reklam filminde mimarlık mesleğinin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını kınadığımızı, siz değerli basın mensupları ve kamuoyu ile paylaşmayı gerekli görüyoruz.

TMMOB
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
Yönetim Kurulu”

Etiketler

Bir yanıt yazın