Mimarlar Odası’ndan “Dünya Mimarlık Günü” Basın Açıklaması

TMMOB Mimarlar Odası'nın "Bütün Duyarlı Kesimleri 'Mimarlığımıza ve Şehirlerimize' Sahip Çıkmaya Çağırıyoruz..." sloganıyla Dünya Mimarlık Günü'ne yönelik basın açıklamaları şu şekilde:

“Dünya Mimarlık Günü 1 Ekim 2012 tarihinde ‘Daha İyi Kentler, Daha İyi Yaşamlar / Mimarlıkla Değişen Kentler’ teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği’ne (UIA) bağlı 117 ülkede, yaklaşık 1.300.000 mimar tarafından kutlanmaktadır. Mimarlar Odası, temaya bağlı olarak Dünya Mimarlık Günü’nü bütün birimleriyle ve 40 bini aşkın üyesiyle, aynı günün olduğu haftada “Mimarlık Haftası Etkinlikleri” olarak kutlamakta ve etkinlikler Ekim ayı boyunca devam etmektedir.

Her türlü toplumsal talebin baskı altına alındığı; demokrasi ve hukuk tarihimiz açısından ‘utanç verici’ olan, ‘insanlık ve kent suçu’ niteliğinde alınan kararların havada uçuştuğu bir dönemde ‘Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyoruz.

Yargı ve kamu kurumlarının hizaya getirilerek etkisizleştirilmesi, hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı ‘yasalar’ çıkarılması; meslek örgütleri ve duyarlı kesimlere yönelik yok etme politikaları ile bu ‘çılgın’ kararların uygulanmasının önündeki engellerin ‘bertaraf’ edilmesi için fütursuzca davranılmaktadır.

TBMM tamamen devre dışı bırakılarak yürürlüğe konan KHK’ler gerekçe gösterilerek 6306 sayılı ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ adı altında ‘Dönüşüm Yasası’nın çıkarılması ve ‘uygar ülke ölçütleri’ ile bağdaşmayan mesleki alan düzenlemeleri; sonuçları itibarı ile her biri bir ‘tarih ve doğa yağması’ niteliğindeki 2B Yasası, 3. boğaz köprüsü, AOÇ’nin betonlaştırılması, Cumhuriyet’in simgesi olan kent meydanlarına, kültür ve kamu yapılarına müdahale bu sürecin kimi kararlarını oluşturmaktadır.

Bu coğrafyada elde ettiğimiz bütün birikimleri ve kazanımları yok edilerek, ‘otoriter ve rantçı’ politikalar adım adım hayata geçirilmekte, öngörülen “dönüşüm”e bağlı olarak kentlerimiz, toplumsal yaşamımız ve tüm geleceğimizin karanlığa sürüklenmektedir.

Hukuka ve bilime açıkça aykırı olan bu koşullar karşısında mimarlar ve meslek örgütü olarak;

İklim değişikliğinin etkilerinin ve kirletici gaz salınımlarının azaltılması, kaynaklar ve enerjinin daha iyi yönetiminin sağlanması;Kentlerin toplumsal olarak daha kapsayıcı, erişilebilir ve eşitlikçi olmasının sağlanması, ayrımcılığın ve güvensiz konut koşullarının ortadan kaldırılması;Kimlikli, uygar kentlerin ve ortamların desteklenmesi ve oluşturulması; Doğal veya insan kaynaklı krizler ve afetlere karşı koyabilecek biçimde kentlerin geliştirilmesi;Herkes için ekonomik, sosyal, eğitim ve yaratıcı olanakların geliştirilmesi;Tüm bireyler için güvenli ve sağlıklı koşulların sağlanması;Kentlerimizin toplumsal barışın ve dayanışmanın mekânları olarak düzenlenmeleri, yönünde bir ‘gelişim ve değişim’ için rol almaya hazır olduğumuz bilinmelidir.

Bunun olmazsa olmaz koşulu olan ‘saydam ve katılımcı’ çağdaş yaklaşımları kamu yönetimlerinden daha güçlü bir şekilde talep etmek için çaba göstermekte kararlıyız.

Dünya Mimarlık Günü’nü bu çerçevede mimarların kentlerimizi gelecek için hazırlamak konusunda oynayabilecekleri rolleri göstermek açısından önemli bir fırsat olarak bir ‘mimarlık ve toplum dayanışması’ içerisinde değerlendirmek arzusundayız.

Bu genel yaklaşım içerisinde etkinliğimizi arttırmaya çalışacağımız inancıyla; bütün mimar meslektaşlarımızın ve toplumumuzun Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyor; ‘uygar ve esenlikli bir gelecek’ dileğiyle duyarlı tüm kesimleri mimarlığımıza, şehirlerimize ve geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

MİMARLAR ODASI
Merkez Yönetim Kurulu

Etiketler

1 Yorum

  • celik-erengezgin says:

    Dünya mimarlık günü..
    Dünya muhabbet kuşları günü..
    Adaletin bu mu dünya günü..
    Maksat gün olsun, torba dolsun günü..

    Senede bir olsun hatırlanma günüdür cemi cümlesi.. Bir güne olsun muhtaç olmanın ayıbını gizleme endişesidir bu güne mahsus telaşın altında yatan.. Her günü inşa etmenin baş sorumlusu iken, ne işe yaradığını, içinde yaşadığı topluma bile anlatamamış bir meslek grubunun hazin verici durumunu kurtarma çığlığıdır; o kendimizi yere göğe koymayan güzellemeler. Bir günü kurtardım sanıp, 364 gün ağlamayı kabullenme günüdür ülkemizde.. Neresini kutlayayım ki ?..

    Bir düşünün !.. Taksim olmayaydı, o da mimarlık adına değil, her vatandaşa düşen duyarlılık adına üç beş cesur çıkış ta olmayaydı, esamemiz okunmayacaktı yine.. Ama o çıkışlara rağmen, hala ne işe yaradığımızı bilmeyen toplum önünde; ne bir doktor, ne bir avukat, ne de bir bakkal kadar hakkı helal edilen bir meslek değiliz ne yazık ki.. Neyini kutlayayım ?..

    Ah benim sevgili odalarım, sevgili mimarlık hocalarım !.. Önce bir anlatsanız çocuklara ve kendini büyümüş sananlara “mimarlık nedir, ne değildir ?” toplum onlardan ne bekler, “içi boş ta olsa, hoş olsun yeter ki” projelerine prim vermeseniz.. Kendi yaşamlarınızda, odalarınızda, okullarınızda olsun doğru örnekleri sergileyebilseniz.. Yani, ne ise toplumun derdi, bir okuyabilseniz ve çözüm üretebilseniz de; sizi arar olsa, derdine deva üreteceğinize emin olsa insanlar.. Her günümüz kutlanmaya değer olsa !..

Bir yanıt yazın